Teketek Haber

ANDIRIN AĞIDI 1

ANDIRIN AĞIDI 1
13 Şubat 2018 - 9:47

Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinin Karadut köyünden olan polis memuru Kâzım TEMİR Diyarbakır’da görev yaparken Andırın’dan ve köyünün güzelliklerinden ayrı kalır ve gözünde tüten Andırın ilçesine aşağıdaki ağıdı yakar:

Galaylı kazana tirşik bastıran
Yogurdu torbaya goyup astıran
Pilavın üstüne horuz kestiren
Yufka ile yiyenlerin nic’oldu

Güvercin etinden yahni sulusu
Çerkez kaçamağı tere yağlısı
Nerde galdı gara suyun yalısı
Burcu burcu firiklerin nic’oldu

Meke unu ile yapılan çörek
Yeşil ıspanakla pişerdi börek
Haymanın altında bağdaş gurarak
Çam bardaktan içenlerin nic’oldu

Yumurta mıklası pürenin balı
Hayalimde tüter şu Mazgaç beli
Haziranda açar Çıgşar’ın gülü
Cıvıl cıvıl göçenlerin nic’oldu

Banadura ekip yazı bekleyen
Bir seklem buğdayı ata yükleyen
Hakınaya bir de guzu ekleyen
Çaman yapıp yiyenlerin nic’oldu

Tüfeğini omzuna dakanlar
Efsin yapıp al durnaya sıkanlar
Eyrelti meşeden ataş yakanlar
Kül kömbesi yiyenlerin nic’oldu

Ormanlar kesilir hopur olurdu
Bir yandan sel akar kepir olurdu
O zaman köylüler hep bir olurdu
Oha! Diye çift sürenlerin nic’oldu

Gar kakınca Yeşilırmak çıkardı
Zopur yağar gabak şaha kakardı
Çiçeğinden anam dolma yapardı
O nur yüzlü cennetlikler nic’oldu

Maraşlı bağcının tuluk bekmezi
Çıtımık kahvesi gatık süzmesi
Harman savururken zaman tozması
Yaba vurup savuranlar nic’oldu

Ölenlere ısgat yapılır idi
Otuz üç farzı herkes bilirdi
Bayramlarda köy meydanı dolardı
O coşkulu bayramların nic’oldu

Çimenli yerlere çemlik derlerdi
Geçi yavrusuna emlik derlerdi
Tavuk kümesine pinnik derlerdi
Sabah vakti öten horoz nic’oldu

Köy hocalarına fakı derlerdi
Buğday ezen daşa soku derlerdi
Doktura gitmeyip tirşik yerlerdi
O sağlam insanların nic’oldu

Gıymatlı yelerin adı değişti
Artık ağzımızın tadı değişti
Şimdiki malların südü değişti
O gaymaklı yoğurtların nic’oldu

Arpa ekilirdi olurdu gasıl,
Dedesini aramayan bu nesil,
Çok şeyleri gaybetmişiz velhasıl,
Hani Musul, hani Kerkük nic’oldu

Sana söylüyorum güzel Andırın
Nerde galdı sacın hani tandırın
Üç asır ötesi ismin Enderun
Hani üç yüz onbeşliler nic’oldu

Takvalar’dı köyüm Karadut obam
Kesme kütüğünden yanardı sobam
Cihangir oğlunun gızıydı ebem
Hani Eyi Musa dedem nic’oldu

Kargılık’ta Şerif Fakı dururdu
Mıktar idi möhörünü vururdu
Herkes Andırın’a yayan yörürdü
Saplıcan denilen dertler nic’oldu

Gısık yolda vardı bin yıllık cevzim
Girgil ekmeğiydi ezelden bizim
Sülalenin sonuncusu bu Kâzım
Anam yurdu Alaybeyler nic’oldu

Biri oha çeker öküz durdurur
Biri oha çeker saban grdırır
Kesme ağacından hebil sardırır
Pırnal ağacından gaçık nic’oldu

Arabası akabadan geçerdi
Mor koyunun gelir suyun içerdi
Dedem ellik dakar ekin biçerdi
Çilekeş şelekçi ebem nic’oldu

Keşiş suyu ilkbaharda bulanır
Gençlerimiz gurbet elde dolanır
Toprak damlar samanlanır lolanır
Süyüklerden sakan buzlar nic’oldu

Her ağcından bal yapardı arılar
Saybaşına varan yolu yarılar
Anamın babasına derler Sarılar
Ali dedem Mustafa dayım nic’oldu

Nerde kaldı o çocukluk günlerim
Kirmenlerde eğrilirdi yünlerim
Çöken damımıza bakıp inlerim
Bakır ırbık goca çıkrık nic’oldu

Tarhanayı severlerdi firikli
Kargılık, Murtlu, Karadut, Mirikli
Benim bu köyüm evvelden dertli
Harman süren dişli gemler nic’oldu

Örme üzzük uzun golanlarımız
Az galdı bunları bilenlerimiz
Eyer, semer ve de palanlarımız
Değirmene gien gölük nic’oldu

Yol ver dağlar bir geçeyim öbekten
Aş yapardı tevriz denen gabaktan
Ilgıt ılgıt sömelekli bebekten
Belendiğim beyaz toprak nic’oldu

Çarık dikilirdi öküzün gönü
Tapaç yapılırdı darının unu
Yemekli, davullu köyün düğünü
Keklik gibi sekenlerin nic’oldu

Baraça dökülür Tahta’nın suyu
Yeşil Karapınar şu Nürpet köyü
Anacığım ağlardı Kazım’ım deyi
Başımı okşayan eller nic’oldu

Kâzım TEMİR