Köylerin birinde hocalık yapan bir adamın gelinlik çağına gelmiş, göze görkem, boy-bos yerli yerinde bir kızı vardır. Kız, isterinin çok olmasına rağmen, layığına varamaz. Hocanın gözü, dünürler içerisinde karşı köyden sayılıp sevilen bir adamı tutar. Ne var ki oğlan o kabiliyette biri değildir. Sevdiği biri olmasına rağmen, kıza danışılmadan söz kesilir. Düğün yapılır ve kız gelin gider. Damat gerdek odasının eşikliğine gelerek oturur. Kapıdan içeri giremeyen oğlanı gören gelin kızımız şu ağıdı yakar:
Gelin oldum Karabekir eline
Yedi bayram kına yakmam elime
Kurban olam çiğdem gimi beline
Yayladan gel kömür gözlüm yayladan
Benim babam karşı köyün hocası
Peşime düştü de genci gocası
Dizime vurdum da gerdek gecesi
Yayladan gel kömür gözlüm yayladan
Altıma serdiler minderden döşek
Koynuma koydular bir kötü uşak
Küskün değilim ki gidem barışam
Yayladan gel kömür gözlüm yayladan
Önüme koydular mısır darısı
Koynuma koydular kedi yavrusu
Şo gözelde şo kötünün karışı
Yayladan gel kömür gözlüm yayladan
Keçi değilkine davara katam
Kedi değilkine kaldırıp atam
Yiğit değilkine sarılıp yatam
Yayladan gel kömür gözlüm yayladan
Oduncular kısa yapar ocağı
Demirciler çifte vurur nacağı
Çocuk kötü yapamıyor kucağı
Yayladan gel kömür gözlüm yayladan
Kapının önünden geçmedim yoldan
Yanağın şelvesi kırmızı gülden
Ben seni sevmişim özüm ile candan
Seninse sevdiğin yalan Gülperi’m