DİJİTAL DÖNÜŞÜM MERKEZLERİ KURULUYOR
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Sanayicilerimiz için Dijital Dönüşüm Merkezleri kuruyoruz. Ankara ve Bursa’da model fabrikalarımızı kasım ayında hizmete açıyoruz.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) genel merkezinde gerçekleştirilen “Sanayide Dijital Dönüşüm Günleri”nin dördüncüsünde yaptığı konuşmada, küresel ekonomide yeni bir evreye girildiğini söyledi.
Bu dönemin kodlarının “ticaret savaşları” ve “teknolojik değişim” üzerinden yeniden tanımlandığını aktaran Varank, “Bir taraftan bakıyorsunuz, küresel ticaret savaşları tüm gündemi meşgul ediyor. ABD’nin aldığı bir karar ya da yapılan bir açıklama, dengeleri bir anda sarsabiliyor.” dedi.
Varank, teknolojik değişim ve dönüşümün, çok hızlı bir biçimde hayata dâhil olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kimi zaman, olup biteni takip etmekte dahi zorlanıyoruz. Sadece üretim tarafına odaklandığımızda, geleneksel üretim modellerinin dijitale doğru kaymaya başladığını hepimiz fark ediyoruz. Yeni teknolojiler, üretimin artık her alanına çok daha yoğun bir şekilde nüfuz ediyor. Nesnelerin interneti, yapay zeka, bulut bilişim, büyük veri ve robotik sistemler gibi uygulamalar, üretimde giderek daha fazla kullanılıyor.”
Daha adı bile duyulmayan pek çok uygulamanın ekonomileri ve toplumları çok ciddi bir biçimde dönüştüreceğini ifade eden Varank, “Dünya Ekonomik Forumu’nun bir çalışmasına göre, mal ve hizmet üretiminde dijitalleşme, önümüzdeki 10 yılda yaklaşık 100 trilyon dolarlık bir ekonomik etki yaratacak. Geçtiğimiz sene toplam küresel milli gelirin 80 trilyon dolar olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu rakamın ne kadar muazzam olduğunu fark edebiliriz.” diye konuştu.
“Makroekonomik temellerimizi güçlendirdik”
Mustafa Varank, küresel rekabet koşullarının yeniden şekillendiğini belirterek, “Artık bütün sektörlerde aynı anda verimlilik artışları getirecek bir imkândan bahsediyoruz. Dolayısıyla tüm bu değişim ve dönüşüm sürecinden Türkiye’yi ayrı düşünemeyiz.” dedi.
Son 16 yılda Türkiye’nin çok önemli bir mesafe kaydettiğine işaret eden Varank, şunları kaydetti:”Milli gelirimizi yaklaşık 4 kat, kişi başına gelirimizi 3 kat artırmayı başardık. Makroekonomik temellerimizi güçlendirdik. Gelir dağılımı, finansmana erişim, beşeri ve sosyal kalkınmada çok iyi seviyelere geldik. Evet, son bir aydır belki görece zor zamanlar yaşıyoruz. Ama bunların hepsini atlatacak dirence sahibiz. Aslında yakın tarihi düşünürseniz, Türkiye’nin gücü daha da net ortaya çıkıyor.
İçeride ve dışarıda pek çok saldırıya maruz kaldık ama yolumuza hep daha güçlü bir şekilde devam ettik. Türkiye’nin büyük hedefleri ve idealleri var. 2023 yılında, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek istiyoruz. Bunun için bir paradigma değişimine ihtiyacımız var. Bu değişim, üretim tarafından gelecek.”
Varank, rekabet gücünü artıracak ve üretimde yapısal dönüşümü gerçekleştirecek politikalarla, yüksek ve sürdürülebilir büyüme oranlarına ulaşmanın mümkün olduğunu vurgulayarak, “Sanayinin dijital dönüşümü tam da bu amaca hizmet eden politikalardan biri… Bu bağlamda şöyle bir vizyona sahibiz; Türkiye, sanayide dijital dönüşümü gerçekleştirirken, bir taraftan küresel rekabet iddiasını sürdürecek. Ama diğer taraftan da kendi hedeflerimiz, imkân ve kabiliyetlerimiz doğrultusunda ilerleyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Başka ülkelerin Endüstri 4.0, Toplum 5.0 gibi yol haritalarını kopyalamak yerine, kendi yol haritalarını takip edeceklerini belirten Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Milli teknoloji, güçlü sanayi vurgusuyla yüksek katma değerli alanları ve bu alanların alt bileşenlerini milli ve özgün olarak geliştirme hedefimiz var. Paradigma değişimlerinin getirdiği fırsatları iyi değerlendirecek, bugünden 5-10 yıl sonrasını hedefleyen işlere öncelik vereceğiz. Elbette çağın gerektirdiği üretim modellerini uygularken, bizi öne geçirecek fırsatlar, araçlar ve kestirme yollar bularak hareket edeceğiz.”
TÜBİTAK destekleri
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, sanayinin dijital dönüşümü için bugüne kadar atılan adımlara değinerek, 2 yıl önce kamu ve özel sektör kuruluşları ile birlikte bir platform oluşturduklarını bildirdi.
