Cihangir DOĞAN, Elbistan’ın Güplüce köyünde 1955 yılında dünyaya gelir. Aylar yıllar geçer, delikanlılık çağına ayak basar. Gönül sular gibi akıp çağlamakta iken, 1973 yılında Cela (Ekinözü kasabası) içmelerinde gördüğü bir kıza gönül kaptırır. Semiye ismindeki kızın ailesi aslen Anteplidir. Cihangir DOĞAN sık sık görüşüp konuştuğu Semiye’yi en son görmeye gittiğinde, Semiyelerin Antep’e göçtüğünü öğrenir. Bunun üzerine aştan ekmekten kesilen Cihangir DOĞAN Antep’e gitmeye karar verir. Babasının haberi olmadan sığırdan ayırdığı danayı Ketizmen köyünde birisine 200 liraya satarak doğruca Antep’e bilet alır ve sora sora Semiye’lerin adresini bulur. Bulur bulmasına da birkaç gün kaldığı Antep’te Semiye’nin annesi, dikkatini çeken Cihangir’e dolaylı yoldan söz dokundurmaktan da geri kalmaz. Ve nihayet “Cihangir, Antep’i çok sevdin ellaham, gitmek aklına gelmiyor.” deyince Cihangir durumunu arz ettiği şu ağıdı yakarak kızın anasına verir:
Antep ili sıcak suyu içilmez
Esmer yârim tariflerle biçilmez
Boyu uzun servilerden seçilmez
Nasıl deyim ne söyleyim Antep’e
Aldı yârimi de vermedi bana
Elbistan’dan geldim Antep iline
Ben vuruldum badem şeker diline
Uzun etek çok yakışır beline
Nasıl deyim ne söyleyim Antep’e
Aldı yârimi de vermedi bana
Gece geldim evlerinin yâdına
Uzun yoldan geldim falcı kadına
Fal açtırdım sevdiğimin adına
Nasıl deyim ne söyleyim Antep’e
Aldı yârimi de vermedi bana
Sevdiceğim bana şiir söyletti
Hançerinen sinelerim dağlattı
Eve giden yollarımı bağlattı
Nasıl deyim ne söyleyim Antep’e
Aldı yârimi de vermedi bana
Öğle vakti Kırkayak’ta kalırım
Gül yüzlü yârimi orda sanırım
Yolda görsem çok uzaktan tanırım
Nasıl deyim ne söyleyim Antep’e
Aldı yârimi de vermedi bana
Ne kadar söylesem akıl kâr etmez
Âşık Cihangir’in sözleri bitmez
Gece de hayali karşımdan gitmez
Nasıl deyim ne söyleyim Antep’e
Aldı yârimi de vermedi bana
Bu şiiri alan Samiye’nin annesi durumun vahametini anlar ve Samiye ile Cihangir’in görüşmelerine mani olur. Cihangir bakar olacağı yok, elindeki dananın parası da tükenmek üzeredir, çaresiz köye döner. Döner dönmesine de çok geçmeden Samiye’nin bir başkasına verildiği haberini alır; hem ağlar, hem de şu ağıdı yakar:
Kanlı yaşları gözümden
Döktü nazlı nazlı yârim
Şu kalbimi ta özünden
Söktü nazlı nazlı yarım
Yüce dağlar yol ver geçim
Düşlerim hep biçim biçim
Bir tas su verin de içim
Yaktı nazlı nazlı yârim
Başıma yağan tolu mu
Dosta kaldırdım kolumu
Sultanıma şu yolumu
Büktü nazlı nazlı yârim
Demen ki ne kaldım naçar
Kara gündür gelir geçer
Diken bile çiçek açar
Açtı nazlı nazlı yârim
Kul garip Cihangir halde
Arının kıymeti balda
Deli gönül suyla salda
Aktı nazlı nazlı yârim
Cihangiz DOĞAN