MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli, ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter’dan yaptığı açıklamalara ilişkin, “Senin doların varsa Türk milletinin imanı var. Senin para baronların varsa, sermaye çetelerin hazırsa, ekonomik tetikçilerin emir bekliyorsa, bilesin ki Türk milletinin eğilmez başı, bükülmez bileği var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Senin tehditlerine ‘tamam’ diyen senin gibi olsun. Türkiye’yi mahvetmek senin ne haddine.” değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, Trump’ın “travmatik bir kişilik bozukluğuna savrulduğunu, gözünü nefret bürüdüğünü” belirterek, “Zannederseniz ki Twitter başında bitmek bilmeyen bir nöbete girmiştir. ABD Başkanı Türkiye’nin tehditlere aldırmayacağını, Türk milletinin hiçbir zulmete eyvallah etmeyeceğini ya unutmuş ya da hafızasının ve etrafının oyununa gelmiştir.” ifadesini kullandı.
“Biz diyoruz ki zalimle gelen düğün bayram. İp inceldiği yerden kopacaksa varsın kopsun. Korkak her gün, kahraman ise bir gün ölür.” diyen Bahçeli, ABD Başkanı’nın yine şaşırdığını, yine sinirleri gerdiğini bildirdi.
ABD Başkanı Trump’ın paylaştığı Twitter mesajını “tam anlamıyla düşmanlık ötesi” olarak niteleyen Devlet Bahçeli, “ABD Başkanı bir defa PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görüyorsa, Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak değerlendiriyorsa ya cehaletin mihveri ya da caniliğin mihmandarıdır. Teröristlere bırakınız Kürt demeyi, insan demek bile ihanettir. Trump’ın PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görmesi, Kürtler diye tarif etmesi su katılmamış alçaklık, su götürmez küstahlıktır.” değerlendirmesini yaptı.
“NATO ittifakı komadadır”
Trump’ın “Türkiye’nin teröristlerle mücadele etmesi halinde ekonomik olarak Türkiye’yi mahvedeceği” paylaşımında bulunduğunu anımsatan Bahçeli, şu görüşlerini paylaştı:
“Senin doların varsa Türk milletinin imanı var. Senin para baronların varsa, sermaye çetelerin hazırsa, ekonomik tetikçilerin emir bekliyorsa, bilesin ki Türk milletinin eğilmez başı, bükülmez bileği var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Senin tehditlerine ‘tamam’ diyen senin gibi olsun. Türkiye’yi mahvetmek senin ne haddine.
Bu saatten sonra Fırat’ın doğusuna girip önümüze çıkan haini, bulduğumuz katili mahvı perişan etmek helali hakkımızdır, vatan borcumuzdur, milli namusun gereğidir. Suriye’nin kuzeyinde Kürdistan sütunlarını dikmek için teröristler ve bazı bölge ülkeleri arasında görev taksimi yapanlar Türkiye’yi hafife alan, yok sayan sömürgecilerdir. Kürt kökenli kardeşlerimizi teröristlerle bir ve aynı gören bir meczuba, Twitter bekçisi bir mecnuna diyorum ki hodri meydan, Türk milletinin kitabında ne kaçmak ne de korkmak yazmaktadır. Trump’ın mesajını paylaştığı andan itibaren Türkiye ile ABD arasındaki on yılları bulan müttefiklik ilişkisi yoğun bakıma alınmış demektir. NATO ittifakı komadadır. Teröristleri Türkiye’ye tercih eden bir ABD Başkanı bizim nezdimizde yok hükmündedir. Trump’a diyorum ki aç kalabiliriz, açıkta yaşayabiliriz, yoksul düşebiliriz, ekonomik kayıplara maruz kalabiliriz ama size boyun eğersek, sizden aman dilersek, sizden medet umarsak bize yazıklar olsun, yani hayat bize haram zıkkım olsun. En iyi bildiğiniz şey öldürmek, en iyi yaptığınız kumpas kurmak, komplo icat etmek. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızdır, egemen bir devlettir. Kimseden emir almayız, kimseden izin almayız, kimseden icazet istemeyiz.”
“Trump’ın sözüyle hareket etmek, tehditlerine ‘tamam’ demek yok olmak, tarih ve coğrafyadan sürülmek anlamına gelecektir.” ifadesini kullanan Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:”Suriye’nin kuzeyinde tampon bölge kurmak, ardından muhtemel uçuşa yasak bölge ilanı teröristlere ‘al da at’ dercesine gollük pas vermektir. Kısacası yeni bir özerk yönetim, yeni bir Barzani modelidir. Bu aşamada hükümete diyorum ki asla çekinmeyin, asla alttan almayın. Allah şahittir ki yanınızda MHP, arkanızda millet, himaye eden de Yüce Allah’tır.”
‘CHP, Yüksek Seçim Kurulunu tanımıyorsa, buyursun seçime de katılmasın’
MHP Genel Başkanı Bahçeli, “CHP, Yüksek Seçim Kurulunu (YSK) tanımıyorsa, buyursun seçime de katılmasın. Yok eğer katılacaksa, iddialarını çok acil ispatlasın. CHP yönetimi ya savcılığa suç duyurusunda bulunsun ya da bu iddiaları YSK ihbar kabul edip, harekete geçsin. Seçimlere şaibe bulaştırmak, seçim sonuçlarını bugünden karalamak için provokasyona kalkışmak ne siyasi etikle ne de siyasi ahlakla bağdaşacaktır. ” dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin istikrara kavuşup demokratik ölçülerde normalleşme sürecine girene kadar, Cumhur İttifakı’nın yaşaması hususunda kararlı olduklarını belirtti.
Dün olduğu gibi bugün de duruşlarından bir adım geri adım atmayacaklarını belirten Bahçeli, “CHP’li bazı kan sulandırıcı komodinlerin, siyasetin bir ayağı dışarıda bir ayağı içeride bulunan bir odak tarafından yönlendirildiğini, hem kendisini hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu odağın yönettiğini” ileri sürdüklerini anımsattı.
Bahçeli, “Bu zavallı bedhahlar sanıyorum fazla film seyrediyor, komplo teorileriyle fazla meşgul oluyorlar. Elleri boş, akılları tamtakır, ahlakları da kuru bakır. Bre densizler; bilmelisiniz ki MHP’yi yönetecek, yön verecek, istikamet çizecek iç ve dış odaklar ne olmuş ne de olacaktır. MHP, yalnızca Allah’ın huzurunda eğilir; yalnızca milletten talimat alır, yalnızca millete hizmet eder. Vesayetmiş, vasiymiş, oymuş, buymuş, feriştahı gelse vız gelir, kralı karşımıza dikilse beyhudedir.” değerlendirmesini yaptı.
“Kınayı hazırlamışlar 1 Nisan’ı bekliyorlar”
CHP’nin seçmen kütükleri üzerinde oynandığı, seçmen kaydırması yapıldığı, hayali seçmenler oluşturulduğu iddialarında bulunduğunu aktaran Bahçeli, şunları söyledi:
“Bu iddialardaki amaç 31 Mart’ı gölgelemek, sabote etmektir. CHP, YSK’yi tanımıyorsa, buyursun seçime de katılmasın. Yok eğer katılacaksa, iddialarını çok acil ispatlasın. CHP yönetimi ya savcılığa suç duyurusunda bulunsun ya da bu iddiaları YSK ihbar kabul edip harekete geçsin. Seçimlere şaibe bulaştırmak, seçim sonuçlarını bugünden karalamak için provokasyona kalkışmak ne siyasi etikle ne de siyasi ahlakla bağdaşacaktır. CHP, ateşle oyun olmayacağını eninde sonunda öğrenecektir. Alacakaranlık dönemlerin vazgeçilmez ismi olan emekli kriz ve kaos savcısının ağzına bakmayı derhal bırakmalıdır.