Bu platformun, gelecek dönem yol haritasını şekillendirmek üzere politika ve strateji önerileri geliştirdiğini aktaran Varank, “Çalışmaların etkin bir şekilde koordinasyonu için bakanlığımız bünyesinde bir de daire başkanlığı kurduk. Gelinen aşamada, insan, teknoloji, altyapı, tedarikçiler, kullanıcılar ve yönetişim bileşenlerinden oluşan Dijital Türkiye Yol Haritası’nı 3 ay önce kamuoyu ile paylaştık.” diye konuştu.
Yol haritalarının ilk bileşeninin “insan” olduğunu vurgulayan Varank, şöyle devam etti:
“Amacımız, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu iş gücünün yetiştirilmesi ve dijital dönüşüm konusundaki farkındalığın yaygınlaştırılması. Eğitim içeriklerini, bu dönüşümle uyumlu bir biçimde tasarlamak üzere diğer bakanlıklar ve kamu kurumları ile beraber çalışacağız. Dijital dönüşüm kütüphanesi portalını kuracağız. Bu sayede işletmeler, kendi dijital olgunluk seviyelerini görebilecek, eğitim modüllerinden faydalanacak ve örnek uygulamaları takip edebilecek.
İkinci bileşenimiz olan teknoloji ki bunu ‘tedarikçi bileşeni’ ile birlikte ele almak istiyorum. Teknolojinin hayata geçmesi için temel araştırma, uygulamalı araştırma ve ticarileşmeden oluşan 3 aşamalı bir sürece ihtiyaç var. Bu aşamalardan hiçbirini göz ardı edemeyiz. Dijital teknolojileri üretebilmek için öncelikle Uygulamalı Ar-Ge Stratejisi geliştireceğiz. Bu kapsamda, yerli teknoloji üreten işletmelerin envanterini çıkarıp buradan çıkan yetkinlik seviyelerine göre öncelikli dijital teknoloji alanlarını belirleyeceğiz.”
Varank, TÜBİTAK’ın konuyla ilgili bir ön inceleme yaptığını ve “Akıllı Üretim Sistemleri Yol Haritası” çalışmasını tamamladığını, bundan böyle TÜBİTAK desteklerinin, kritik teknolojilerin yerli imkânlarla geliştirilmesi amacıyla kullanılacağını söyledi.
“Desteklerimiz artarak devam edecek”
Mustafa Varank, TÜBİTAK’ın, son 6 yılda, sanayinin dijital dönüşümüne hizmet eden teknolojileri yerli imkânlarla geliştirmek için 1,6 milyar liralık Ar-Ge ve Yenilik Projesi desteği sunduğunu, desteklerin yüzde 21’inin sensörler ile elektronik devre ve mikroelektro-mekanik sistemlerle ilgili projelere gittiğini bildirdi.
Varank, bu rakamı, yüzde 20’lik bir payla haberleşme sistemlerinin izlediğini ve yapay zeka ile robotik-mekatronik alanlarının ayrı ayrı yüzde 15’er pay aldığını söyledi.
Rakamların başlangıç için ellerinde iyi bir baz olduğunu gösterdiğini belirten Varank, devamla şunları kaydetti:
“Şüphesiz, gelecek dönemde de bu desteklerimiz artarak devam edecek. Yol haritamızın diğer bileşeni olan ‘altyapı’ dijital dönüşümü bugün konuşuyor olabilmemizin en önemli nedeni. 5G başta olmak üzere dijital iletişim altyapısına yönelik yatırımlara devam edeceğiz. Dijital dünyanın güvenliğini çok önemsiyor, bilgi ve iletişim teknolojilerinde güvenlik risklerine, gizliliğe ve tehditlere odaklanmış bulunuyoruz. Bu amaçla, çözüm ortaklarının desteklenmesi konusu gündemimizde. Başarılı bir dijitalleşme, verinin toplanması ve çok daha etkin kullanımıyla mümkün. Bu amaçla bulut teknolojilerinde milli çözümler geliştirmek öncelikli işlerimizden biri olacak.”
Varank, yol haritalarının beşinci bileşeninin “kullanıcılar” olduğunu belirterek, “Sanayicilerimiz için Dijital Dönüşüm Merkezleri kuruyoruz.” dedi.
Bu merkezlerde sanayicilerin, deneyimsel eğitim ve danışmanlık hizmetleri alacağını bildiren Varank, şu görüşleri dile getirdi:
“Dijital dönüşümün, teori ve uygulamasını gerçek bir üretim ortamında deneyerek öğrenecekler. Bu kapsamda, Ankara ve Bursa’da model fabrikalarımızı kasım ayında hizmete açıyoruz. Bunun yanı sıra İzmir, Gaziantep, Mersin, Konya ve Kayseri model fabrika projelerinin de planlaması yapıldı ve fon kaynakları bulundu. Biliyorsunuz, model fabrikalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın 100 Günlük İcraat Programı’nın da bir parçasıydı. Model fabrikaların içinde, sanayi ile ilgili doktora ve master programlarının uygulama aşamaları da gerçekleştirilebilecek. Böylece kamu-sanayi-üniversite iş birliği de somut bir biçimde hayat bulacak.”
