Teketek Haber

Maraş ve Çevresinde İkamet Eden Ermeni Nüfusu

Maraş ve Çevresinde İkamet Eden Ermeni Nüfusu
29 Mart 2018 - 20:14

Ermenilerin XI. yüzyılın ikinci yarısında Maraş ve çevresinde mühim bir nüfus yoğunluğuna sahip olmaları, bölgede kendi hâkimiyetini kurmayı isteyen Philaretos’a mühim bir avantaj sağlamış, kısa zamanda onları kendi etrafında toplamayı başarmıştı. Philaretos’a bu imkânı sunan yani üzerinde hâkimiyetini kurabilecek kadar yoğunlukta Ermeni nüfusunun Maraş ve çevresinde toplanmasını sağlayan ise, Bizans İmparatorluğu’nun politikaları ve Selçukluların Anadolu’ya gelişleri[1] olmuştur. Bu cümleden olarak Bizans İmparatorluğu’nun bir taraftan doğu sınırını emniyet altına almak ve İslâm ülkelerine doğru ilerlemek maksadıyla Ermeni topraklarını ilhak etmesi diğer taraftan da onları Gregoryen mezhebinden Ortodoks mezhebine geçmeye zorlaması Ermenilerin Anadolu’nun orta ve güney taraflarına doğru giderek buralardaki topraklara yerleşmelerine sebep olmuştu.[2] Bizans’ın II. Basileios (976-1025) döneminden itibaren bir devlet politikası olarak gördüğü ve hatta temeli Mavrikios (582-602) dönemine dayanan[3] bu uygulamalarının, Ermeni cephesinde etkili bir direniş yaratamamış olması ise mevcut süreci hızlandırmıştı. Nitekim Ermeni Bagratuni ailesinden III. Bagrat’ın oğlu I. Giorgi,  Pasinlere kadar ilerleyen II. Basileios karşısında başarılı olamamış, Bizanslı askerler; kadın, çocuk, yaşlı, genç, erkek demeden kimseye acımayarak büyük bir katliam gerçekleştirmişlerdi. Bu katliamın yarattığı korku ve tedirginlik ile bölgedeki diğer Ermeni kralları kendi istekleriyle imparatora elçiler göndermişlerdir.[4] Hatta Ani’nin Ermeni Kralı Ioannes Simbat, Katholikos Petros’un vasıtasıyla, şehrinin anahtarlarını Trabzon’daki Bizans İmparatoruna gönderirken,[5] Vaspurakan Kralı Senekerim ve Anzevecik (ez-Zavân) Kralı’nın oğlu ve halefi Derenik de topraklarını Bizans’ın hâkimiyetine bırakmışlardı.[6] 1042 yılında Ani kralı olan II. Gagik, idaresindeki yerleri tamamıyla Bizans’a devretmek konusunda direndiyse de başarılı olamamıştı.[7] Kısacası Bizans İmparatorluğu Anadolu’nun doğusundaki Ermeni topraklarını ele geçirip buralara kendi yöneticilerini tayin ederek, Ermenileri de bölgeden uzaklaştırmaya gayret etmişti.[8]

Bizans’ın bütün bu teşebbüsleri Ermenileri zor bir duruma düşürmekle birlikte, zaman içinde onlara, Anadolu’nun orta ve güney bölgelerindeki nüfuslarını arttırma imkânı da tanımıştı. Gerçekten de Rene Grousset Bizans’ın Ermenileri Orta Anadolu’ya nakletmesiyle ilgili şunları söylemiştir: “Her hâlükârda Ermeni prenslerinin Kapadokya’ya naklinin Bizans açısından sadece kötü bir eylem değil, aynı zamanda kötü bir hesap olduğunu da belirtelim. Görünüşte Bizans derebeylerine benzemiş olsalar bile, Ermeni prensleri yeni vatanlarında özel hayatlarını, dillerini, âdetlerini, milliyetlerini muhafaza ediyorlardı. Başka Ermenilerle bir araya geliyorlardı ve Helenleşecekleri yerde, götürülmüş oldukları Bizans themalarını Ermenileştiriyorlardı.[9] Orta Anadolu’da toplanan bu Ermeniler çok geçmeden de Anadolu’nun güneyine doğru yayılacak ve neticede bu topraklarda Kilikya Ermeni Baronluğu ’nu kurmayı başaracaklardır.[10]

Öte yandan daha önce de belirttiğimiz gibi Selçukluların XI. yüzyıldan itibaren Anadolu’daki ilerleyişleri de Ermenilerin Maraş taraflarına doğru giderek bu bölge ve çevresinde nüfuslarını arttırmalarında rol oynamıştır.[11] Esasında XI. yüzyılın ilk yarısında Çağrı Bey’in idaresinde Azerbaycan üzerinden Anadolu’ya giren Selçuklu birlikleri uzun saçlı görünüşleri, süratli bir şekilde ata binerek büyük yayları vasıtasıyla hedeflerini şaşmadan attıkları okları ile Ermenilere büyük bir korku ve panik yaşatmıştı.[12] Rene Grousset ve İbrahim Kafesoğlu gibi müelliflere göre Çağrı Bey’in Anadolu’ya düzenlediği bu seferin yarattığı tedirginlik neticesinde Vaspurakan ve Ani kralları hâkimiyetlerini Bizans’a devretmişlerdi.[13] Yine İbrahim Kafesoğlu’na göre Çağrı Bey’in seferi Doğu Anadolu’daki Ermenilerin Orta Anadolu’ya göç etmelerinde rol oynamıştı.[14] Bundan sonraki süreçte ise yani Büyük Selçuklu Devleti sultanları Tuğrul Bey ve Alp Arslan’ın dönemlerinde Doğu Anadolu’ya düzenlenen akınlar sırasında Selçuklular ve Ermeniler arasında bazı çatışmalar yaşanmıştır. Bu cümleden olmak üzere Selçuklu ve Türkmen birlikleri Tuğrul Bey zamanında Sivas’a kadar ilerlerken, Sultan Alp Arslan devrinde de Ani’yi fethedip Kars’ı teslim alıp kimi zaman Ermenilerle karşı karşıya gelmişlerdir.[15] Lâkin Ermeniler Malazgirt Savaşı’nın ardından bilhassa da Büyük Selçuklu Devleti tahtına Sultan Melikşâh’ın geçmesinden sonra, Türk yönetimine alışmaya başlamış, onların hoşgörülü idarelerini yakından tanıma fırsatı bulmuşlardır.[16]

Görüldüğü gibi Bizans’ın politikaları ve Selçuklu akınlarının da etkisiyle Doğu Anadolu’daki Ermeni nüfusunun büyük bir kısmı Anadolu’nun orta ve güney taraflarına giderek zaman içinde bu bölgelerde kalabalık bir nüfus meydan getirmişlerdi. İşte bu durum yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Philaretos’un Malazgirt Savaşı sonrası kısa süre içinde Maraş’tan Malatya’ya kadar hâkim olmasında rol oynamış, ona mühim bir insan gücü sağlamıştır.

[1] Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul, 2002, s. 68

[2] Işın Demirkent, “Bizans”, DİA, C.6, İstanbul, 1992, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,  s. 236

[3] Rene Grousset, Başlangıcından 1071’e Ermenilerin Tarihi, çev. