Dünyaca ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu’nun Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde yaşayan akrabası ve komşuları, birleştirici yönü, yapıcı kişiliği, tabiat sevgisi, öncülüğü ve mütevazılığıyla hatırladıkları ozanı vefatının 46. yılında sevgi ve rahmetle yad ediyor.
Aşık Veysel’in torunu Cevriye Şatıroğlu’nun eşi 60 yaşındaki Hüseyin Keçeci, yaptığı açıklamada, Veysel’in unutulmaz bir insan olduğunu söyledi. Büyük halk ozanının kardeşlik ve dostluk mesajları veren, ayrım yapmayan, insanlara sevgi ve saygı aşılayan biri olduğunu belirten Keçeci, “13 yaşında bir çocuktum, kıymetini bilemiyorduk tabii ki. Yaptıkları ve söylediklerine bakınca gerçekten Veysel’in ne büyük insan olduğu ortaya çıkıyor.” dedi.
Keçeci, Veysel’in kesinlikle ayrım yapmadığını ve insancıl bir yaklaşımı olduğunu vurgulayarak “İnsanları sesinden tanırdı. Bayramlarda yanına gittiğimizde yeleğinden delikli para çıkartır herkese verirdi, geleni boş göndermezdi. Öldükten sonra kıymetini bildik. Aşık Veysel ile her zaman övünüyoruz.” diye konuştu.
“Dostları olarak onu hep hatırlıyoruz, kalbimizden çıkmıyor”
Ozanın komşularından Muhtar Örtekin (73) ise yurt dışında yaşamasına rağmen köye geldiğinde Veysel’in kendisini sesinden tanıdığını anlattı. Aşık Veysel’in elindeki bastonla basacağı yerleri bildiğini dile getiren Örtekin, “Çamura hiç basmazdı, biz gözlerimiz açık olduğu halde çamura basardık.” ifadelerini kullandı.
Halk ozanını hasta yatağında ziyaret ettiğinde aralarında geçen bir diyaloğu da aktaran Örtekin, “Aşık Baba’ya ‘Geçmiş olsun, daha çok yaşarsın korkma.’ dediğimde, Aşık Veysel, ‘Yaşamın sonu yok, yaşasam ne olacak ki? Gelişimiz olduğu gibi gidişimiz de var.’ diye cevap verdi. Dostları olarak onu hep hatırlıyoruz, kalbimizden çıkmıyor.” dedi.
“Bir Veysel daha gelmez”
“Aşık Veysel bir filozoftu” diyen Sivrialan köyü sakinlerinden İbrahim Özer de (70) Veysel’in her konuda örnek bir insan olduğuna dikkati çekti. Özer, birleştirici yönüyle komşularının hep bir arada yaşamasını isteyen halk ozanını şöyle anlattı:”Aydın bir insandı, köyümüzde güzel komşuluğu yayan da Aşık Veysel’dir. Köyümüzde birbirine küskün insan kesinlikle olmadı, hala da onun izinden gidiyoruz. Her şeyden önce Atatürkçü bir insandı. ‘Atatürk’ün kıymetini bilin.’ derdi, ‘Veysel Baba senin de kıymetini biliyoruz.’ derdik. Köyümüzde ağaç yoktu, Veysel Baba bahçeye ilk fidanı dikti, ondan sonra herkes fidan dikmeye başladı. Elma, ceviz ve dutu çok severdi. Hatta sazını da dut ağacından yapmıştı, o yüzden dutu çok seviyordu. Veysel Baba kötülüğü hiç istemeyen bir insandı, ‘Çocuklarınızı okutun, cahil kalmayın’ derdi. Aşık Veysel görmeden, gördüğü gibi anlatan bir insandı.”
Veysel’in ayaklarını gönül gözüyle yere basan biri olduğunu belirten Özer, “Her şeyi mükemmel bir şekilde anlatıyordu. Sivas’a da dünyaya da bir Veysel daha gelmez. Çocuklara bile ‘Aman birbirinizi incitmeyin.’ derdi. Sazı başucundaydı, alırdı ve herkese söylerdi. Nefes bile almadan onu dinlerdik.” dedi.