“Bu sefer biz TÜSİAD’a çıkarma yapmış olduk”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, son bir yılda dijital dönüşüm projeleri için sanayicilere 260 milyon lira destek ödemesi yaptıklarını bildirdi.
Yol haritalarının son bileşeni olan “yönetişimin” dijital dönüşüm sürecinde başarı için etkili bir yönetim ve paydaşlar arasında koordinasyonu sağlayacak bir yapıya süreklilik kazandırmakla ilgili olduğunu aktaran Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Bakanlığımız başkanlığında kurulan Dijital Dönüşüm Platformu, son 2 yılda iyi bir performans ortaya koydu. Bu platformun kurumsallaşmasına yönelik çalışmaları tamamlayacağız. Bildiğiniz üzere, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte kamuda yeni bir yapılanmaya geçtik. Yeni ofis ve kurullar oluşturuldu. Bunlardan biri de Dijital Dönüşüm Ofisi…”
Varank, medyanın “TÜSİAD’dan Ankara’ya çıkarma” manşetlerini atmayı çok sevdiğini belirterek, “Bu sefer biz TÜSİAD’a, İstanbul’a çıkarma yapmış olduk, hem de istişarelerde bulunduk, bizzat kendilerinden konularını dinlemiş olduk.” yorumunu yaptı. Bu sırada TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik de Bakan Varank’a “Ayaklarınıza sağlık Sayın Bakanım.” dedi.
Yerli yazılım ürünlerinin kullanımında yeni girişim
Mustafa Varank, beyaz eşya sektörünün dünyada yedinci ve Avrupa’da üçüncü büyük ihracatçı olduğunu ifade ederek, “Akıllı ev uygulamalarını sektöre dâhil etmeyi ve yerli imkânlarla söz konusu segmentlerin geliştirilmesini çok önemsiyoruz. Hedefimiz, bu konuda rekabetçilik yönünden öncü olmak.” diye konuştu.
Otomotiv sanayisini elektronik-yazılım sektörü temelinde daha da ileri taşıma hedefleri olduğunu vurgulayan Varank, şunları kaydetti:
“Sektörde kullanılacak olan nesnelerin interneti tabanlı elektronik aksamlarda ülkemizi önemli bir üretim üssü haline getirmeyi hedefliyoruz. Yerli yazılım ürünlerinin çeşitliliğini ve kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Ülkemizde son derece yetkin yazılımcılarımızın olduğunu biliyoruz. Sektöre, teknoparklar, Ar-Ge merkezleri, TÜBİTAK ve KOSGEB üzerinden fon sağlamaya devam ediyoruz. Ancak hala arzu edilen seviyede değiliz, yapacak çok işimiz var.
Geliştirilen ürünlerin çoğu ticarileşme aşamasında ve uygulamada sorunlar yaşıyor. Kısmen satış yapabilenler de yeterli ölçeğe ulaşamadıkları için bir süre sonra faaliyetlerine son veriyor. Ülkemizin yazılım ve yazılım için harcanan emek çöplüğüne dönmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Yerli yazılım ürünlerinin kullanımında başta kamu olmak üzere yeni bir girişim başlatacağız. Bilişim ürünleri ihtiyacının yerli tedarikçilerden sağlanması konusunda, sertifikasyon da dâhil olmak üzere, düzenleyici adımları hayata geçireceğiz.”
Varank, iş dünyasında, yerli dijital ürünleri kullananlar için bakım ve onarım hizmetlerini destekleyecek yeni mekanizmaları kurgulamaya başladıklarını, yazılım ekosistemini güçlendirmek adına açık kaynak kodlu yazılımlar ve yapay zeka stratejilerini geliştirerek yol haritalarını hazırladıklarını söyledi.
“Yeni bir rekabetçi üstünlük alanı oluşturacağımıza inancım tam”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, küresel rekabette ayakta kalmak için dijital dönüşümün başarılması gerektiğini belirterek, “Bu sayede yüksek katma değerli üretim yapan ve daha nitelikli istihdam sağlayan bir sanayiye ulaşacağız. Türkiye’nin gücü nitelikli insanlarından geliyor, bunun farkındayız. Bize düşen görevleri sonuna kadar en iyi şekilde yapmaya hazırız. Sizlerden de aynı şevk ve heyecanı bekliyoruz.” dedi.
Bu süreci başta Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başta olmak üzere, diğer tüm paydaşlarla birlikte en etkin şekilde yöneteceklerini ifade eden Varank, “Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu’nu kurumsal bir yapıya dönüştürerek yeni bir rekabetçi üstünlük alanı oluşturacağımıza inancım tamdır. İçinde bulunduğumuz bu dönemde, taşın altına elini koyan herkese şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Öte yandan, Bakan Varank’a eşlik eden heyette Bakan Yardımcıları Çetin Ali Dönmez ve Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikler Genel Müdürü Bilal Macit de yer aldı.