Teketek Haber

Acemli (İskender Bey) Camii

Acemli (İskender Bey) Camii
30 Mayıs 2018 - 10:48

İstanbul ve Konya’da bazı camilerin sevdalılarıyla karşılaşmıştım. İlginçtir değil mi, bir camiye sevdalanmak, orada huzur bulmak, o camiden bahsedilince içinin sızladığını duymak? Bize de ilginç geliyor. Ve düşünüyoruz, Kahramanmaraş’ta da bu şekilde sevdalısı olan bir cami var mı? Varsa, o cami hangisidir? Halkın içine daldığımızda ve dedelerimize, amcalarımıza sorduğumuzda değişik cami isimleriyle karşılaştık. Ulu Camiine ayrı bir yer verenler olduğu gibi, Divanlı Camiine usanmadan, her gün yokuş tırmanarak, ulaşan ve orada namazını ifa eden, daha sonra da oradan ayrılmayan, oradan ayrı bir muhabbetle söz edenler de oldu. Özellikle gençlere sorduğumuzda ise Acemli Camii rakipsizdi. Serinkent veya Mağaralı mahallelerinden bilhassa Acemli Camiinde dinlenmek, namaz kılmak, oranın müdavimleriyle, cemaatiyle sohbet etmek, en önemlisi de orada tefekküre dalmak için gelenler vardı. Onlar Acemli Camiin ayrı bir çekiciliğinden söz ediyorlardı. Çekiciliğinden demeyelim biz buna, maneviyatından diyelim. En doğrusu, Acemli Camii derken, soru sorduğumuz kişilerin gözlerindeki ışıltı, maneviyattandı.

“İskender Bey Camii”, “Şehit Evliya Camii” “Hafız Ali Efendi Camii” diye de anılan Acemli Camii, Şehit Evliya mahallesinde, Acemli caddesi üzerindedir;  Kıbrıs Meydanı’ndan, Ulu Cami’den, yani çarşıdan bakıldığında rahatlıkla görülebilir. Bayezitoğullarından İskender Beyin 1668 yılında yaptırdığı Acemli Camii Kahramanmaraş’ın ilk kubbeli ve ahşap kullanılmadan, sadece taştan inşa edilmiş camisi olma özelliği taşır.  Ondan öncekiler dikdörtgen şeklinde, düz tavanlı, genelde ahşaptan yapılırmış. Caminin temelindeki taşlarla, duvarlarındaki ve minaresindeki taşlar karşılaştırıldığında camiin birkaç defa yıkılıp yeniden yapıldığı anlaşılıyor. Camiin bahçesinde geniş bir medrese var. Tabii bu medrese, orijinal haliyle durmuyor, o da yeniden inşa edilmiş. İki katlı ve gayet kullanışlı. Burada sekizinci sınıftan başlayarak Kur’an-ı Kerim’i hıfzetmeye başlamış öğrenciler kalıyor. Günümüzde de bu hafızlık eğitimi Acemli Camiinde devam etmektedir.  Maraş Kalesi’nin sol tarafındaki yamaca düşen Acemli Camii kubbesiyle, minaresiyle, çok heybetli bir duruş sergiler. O Maraş Kalesi ve Ulu Camiiyle birlikte Maraş’ın Müslüman siluetini oluşturan kardeş, omuzdaş ve arkadaş bir yapıdır. Maraş denilince ilk akla gelenler de onlardır.

Ramazan ayı ve oruç deyince de ilk akla gelen onlardır. Camilerin akla gelmesi normal. Çünkü Ramazan, insanın kendini dinlediği, düşüncelere daldığı, kendini ve çevresini, hepsinden önce de Rabbi’ni düşündüğü bir aydır. Tefekkür alemine dalmak diyebileceğimiz bu zihinsel etkinliğe, en rahat ve kolay yoldan camilerde ulaşılabilir. O yüzden oruçlu bir zihin ve kalp için mesken yerleri, zikir edeceği, namaz kılacağı, kuşlara, ağaçlara ve insanlara bakarak, onları dinleyerek tefekkür edeceği, hikmet arayışında bulunacağı camilerdir. Kıbrıs Meydanı’na inmişseniz, çalışmışsanız, yorulmuşsanız, oruçluysanız, mübarek iftar vaktini bekliyorsanız, o zaman çarşıdan kolayca ulaşabileceğiniz Acemli Camiinin kollarını açmış minaresi gözlerinize takılır. Sizi kendisine çeker. Evler arasından bir davet gibi size doğru uzanır. Çünkü Acemli Camii sadece görüntüsü ve ihtişamıyla değil, abdest alacağınız buz gibi suyuyla, iki küçük havuzu ve serinliğiyle de sizi beklemektedir.