ABD’nin İran’a yönelik ilk yaptırım paketi 6 Ağustos’ta, ikinci yaptırım paketi ise 4 Kasım’da devreye girecek.
NEW YORK (AA) – ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesini İran nükleer anlaşmasından çekeceğini duyurmasının ardından ABD’nin İran üzerindeki ekonomik yaptırımları yeniden gündeme geldi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Trump’ın ardından dün yaptığı açıklamada, İran’a yaptırımların yeniden yürürlüğe girdiğini, bu süreçte İran’la yeni iş sözleşmeleri imzalanmaması gerektiğini belirtti.
ABD Hazine Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada da İran’a yönelik yaptırımların 90 ve 180 günlük periyotlarla yeniden uygulanmaya başlanacağı duyuruldu.
Buna göre, ABD’nin İran’a yönelik ilk yaptırım paketi 6 Ağustos’ta devreye girecek ve bu tarihten sonra İran hükümeti, ABD doları satın alamayacak, altın ve değerli madenlerle ticaret yapamayacak.
Ayrıca, İran’ın alüminyum, çelik, kömür ticareti ile otomotiv sektörü üzerine yaptırımlar gelirken, İran dışında ülkenin para birimi olan riyal üzerinden gerçekleşen önemli işlemlere de kısıtlamalar getirilecek.
ABD’nin İran’a yönelik ikinci yaptırım paketi ise 4 Kasım’da devreye girecek. Bu tarihten itibaren İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) üzerine uluslararası kısıtlamalar getirilirken, İran’dan petrol, petrokimya ve petrol ürünleri satın alınması ve genel olarak İran enerji sektörü üzerine yaptırımlar uygulanacak.
Ülkenin gemicilik sektörü, İran Merkez Bankası’nın yabancı finansal kuruluşlarla faaliyetleri ve 16 Ocak 2016’da yaptırım listesinden çıkarılan İran’la ilişkisi olan kişilere de yeniden yaptırımlar getirilecek.
Hazine Bakanlığı, açıklamasında, 5 Kasım itibarıyla ABD’li kişi veya kuruluşlar tarafından işletilen veya kontrol edilen ve İran hükümetiyle ilişkisi veya faaliyeti olan kuruluşların da yetkisinin iptal edileceğini bildirdi.
Açıklamada, söz konusu ABD’li kişi ve kuruluşların en geç 4 Kasım’a kadar İran’daki faaliyetlerini sona erdirmek için gerekli adımları atması gerektiği belirtildi.
Boeing ile AirBus’ın lisansları iptal edildi
İran’a yeniden uygulanacak yaptırımlar nedeniyle ABD’li şirketlerin anlaşmalarının sona ermesi yatırım, üretim ve istihdam açısından bu şirketleri olumsuz etkileyecek.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, dün yaptığı açıklamada, Amerikalı uluslararası uçak devi Boeing ile merkezi Hollanda’da bulunan AirBus’ın, İranlı şirketlere yolcu uçağı satma anlaşmaları kapsamında lisanslarının iptal edildiğini duyurdu.
Boeing’in İran Air ile 80 uçak karşılığında 16,6 milyar dolarlık, İran Aseman ile de 30 uçak karşılığında 3 milyar dolarlık anlaşması bulunurken, AirBus ise İran Air’le 100 uçak karşılığında 19 milyar dolarlık satış anlaşması yapmıştı.
İran’ın petrol ihracatı tehlikede
Mnuchin, ABD’nin yaptırımları nedeniyle petrol fiyatlarının artmasını beklemediğini ifade ederek, ülkesinin İran nükleer anlaşmasından çekilme olasılığının zaten petrol piyasaları tarafından fiyatlandırıldığını söyledi.
ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilme olasılığıyla son haftalarda yükselişe geçen petrol fiyatları, 7 Mayıs Pazartesi günü Kasım 2014’ten bu yana en yüksek seviyesini gördü. Pazartesi günü, dünya genelinde en yaygın kullanılan Londra Brent türü ham petrolün varil fiyatı 76,33 dolara, ABD’nin Batı Teksas (WTI) tipi ham petrolün varil fiyatı da 70,81 dolara kadar tırmandı.
Uzmanlar, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) en büyük 3’üncü ham petrol üreticisi olan İran üzerine yaptırımların yeniden gelmesi durumunda ülkenin petrol endüstrisinin, yatırımlarının, üretiminin ve ihracatının olumsuz etkileneceği uyarısında bulunurken, küresel petrol arzında düşüş görüleceğini ve bunun petrol fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskıyı artıracağını vurguluyor.
