Besim Atalay: “…Lûtfiyye… herkes tarafından takdir olunurdu”
Maraş Târîhi ve Coğrafyası adlı bir eser yazarak bastıran Besim Atalay (1882-1965), anılan kitabının sekizinci babında bu şehirde geçmiş âlim, din bilgini ve şairleri tanıtırken Sünbülzâde Vehbî hakkında da kısaca bilgi verir. Bizi, konumuz yönünden Vehbî’nin edebî şahsiyeti, eserleri ve bilhassa Lûtfiyye’ye dair malûmat alâkadar ettiği için, Atalay’ın o mevzudaki cümlelerini nakledeceğiz:
“Son teceddüd-i ilmî devresine kadar mûmâ ileyh yegâne tanılmakda idi. Eserleri pek mu‘teber sayılırdı. Tuhfe, Nuhbe, Lûtfiyye nâm eserleri âdetâ herkes tarafından takdîr olunurdu. Tuhfesi yakın zamanlara kadar medreselerde ve rüşdiye mekteblerinde talebeye ezber etdirilir ve bu sakîm usûlle talebeye Fârisî belletdirilir idi. Mûmâ ileyh ince ve hassas bir şâir olmakdan ziyâde lâ-kayd ve perde-bîrûn bir nâzımdır.”[1]
[Son ilmî yenilenme devresine kadar adı geçen (şair) biricik tanınmaktaydı. Eserleri çok itibarlı sayılırdı. Tuhfe, Nuhbe, Lûtfiyye adı eserleri adeta herkes tarafından beğenilirdi. Tuhfe’si yakın zamanlara kadar medreselerde ve rüşdiye mekteplerinde talebeye ezber ettirilir ve bu sakat usulle öğrencilere Farsça öğrettirilirdi. Adı geçen, ince ve hassas bir şair olmaktan ziyade kayıtsız (dindar olmayan) ve edep dışı bir nâzımdır.]
Atalay’ın bu satırları, Vehbî’nin son ilmî yenilenme devrine kadar büyük şair kabul edildiğini, eserlerinin çok itibarlı olduğunu, Tuhfe, Nuhbe, Lûtfiyye adlı kitaplarının âdetâ herkes tarafından beğenildiğini belirtmekte; başka bazı şair ve yazarların aynı husustaki şahitliklerini teyid etmektedir.
[1] Besim Atalay, Maraş Târîhi ve Coğrafyası, İstanbul, Matbaa-i Âmire 1339, s. 138.