Kınayı hazırlamışlar 1 Nisan sabahını bekliyorlar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yıkmanın, yeni baştan tetikledikleri rejim ve sistem kargaşasıyla ülkeyi boğmanın peşindeler. Elbette buna müsaade etmeyeceğiz. Bugünkü şartlarda Türkiye’nin beka sorunu olmadığını, seçimlere de beka açısından bakılamayacağını söyleyenler belanın ta kendileridir. Biz belayı değil bekanın yaşatılmasını hedefliyoruz. Bilinsin ki bela varsa onu yerle yeksan edecek bir beka adanmışlığı da vardır, çok şükür buradadır.
‘Dava’ diyoruz, bunlar davar anlıyor. Ülkücü olmayanlar için diyecek bir şeyim yoktur ama ‘ülkücüyüm’ deyip de bu kadar beka sorunu ortadayken, varlığımızı adadığımız milletimiz ve ülkemiz felaketin sınır komşusu olmuşken, akıntıya kapılıp siyasi çıkar hesabı yapmak en hafif tabirle samimiyetsizliktir, kimse kusura bakmasın, şuur kaybıdır. Beka gittikten sonra ne yapacağız belediyeyi? Beka çiğnendikten sonra ne adına yapacağız siyaseti?”
Bahçeli, 30 büyükşehir belediye başkanlığıyla ilçe belediyelerinde Cumhur İttifakı’nın doğasına ve ahlakına uygun olarak AK Parti ile anlaştıklarını, uzlaştıklarını, konuyu “at pazarlığına çevirmediklerini” ifade ederek, “Partimizin hak ve hukukunu ezdirmedik. Onlarınkini de yok saymadık. Eşit, adil ve hakkaniyet ölçülerine göre bir mutabakat olmuşken, MHP’nin belediyelerden vazgeçtiğini söylemek, teslim olduğunu iddia etmek sefil ve ahlaksız bir yalan değildir de nedir? Hem belediyelerimiz dursun hem de bekamız sürsün, derdimiz budur. İlle de bir tercih yapacak olursam, şunu herkes bilsin ki bin defa beka derim, bekayı savunurum.” diye konuştu.
“Kozları ellerinden alınsın istiyoruz”
TBMM Başkanı Binalı Yıldırım’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmasından dolayı istifa etmesi gerektiğini iddia eden siyasi partilerin “eğri okla doğru hedefi vurmanın hevesinde” olduklarını belirten Bahçeli, “Bu yanlıştır, maksatlıdır, arızalı bir tutumdur.” dedi.
Yıldırım’ın, Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı hususunda milletvekilliğinden istifasına gerek olmadığına göre, bununla bağlantılı bir görev olan TBMM Başkanlığından da istifasına gerek bulunmadığını vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:
“Seçimleri sabote etme amacı taşıyan istifa polemiklerinin bir an önce sonlandırılıp asıl gündeme geçilmesi elzemdir, acildir. Bize göre Sayın Yıldırım’ın istifasına gerek yoktur. Buna rağmen ‘istifa etmeliydi, etmemeliydi’ tartışması sürecekse, çözüm olarak TBMM İçtüzüğü’nün 14. maddesi akla ve mantığa uygun en kalıcı çözüm yoludur. Bu kapsamda TBMM Başkanı Sayın Binali Yıldırım, seçim propaganda ve yasaklarının başladığı tarihten oy verme gününe kadar, Ankara dışında olduğu dönemlerde başkanvekillerinden birisine yazıyla vekalet görevi verebilecektir. Böylece her itiraz, her suçlama, her polemik bıçak gibi kesilecektir. Sayın Yıldırım TBMM Başkanı olmasına rağmen propaganda yasaklarına doğal olarak uyacak, görevinin imkanlarını kullanamayacaktır. Biz sorunlara çözüm odaklı yaklaşıyoruz. 31 Mart 2019’da siyasi sonlarını yaşayacak zillet ortaklarının istismar kozları ellerinden alınsın istiyoruz.”