İran’ın şu anda günlük ortalama 2 milyon varil olan ham petrol ihracatının yarısı Çin ve Hindistan’a, yüzde 25’i ise Avrupa ülkelerine gönderiliyor. Yaptırımlar nedeniyle İran’ın petrol ihracatının ilk etapta günlük ortalama 500 bin varil azalacağını öngören uzmanlar, ülkenin günlük ortalama 3,8 milyon varil olan ham petrol üretiminin de yaptırımların kalkmasından hemen önceki 2,9 milyon varillik seviyeye gerileyeceği tahmininde bulunuyor.
Fransız enerji devi Total ile Çinli milli petrol şirketi CNPC’nin İran hükümetiyle Güney Pars sahası için imzaladığı 5 milyar dolar değerindeki 20 yıl süreli doğal gaz anlaşması da tehlikeye girerken, Trump’ın kararı nedeniyle dünden itibaren enerji şirketlerinin İran hükümeti veya firmalarıyla yeni enerji anlaşması yapması da yasaklanmış bulunuyor.
“İran’ın 2 seçeneği var”
Londra’daki bağımsız araştırma kuruluşu Capital Economics Uzmanı Thomas Pugh, Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından İran’ın önünde 2 seçenek olduğunu belirtti.
Pugh, yaptığı yazılı açıklamada, İran’ın, nükleer arzularını gerçekleştirmek için adım atmadan ve ABD’nin haricinde İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ile Avrupa Birliği’ni (AB) kapsayan ve 14 Temmuz 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın şartlarına sadık kalmaya devam edebileceğini kaydetti.
Bu durumda AB’nin, İran üzerindeki petrol sevkiyatı için önemli olan deniz yoluyla ulaşım faaliyetleri üzerine yaptırım getirmeyeceğini belirten Pugh, ABD’nin ekonomik yaptırımlarını pek de önemsemeyen Asya ülkelerinin İran petrolünü ithal etmeye devam edebileceğini bildirdi.
Pugh, İran’ın da nükleer anlaşmadan tamamen çekilmesi ve uranyum zenginleştirme programına yeniden başlaması durumunda AB’nin, İran üzerine deniz ulaşımı yaptırımlarını yeniden getirebileceğine dikkati çekerek, Washington ile Pekin arasındaki ticari gerginlikten dolayı Çin’in İran petrolünü almaya devam edeceğini kaydetti.
İran’a ilk yaptırımların uygulanmaya başlandığı 2012’de petrol fiyatlarının birkaç haftada varil başına 20 dolar arttığına işaret eden Pugh, bu sefer aynı durumun gerçekleşmeyeceğini belirtti.
Trump’ın kararının haftalardır petrol piyasası tarafından fiyatlandırıldığını aktaran Pugh, OPEC’in en büyük üreticisi Suudi Arabistan’ın atıl kapasiteye sahip olduğunu, ayrıca, petrol fiyatlarının artmaya devam etmesiyle ABD’nin ham petrol üretiminin de yükselmeyi sürdüreceğini vurguladı.
“Avrupa’yı zorlamak Trump’a zarar verir”
New York’taki Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikaları Merkezi Kıdemli Araştırmacısı ve eski ABD Dışişleri Bakanlığı Yaptırımlar Koordinatörü Yardımcısı Richard Nephew de ABD’nin Avrupa’daki müttefiklerinin, Trump’ın kararına karşı çıkabileceğini belirtti.
Nephew, yazdığı raporda, Trump’ın ek gümrük vergilerinin ABD ile AB arasındaki ekonomik ilişkileri bozduğuna dikkati çekerek, ABD’nin, İran üzerindeki yaptırımlar hakkında Avrupa ülkeleriyle iş birliğine gitmesi yerine onları zorlamasının Trump’a zarar vereceğini savundu.
Özellikle Çin’in dahil olduğu bazı ülkelerin ABD’nin İran’a karşı yaptırımlarını delmeye meyilli olduğunu vurgulayan Nephew, İran’ın bu ülkelere indirimli petrol satışları yapabileceğini kaydetti.
Nephew, İran’ın önünde 3 seçenek olduğunu belirterek, bunların arasında Tahran’ın nükleer anlaşmadan çekilerek nükleer faaliyetlerini yeniden başlatması, ABD’nin kararını itiraz etmeden kabul etmesi ve “mağdur” rolünü benimseyerek ABD ile Avrupalı müttefikleri arasında ayrılık oluşturması olduğunu bildirdi.
İran’ın kırılgan ekonomisine ve düşük yatırımlarına işaret eden Nephew, Tahran hükümetinin, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilerek yeniden yaptırımlar uygulamasını nükleer anlaşmanın ihlali olarak da gösterebileceğini kaydetti.