Yıllardır gurbette gördüğü tedavinin sonunda kanser hastalığından ölen oğlu Halil’in acısına dayanamayan Şerife kadın aşağıdaki ağıdı yakar:
Şu Didim’in bağlarına
Ateş düştü dağlarına
Sanki seferime geldim
Selam söylen beylerine
Kalmadı benim gararım
Gider oğlumu ararım
Memlekete gideceğim
Kime var benim zararım
Belli değil yazım güzüm
Kan ağlıyor iki gözüm
Ben de buna dayanamam
Ağlama gönderi Boz’um
Hemi Recep hemi Hacı
Yollandım gidiyom bacı
Varacağım Elbistan’a
Mustafa başımın tacı
Halil’im bahçenin gülü
Konuşmaz Allah’ın kulu
Geçeceğim Afşin yolu
Memlekete gideceğim
Esti poyraz yeli esti
Esti de gözünü kesti
Ne de tez usandın oğlum
Kederin duvarına astı