Teketek Haber

ARSLAN BEY

ARSLAN BEY
DURDU MEHMET MENGÜR( mmengur1881@gmail.com )
06 Şubat 2019 - 13:21

Maraş’ın yiğit evladı.
Arslan Bey 1883 yılında Maraş sancağının Göksun kazasında doğmuştur. Ailesi 1858 yılında Kafkasyadan Maraşa göç etmiştir. Arslan Bey polis olmak istemiş, sınavlara girmiş başarılı olmuş ve 1910 yılında Halepte polis memuru olarak göreve başlamıştır. Yıl 1917 ye geldiği dönemde ise Trablusşam bölgesinde serkomser olarak görevini ifa etmektedir. Mondros mütarekesinin imzalanmasıyla, 23 Şubat 1919 tarihinde İngilizler Maraş’ı fiilen işgal etmişlerdir. Arslan Bey ise ” Memleketime düşman girmişken burada görevimi ifa edemem” diyerek 5 Eylül 1919 da Maraşa gelmiştir. Ne var ki her şey aklında planladığı gibi gitmemiştir. İttihatçı olduğu gerekçe gösterilerek görev verilmemiş, Çetelerin birleşmesi teşkilatlanmasını savunurkende başta Mutasarrıf Ata Bey, Kadir Paşa olarak, Arslan Beyin İttihatçı olduğunu da ileri sürerek ona karşı cephe almışlardır. Bir yandan da İngilizlerin Maraş’ı Fransızlara bırakarak çekilmeleri Ermenilerin yaptığı taşkınlıkları iyice artmıştır. Fransız komutan Andrew gözünü kaledeki al bayrağa dikmiş, bayrağın indirilip yerine Fransız bayrağının asılmasını emretmiştir. Bunun üzerine mutasarrıf Ata bey Maraş kalesine Fransız bayrağı astırmıştır. Bu olay Maraş halkının üstüne kara bulut gibi çökmüş, artık millette fikir olarak Arslan Bey’in en baştan beri dediği noktaya gelmiştir. Arslan Bey Maraş Ulu Camii hocası Rıdvan Hocayla konuşmuş Cuma namazı için halk camiiye gelince onlara etkili bir konuşma yapmasını istemiştir . Ne var ki Rıdvan hoca bu konuşmayı hakkıyla yapmış ” Ben size namaz kıldırmam! Siz hür değilsiniz esir hükmündesiniz o bayrak o kalede dalgalandığı müddetçe size cuma namazı farz değildir” der
Artık Maraş halkını ne İstanbul hükümetinden gelen eylemsizlik emri nede Temsil heyetinden yani Mustafa Kemal paşadan gelen eylemsizlik emri durduramaz. Maraş halkı ölür ama esir olmazdı! Ulu camii den sancağı alan halk kaleye hücum etti, ama nasıl bir halk nasıl bir hücumdu o erkek, kadın , yaşlı, çocuk demeden silahla bıçakla kazmayla kürekle , Cennete koşarcasına mermilere koşarak, işte o hücumda en ön saftadır Arslan bey, kale alınmış ve al bayrak göklere çekilmiştir. Bundan sonra halk Arslan bey i Maraş çetelerinin başına layık görmüş, Arslan Bey Maraştaki tüm çeteleri tek çatı altında toplamıştır. Temsil heyeti tarafından Pazarcık a atanan Kılıç Ali paşa maraşa gelmiş, Arslan Beyle görüşmüştür, Arslan Beye silah veremeyeceğini, ayrıca muharebe için hiçbir hazırlıklarının olmadığını sükuneti koruması gerektiğini söylemiştir. Mamafih Arslan Bey Silahları şube ve jandarma dairesinden, kapı kapı dolaşarak halktan bir kısmını da Karakol teşkilatı aracılığıyla sağlamıştır. Fransızlar bayrak hadisesinde sonra Maraşa daha çok birlik takviye etmiş, General Keret de Maraşa gelmiş, baskı daha da artmış, bir Türk Jandarmanın yaralanması, hükümet binasına yürüyen Fransız askerlere ateş açılmasıyla, Arslan Bey meşhur beyannamesini yapmış ” Efendiler ! Harp başlamıştır. Allah’ın inayeti , Peygamberin ruhaniyeti, Türk Milletinin fedakârlığı ile Vatanımız da tek bir kişi kalana kadar düşmana teslim olunmayacaktır, işte o kadar! ”
Arslan Bey ilk günden son güne kadar her bölgeyi geziyor, planlamaları yapıyor, gerektiğinde göğüs göğüse fransızla ermeniyle çarpışıyordu. Ayrıca temsil heyetinden talimat ve desteklerini istemiştir.
Temsil heyetinden gelen cevap Arslan Bey’i ve çeteleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Temsil heyeti savaşın durdurulmasını sükunetin korunmasını emretmiştir. Bu durum karşısında Arslan Bey hayati bir karar verip gelen bu hükümsüz saymış mücadeleye devam etmiştir. 22 ocakta Maraş mutasarrıf vekili Cevdet, belediye reisi, Sıtkı ve jandarma komutanı İsmail Hakkı dan yazı gelmiş ama Arslan bey onlara da aldırış etmeden mücadeleye devam etmiştir. Fransız ve Ermeni kuvvetleriyle olan savaş devam ederken kadir paşa bazı kişileri evinde toplayıp Fransızlara teslim olma ve barış yapma içerikli bildiri hazırlamış , Arslan Bey’in bu duruma ikna olmaması ve mücadeleye devam etmesi sonrası, Arslan Bey’in karşısına geçip ona hakaretler etmiş camilerin yandığını da bahane göstererek “başımıza ne işler açtın” demiştir. buna cevaben
Arslan Bey ” kadir paşa biz bozkurtuz, bir bozkurt ele geçeceğini anlayınca kendi ödünü deşer, ölür de teslim olmaz!” Demiştir.
Arslan Bey’in kararında ısrar etmesinin ne kadar doğru olduğu anlaşılmış nitekim Fransızlar yenilgiyi kabul edip geri çekilmişlerdir ve Maraş Halkı kanıyla yazdığı kahramanlık destanına imzasını atmıştır. Maraş’ın kurtuluşundan sonra Arslan Bey Maraş mebusu seçilmiş lakin meclise gitmemiş Antep ve İslahiye cephelerinde teftişlerde bulunmuş, sonrasında TBMM tarafından 14 ay Güney Cephesinde görev yapmıştır. Görevi bitip meclise geldiğinde , hükümetin yaptığı bazı inkılaplara karşı çıkmış, imza atmamış ve hükümetle ters düşmüştür. İkinci dönem de aday olmamış, gittiği her yerde kalabalık milletler tarafından karşılanması akıllara ikinci bir Çerkes Ethem vakası olabilir sorusu gelmiş , istiklal Mahkemesinde yargılanmış ev hapsine çarptırılmıştır. 15 yıl sonra serbest kalmıştır. Bu arada varlık vergisi çıkmış Arslan Bey vergiyi ödemekte sıkıntıya düşmüş, varlık vergisini ödeyemediği için demir yollarında işçi olarak çağırılmıştır bu nedenle arazileri çok ucuz fiyata satmak zorunda kalmıştır. Maraş’ın Aslanı 40 yıl boyunca, gösterişten uzak mütevazi hatta zaman zaman yokluk içinde bir hayat yaşamış onurlu ve asil duruşundan ödün vermemiş, 7 haziran 1963 te Allah’ın rahmetine kavuşmuştur.