HÜRRİYET AŞKI GİZLİ 12 ŞUBAT RUHUNDA
Şair Hanifi Sarıyıldız şöyle diyor;
Hürrriyeti imanla bir olur ancak
Kalenin burcunda durmalı sancak
Şair Hayati Vasfi Taşyürek’de;
Maraş’ta bayrak aşkı, Maraşlı’da hak aşkı
Hür olmak, insan olmak, esir olmamak
12 Şubat 1920 Maraş’ın düşman işgalinden kurtulduğu tarihtir. Bu tarih Türk tarihinde önemli bir dönemeçtir. Bu günü millet olarak kutlamalıyız. Şunu iyi idrak etmeli ve yeni nesillerimize iyice anlatmalıyız.
Bu içinde bin yıldan beri yaşadığımız topraklar, önce İngilizler, sonra da Fransızlar tarafından işgal edildi. Milletimiz ve Maraş halkı esaret altına alındı. Kapı önlerinde İngiliz, Fransız ve Ermeni işbirlikçiler nöbet tuttu. Hamamdan çıkan Müslüman Türk kadınlarına elle tecavüze kalkıştılar, hakaret ettiler.
Kaledeki bayrağımızı bir dans uğruna indirip yerine Fransız paçavrasını diktiler. Devlet dairelerine Fransız yöneticiler oturdu. Yani şimdi valimizin oturduğu makama işgal komutanı oturdu. Oradan bizim memurlarımıza emirler verdi. Kadın, ihtiyar, çocuk demeden katlettiler.
Dediğim tarih çok uzakta değil. Herkes bir düşünsün. Eğer o gün İngiliz’in ve Fransız’ın bu işgaline direnmese idi dedelerimiz, bugün biz hala onların esareti altında köle olarak yaşıyor olacaktık.
Eğer Sütçü İmam dedemiz o iki el ateşi etmeseydi. Eğer Mehmet Ali Kısakürek meşhur beyannamesini ilan etmeseydi.
Eğer Ulu camide imam, kalede bayrak yok iken namazı kılsaydı. Aşıklıoğlu Hüseyin Fransız komutana: “Maraş bize mezar olmadan, düşmana gülizar olamaz” demeseydi.
Kısaca işgal askerleri ne dense yapılsaydı bugün hepimiz Hıristiyan bir milletin baskısı altında yozlaşacaktık. Milli ve manevi değerlerimizi yitirecektik. Allah dedelerimizin mekanını cennet etsin.
O savaşta kanını hiç düşünmeden toprağa akıtan tüm şehit ve gazilerimizin isimleri hem gönlümüze hem de Maraş’ın duvarlarına altın harflerle yazılmalıdır.
İşte bunun için:
Maraş Türkiye’nin kalem kaşıdır.