Laricani, Ahmedinejad’ı rejimin esaslarını sabote etmek için devrime ihanetle suçlayarak eski cumhurbaşkanının, aleyhinde yayınlanan yasal kararlardan kaçma girişiminde bulunduğunu savundu.
Ahmedinejad, İran Dini Lideri Ali Hamaney’i İran yargısına yönelik eleştirilere yanıt vermemekle ve Laricani’nin yargı başkanlığına atanmasında doğrudan rol oynamakla eleştirmişti.
“ONLARI KİME ŞİKAYET EDİYORUZ?”
Ahmedinejad, “Onları kime şikayet ediyoruz? Dini Lider dahi Laricani’nin yargının işleyişi konusunda sorumlu olmadığını söylüyor” dedi. Aynı şekilde geçtiğimiz hafta İran yargısını ülkede “zulüm köşesi” olarak nitelendiren Ahmedinejad, iki kardeş olan Sadık Laricani ve Ali Laricani’yi (Meclis Başkanı) önümüzdeki yıllarda Cumhurbaşkanlığı ve Dini Liderlik makamlarına ulaşma planı yapmakla suçladı.
Laricani ise, eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ı yargıya, sisteme ve Dini Lidere saldırmakla suçladı ve onu yargı kararlarını protesto etmek için yasal yollara başvurmaya çağırdı.
“YARGI BU ATMOSFERDEN ETKİLENMEYECEK”
Yargı Başkanı, yargı ekibinin “bu atmosferden etkilenmeyeceğini” belirtirken, “Bazıları, yanıltıcı yollarla yargıya karşı şikâyetçi olduklarını söylüyor, ama kime şikayet ettiklerini bilmiyorlar mı? Bu temel, esas sorunlardan mustarip. Çünkü yargı tek bir grup değil, birkaç bölümden oluşuyor. Eğer hakimlerden biri hata yapmışsa diğer bölümlere şikayet edilebiliyor ve tazminat talep edilebiliyor” dedi.
Laricani, “Biz, ‘yargı eleştiri kabul etmez, ancak sabotaj eleştiriden farklıdır’ demiyoruz” diyerek, rejimin temel esaslarını yok edenlerin, İslam ve devrime ihanet ettiğine dikkati çekti.
Yargı Başkanı Laricani, Ahmedinejad’a yakın yetkililere de bu konu için “sağlam duruş sergileme ve yasal süreci takip etme” çağrısı yaptı. Ayrıca Ahmedinejad’ın rejimdeki popüler kültürün gerilemesine dair açıklamalarını eleştirerek, dış muhalefetin yargıya yönelik suçlamalarının izlerini takip ettiğini savundu.
Laricani, başta ABD ve müttefikleri olmak üzere, İran’a sızmaya çalışan Batı girişimlerine karşı uyarıda bulundu. Yargıya yapılan saldırıyı, yabancı nüfuza yakın durmak olarak nitelendiren Laricani, bu bağlamda, “Herkes, bazılarının son protesto gösterileri sırasında farklı başlıklar altında nasıl bilgi topladığını gördü” dedi.
Sivil faaliyetler örtüsü altında casusluğun yayıldığına dikkati çeken Laricani, İran yargısının sivil eylemcileri yönelik yeni yaklaşımını da açıkladı.
İMAMİ, DEVRİM MUHAFIZLARI’NIN İSTİHBARATIYLA GÖZALTINA ALINDI
Öte yandan geçtiğimiz hafta İran asıllı Kanada vatandaşı akademisyen Kavus Seyyid İmami’nin Tahran’daki Evin Hapishanesi’nde intihar etmesi dolayısıyla ülke gündeminde tartışmalar yaşanmıştı. Zira İran makamları, İmami’nin İran’ın füze faaliyetleri hakkında casusluk yaptığı için Devrim Muhafızları’nın istihbaratıyla gözaltına alındığını belirtmişti.
İmami’nin ölümünün ardından bazı milletvekilleri, şartlar ve ölümü konusunda soruşturma açılmasını talep etti. Daha sonra İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de olayı soruşturmak üzere üç yetkiliyi görevlendirdiğini açıkladı.
“DEVRİM MUHAFIZLARI, SORGULANAMAZ”
Diğer taraftan Tahran Başsavcısı Abbas Caferi Devletabadi, İmami’nin intiharındaki şüphelere eleştiride bulundu. Başkan Yardımcısı Ali Mutahhari de geçtiğimiz Cumartesi günü, “Devrim Muhafızları, İmami olayında sorgulanamaz” ifadelerini kullandı.
“SÜRÜNGEN HAYVAN ÖRNEKLERİ GÖNDERİLDİ
Ancak eski Genelkurmay Başkanı Hasan Firuzabadi, çevresel aktivistler arasındaki tutuklamaların, kendilerine ‘sürüngen hayvan örneklerinin’ gönderilmesinin sonucu olduğunu belirtti. Firuzabadi, aktivistlerin doğal uranyum madenleri veya nükleer faaliyetlerin varlığından şüphelendikleri alanlarda sürüngen canlılar topladıklarını iddia ederek, sürüngenlerin derilerinin uranyumu çekme özelliğine sahip olduğunu kaydetti.
Gazeteci Said Hicaryan ise “Sazandegi” gazetesine yazdığı bir makalede, Firuzabadi’nin ifadelerine karşı eleştiride bulundu. Hicaryan, “En basit güvenlik prensiplerini bilmiyor. Çünkü bu, Batı ve İsrail için, İran’ın nükleer faaliyet yürüttüğü konusunda bir bahanedir” dedi.