KEÇEMAĞALARI İSMAİL AĞA’NIN AĞIDI
İsmail Ağa sığır tüccarıdır. Cuma (Cura lakaplı) ile İsmail isimli kardeşlerle de ortaklık yapmaktadır. 1951’de mal almak için gittiği Erzurum’da üç kişi ile tanışan İsmail Ağa bu kişilerle beraber yer içer; ahbaplıkları hayli ilerler. Söz konusu üç kişi, bir ara lafı dolandırarak, İsmail Ağa’ya Sarıkamış’a giderlerse yeterince sığır temin edebileceklerini söyler. İsmail Ağa bunların sözüne inanıp Sarıkamış’a doğru yola çıkar. Ancak Erzurum’da tanıştığı kişilerin yolda pusu kurduklarından habersizdir. Bu kişiler, İsmail Ağa’yı çapraz ateşe alarak öldürürler ve üstünde taşıdığı paraları alıp kayıplara karışırlar. Bu olay Elbistan’da duyulur duyulmaz destanlar yazılmış yirmi beş kuruştan satılmaya başlanmıştır. Bu destan Evcühüyük köyünden Hüseyin Kılıç’ın da eline geçer, o zaman destanın tümünü ezberleyen Hüseyin Kılıç’ın aklında kalan kıtalarını aşağıya alıyoruz
Erzurum dağına düştüm
Soğuk sularını içtim
Gardaşlar bana yetişin
Gurşun ataşıyla piştim
Erzurum dağı dağ mıdır
Yeni yerleri bağ mıdır
İsmail gardaş derseniz
Size bir karlı dağ mıdır
Param olduğun bildiler
Benimle ahbap oldular
Haftalarca beslediğim
Bana da düşman oldular
Arabaya bindirdiler
Sarıkamış’a indirdiler
İsmail gardaş derseniz
Kınalı koça dönderdiler
Cura ile İsmail gelsin
Hesapları teslim alsın
Biz burada görüşmedik
Görüşme mahşere kalsın