Bu yörelerdeki Türk devlet teşkilanması XI yy. 70. yıllarında Ermeni Ovaları (Dağlıkları)[1] civarıyla Küçük Asya[2] coğrafyası sınırlarında yerli Ermeni ve Greklerin çekilmesiyle meydana gelmiştir. Bu Türk toplululuğun adı da Selçuklulardı; onlar göçebe yaşamı süren Oğuz yada Türkmen aşiretleri sayılırdı. Selçuk adı da bu aşiretlerle beraber diğer soydaş toplulukları çevresine toplayan beğin ismi idi. Onların memeleketi Semarkand ile Buhara arasından geçen Zarevşan nehri havzası olup geçimlerininin büyük bir kısmını hayvancılıkla elde ederdi. X yy. sonraları Selçuklular’ın İslam’ı kabulu diğer ülkelere yönelme, toprak kazanarak genişleme esnasında mühim rol oynamıştır. 1040 yıllarında Selçuklular İran’ı işgal eder, 1055 yıllarında da yerel ve bölgesel yönetimlerini sağlamlaştırırlar. Daha sonra Irak, Süriye, Azerbaycan ve Ermenistan gibi ülkelere baskı yaparak devrin en büyük devletlerinden biri olan “Büyük Selçuklular” devletini kurarlar. Böylece Türkler henüz Bizans yönetimi altında bulunan Küçük Asya topraklarına ayak basarlar (A.D.Noviçev, 1965:9).
Selçukluların Küçük Asya topraklarına ilk askeri seferleri XI yy. ortalarıdır. O dönem saldırıları belli bir sistemlilik kazanamayıp daha çok dikkat çekici olaylar zincirlemesi niteliğindeydi. Ama bu durum zamanla değişerek, aynı dönem 60. yıllar sonrası Bizanslı’lara yönelik düzenli olarak saldırmaya başlarlar. Böylece 1071 yılında Manazkert (Malazgirt) savaşında Bizanslı askerlerini yenilgiye uğratarak bir sonraki seferlerine güzel bir zemin hazırlamış olurlar. 10 sene sonra Nikeey’i (İznik’i) işgal ederek başkent ilan ederler. 1085 yılında da İzmir’i alırlar. İzmir’in Türklerin ele geçmesi demek Türklerin Küçük Asya topraklarına tamamen yerleşmesi demekti (a.g.e.:10). Küçük Asya’nın Batı yörelerine yerleşen Selçuklular dikkatlerini artık Bizanslı’ların başkenti Konstantinopol şehrine yoğunlaştırırlar. Ama Roma Papası ve Diğer Avrupa Krallarının beraber düzenledikleri Haçlı Seferleriyle karşı karşıya kalma durumu ortaya çıktıkça saldırılarını durdurmak zorunda kalırlar. Bu olaylar 1096 ve 1204 yılları arasında yer alarak, neticesinde Selçukluların ilk başkenti Nikeey’i (İznik’i) Türklerden geri alırlar. Ama mücadelelerini hiç te bırakmayan Selçuklular 1116 yılında Konya şehrini işgal eder ve başkent ilan ederler. Konya, Selçuklu Sultanlığı devrinin XIV yy. başına dek uzayan en uzun ömürlü başkenti sıfatını kazanır. Bazı bilim adamlarının dediklerine göre Selçuklular Devletini Konya (İkoni) Sultanlığı diye de adlandırırlar. 1067 yıllarından itibaren Küçük Asya’nın Kuzey-Doğu kısmında başka bir Türk boyu olan Danışmendlilerin Devleti güçlenmeye başlar. Onlar başkent olarak Sivas’ı seçerler. XII yy. başlarına kadar iki Türk boylunun arasında ciddi çatışmalar yer alır, neticesinde Selçuklular kazanarak 1180 yılında da Danışmendlilerin Devleti tarihe karışır. XII yy. 70 yıllarında Selçuklular Bizanslı’ların Batı kısmına saldırıda bulunarak büyük zaferleri elde ederler. XII-XIII yy. Ermeni Dağlıkları dahil Küçük Asya’nın büyük bir kısmını ele alan Büyük Selçuklular Devleti meydana gelir (a.g.e.:10).
[1]Armyanskoye Nagorye – Ermenı Dağlıkları – Ermenı Hıghlands; Türkiye, İran ve Azerbaycan’daki Dağlar zincirlemesi, hacmi 400 000 km.kare civarındadır. En yüksek noktası 5165 m. olup, Büyük Ararat Dağlarındadır. Bolşoi Ensiklopediçeskiy Slovar. Sankt-Petersburg, Norint Basımevi, 1997. s. 70.
[2] [2] Sovyet döneminde Anadolu deyiminin karşılığı olarak kullanılan coğrafi adlar: Küçük Asya, Ön Asya; makale yazarı.