Teketek Haber

ÇUKUROVA’NIN “EFES”İ ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR

ÇUKUROVA’NIN “EFES”İ ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR
18 Şubat 2018 - 13:55

Türkiye’nin sayılı antik kentlerinden biri olan ve sütunları, yürüyüş yolu ve tiyatrosu halen ayakta kalan Kastabala, tarih meraklılarının ilgisini çekiyor

Osmaniye’deki Kastabala antik kenti, yürüyüş yolu, tiyatrosu, kalesi ve sütunlarıyla zamana meydan okuyor.

Türkiye’nin sayılı antik kentlerinden biri olan ve gerek sütunları gerek yürüyüş yolu gerekse de tiyatrosu halen ayakta kalan Kastabala, tarih meraklılarının ilgisini çekmeye devam ediyor.

Tarihi milattan önce 5. yüzyıla kadar dayandığı belirtilen antik kent, kazı çalışmalarında bulunan Perasia heykeliyle de öne çıkıyor.

Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürü Burhan Torun, antik kentin Osmaniye’ye 12 kilometre uzaklıkta ve Ceyhan Nehri’ne yakın bir ovada kurulu olduğunu söyledi.

Bölgede, 2009 yılından bu yana Karadeniz Teknik Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nce kazı çalışmalarının yürütüldüğünü dile getiren Torun, “Antik kent, Ceyhan Nehri’nin yakınında yer almasının yanı sıra tiyatro, hamam, kutsal alanlar, nekropol (mezarlık) alanlar, su kanalları, kiliseler, kale ve konut alanlarıyla zamanının önemli bir yerleşim alanıdır. Kastabala, milattan önce 1. yüzyılda Tarkondimitos Krallığı’nın da başkentliğini yapmıştır.” dedi.

Bölgeyle ilgili en eski yazıtın milattan önce 4. ve 5. yüzyıla ait olduğunu vurgulayan Torun, “Buna göre Hitit Pers döneminde kutsal tanrıça olduğuna inanılan Perasia’nın tapınağının burada olması bu bölgenin manevi önemini artırmaktadır.” dedi.

“Türkiye’deki iki antik kutsal kentten biri”

Türkiye’de “kutsal antik kent” unvanı alan iki antik kent olduğunu belirten Torun, şunları söyledi:

“Bu kentlerden biri Denizli’deki Hierapolis antik kenti, diğeri ise Kastabala antik kentidir. Bu kentte ayrıca Roma dönemine ait bir kale de bulunmaktadır. Kastabala, o dönemde kilometrelerce öteden su getiren üstü açık kanallara sahip olmasıyla, tiyatrosuyla, kilisesiyle ve kentin girişindeki bir çoğu ayakta kalabilen sütunlarıyla Çukurova’nın ‘Efes’i durumundadır ve ziyaretçilerini beklemektedir.”