Bir pazar günü 18.30 sularında Sarız’ın Söbeçimen köyünün yolunda bir traktör kazası olur. İbrahim ve amcasının kızı Güllü hayatlarını kaybettiler. İbrahim, genç yaşına rağmen sülalenin önde gelenlerindendir. Sülaleyi idare eden herkesin yardımına koşan, halk deyimiyle “Hızır” gibi yetişen, oturup kalkmasını bilen biriydi. Sarız’a da gelinlik görmeye gitmişti. Traktörde altı kişi vardı. Dönüşte Söbeçimen mevkiinde traktörün yoldan çıkması sonucu vefat etmiştir. İlginçtir; rahmetli İbrahim, yola çıkmadan evvel kaza yerinde hanımına ben burada ölürsem, evlenir misin? diye, sormuş. Aynı gün orada kaza yaparak hakkın rahmetine kavuşmuştur. Geride ise; Selver, Menderes, Mehmet, Murat ve Durdu isimlerinde beş yetim bırakmıştır. Ölümü aile ve çevre üzerinde derin izler bırakmış özellikle amc’oğlu Ahmet aynı yıl içinde kaybettiği diğer üç amc’oğlunun (Osman, Kadir, Ali) acısına İbrahim de eklenince bu ağıdı yakar.
Yetim gülmez imiş yalan dünyada
Kader böyle imiş, alma baba
Ben göçtüm ya ne’şim kaldı arkada
Ömür bitip ecel geldi ne fayda
Saçıldık dağlara kıyamet koptu
Zalım motor doru yolunda saptı
Azrail nefesim ne çabuk kaptı
Dağlar bana döşek oldu n’eyleyim
Osman gitti sıra geldi Kadir’e
Şükür olsun böyle kötü kadere
Derdi ağır Ali bulamadı çare
İbrahim’im dağda öldü ne fayda
Üç haneyik al bayrağı kaldırdık
Okuntu gönderip davul çaldırdık
Motorun altında otu yoldurduk
Deste deste yığın geldi n’eyleyim
Beyaz mintanına siyah yeleği
Kime şikâyet edem ben bu feleği
Kabul olsa Güllü kızın dileği
Emir böyle diye geldi ne fayda
Beş yaralı yatar bir de ölü var
Duyuldu bu haber dünya bana dar
Bir bardak su diye eder ahuzâr
Avazın sinemi deldi n’eyleyim
Emm’oğlu eremedi murada
Bizi yaktı kül eyledi burada
İbrahim uyanmaz derin yarada
Kara toprağına erdi n’eyleyim
Öldü demek yakışmıyor dilime
Ateş düştü aşretime elime
Sultan Fadime de Meryem geline
Durdu sana miras kaldı n’eyleyim
Motorun altında can veren kardaş
Dağlandı ciğerim gözüm kanlı yaş
Anadan ayrılan yetim kalan baş
Cesedi dağlarda kaldı n’eyleyim
Düşünmedim ah diyerek ağlarım
Viran oldu bahçelerim bağlarım
Başında ağlıyor kalk dayıların
Babam sinesini deldi n’eyleyim
Mehmet’im Menderes öksüz kuzular
Selver kızın baba diye sızılar
Murat oğlun babasını arzular
Durdu gözyaşını döktü n’eyleyim
Kaçam dedim kaçamadım elinde
Yara aldım hem kafamda belimde
Gücüm yetmez derman yoktur elimde
Rokum şu bağrıma çöktü n’eyleyim
Yaralı çok imiş hiç bakan yoktur
Çare bulamadı Güllü’ye doktor
Allah’tan gelene şükretmek haktır
Felek yaprağımı döktü n’eyleyim
Dört ciğer kaybettik Sarız yolunda
Hakk’a şükretmeyi koyma dilinde
Kimi ayağında, kimi belinde
Vahşi yılan bizi soktu n’eyleyim
Babam anam dağ başında imekler
Zaya gitti olan bunca emekler
Yük üstünde kırılıyor kemikler
Memiklere seyir çıktı n’eyleyim
Allah’tan kork diye duyulan sesler
Muhammet ümmeti bak yardım ister
Gelmediler, seyretmeye hevesler
Sineme hançeri çaktı n’eyleyim
Güllü sucu oldu su versin sana
Kötü gün yoktu küstüm ben bana
Selam söyle Ali, Kadir, Osman’a
Ecdadın dünyada bıktı n’eyleyim
Kardaşım bayrama şerbete kattı
Mevlâ’m bırakmadı engeller çıktı
Allah yüzümüze ne zaman baktı
Evine ateşi soktu n’eyleyim