Binlerce yıllık geçmişiyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Malatya’daki Arslantepe Höyüğü’nün kalıcı listeye dahil edilmesi için çalışmalar yapılıyor.
Fırat Nehri’nin batı kıyısında, Malatya’ya 7 kilometre mesafedeki Arslantepe, yüksek tarım potansiyeli, sulak alanları ve nehrin taşkınlarından korunan yapısı sayesinde binlerce yıl insanoğluna kucak açmış tarihi mekanlar arasında bulunuyor.
Geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı’na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Arslantepe, Hititler’den Roma ve Bizans’a kadar pek çok medeniyetin izlerini de bünyesinde barındırıyor.
Kazı çalışmalarıyla Geç Hitit dönemine ait, girişinde aslan ve devrilmiş kral heykellerinin bulunduğu höyük, yağmur drenaj hattı gibi altyapısı bulunan kerpiçten sarayı ve 2 bini aşkın mühürle Anadolu’nun en eski şehir devletlerinden birinin yapılarını ortaya koyuyor.
Duvarlarında siyasi gücün tasvir edildiği renkli figürler ve işlenmiş rölyef levhalarla erken devlet sisteminin izlerini de barındıran Arslantepe’de, Mezopotamya ile benzerlik gösteren çok sayıda çanak ve çömlek de kazılardan çıkan eserler arasında yer alıyor.
İtalya Roma La Sapienza Üniversitesi tarafından 1961’den bu yana kazı çalışması yapılan alanda, merkezi devlet sistemine geçişe tanıklık eden bulgular ortaya çıkarıldı.
Kerpiç saray kompleksi, gıda dağıtımında kullanılan mühürleme sistemi, dünyada bugüne kadar bulunabilmiş en eski kılıçlar devlet sisteminin burada ortaya çıktığını gösteriyor.
Bu özellikleri dolayısıyla 2014’te UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne alınan Arslantepe Höyüğü’nün kalıcı listeye dahil edilmesi için çalışmalar yapılıyor.
“Dünyanın en eski kılıçları diyebiliriz”
İl Kültür ve Turizm Müdürü Çetin Şişman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arslantepe’nin Anadolu’nun en büyük höyüklerinden biri olduğunu belirterek, burada Geç Kalkolitik dönemden itibaren birçok medeniyetin izlerine rastlanabildiğini söyledi.
Höyükte yürütülen kazı çalışmalarında önemli buluntulara rastlandığını aktaran Şişman, “Arslantepe Höyüğü’nün en büyük ayırt edici özelliği, dünyanın en eski kerpiç sarayını bulundurmasıdır. İlk kazılar sırasında tapınak bulunması, ardından da sarayın ortaya çıkması, buranın değerine değer kattı. Ayrıca kazılar sırasında elde edilen metal kılıçlara, dünyanın en eski kılıçları diyebiliriz.” şeklinde konuştu.
Arslantepe Höyüğü’nün, barındırdığı tarihi özelliklerle Türkiye’nin önemli tarih ve kültür hazinesi olduğunu belirten Şişman, UNESCO’nun 2014’te Arslantepe’yi Dünya Miras Geçici Listesi’ne aldığını hatırlattı.
Şişman, höyüğün kalıcı listeye girmesi için birtakım çalışmaların yapılması gerektiğini dile getirerek, bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Battalgazi Belediyesi arasında 2016’da imzalanan protokolle Arslantepe’nin kalıcı listeye girmesi için çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Şubatta kalıcı liste için başvuru yapılacak
Höyüğün kalıcı listeye alınması için projeler hazırladıklarını anlatan Şişman, “Arslantepe Höyüğü’ne Doğu Anadolu Projesi kapsamında yaklaşık 1 milyon liralık bir bütçeyle karşılama merkezi yapacağız. Karşılama merkezinde ziyaretçilerimizi daha iyi ağırlayacağız. Buraya gelenler yaklaşık 5 bin yıllık tarihin izlerini sürebilecek. Ziyaretçilerimiz burada sarayın yıkılmamış duvarlarında bezemeler var, onları görebilecekler.” diye konuştu.
Şişman, Arslantepe Höyüğü’nün kalıcı listeye dahil edilmesi için hazırlıklarının sürdüğünü dile getirerek, “2019’un şubat ayında resmi başvurumuzu yapacağız. Kalıcı listeye girmek yeterli olmuyor. Biz sonrasını da düşünerek projelerimizi hayata geçireceğiz.” ifadesini kullandı.
“Tarihi hissediyorsunuz”
İstanbul’dan ailesiyle Arslantepe Höyüğü’nü ziyarete gelen Ümit Kürek ise höyüğün tarihsel özelliklerinin ilgisini çektiğini söyledi.
Höyüğün 11 yaşındaki kızının eğitimine ve tarihsel bilgisine de katkı sağlayacağını düşündüğünü aktaran Kürek, “Burayı beklediğimden daha iyi buldum. Yürüyüş yolları çok güzel. Bütün bölümlere girebiliyorsunuz ve her bölümle ilgili bilgilendirici panolar var. Duvarda bazı çizimler vardı onlar da güzeldi. Burada dolaşırken 6 bin yıllık tarihi de hissediyorsunuz, bu çok güzel ve heyecan verici.” dedi.
Malatyalı Ekin Bulut ise alandaki çalışmalardan dolayı yetkililere teşekkür ederek, “Malatyalı olarak başka yerleri gezmeye, görmeye gittiğimiz halde Malatya’ya geç kalıyoruz. Gerçekten burayı beğendim. Çok güzel, herkesin gezmesini, görmesini, tarihi keşfetmesini istiyorum. Bir kere gelince olmuyor, yeniden yeniden geldiğinizde başka bir şey keşfediyorsunuz. Bu çok güzel bir şey.” ifadelerini kullandı.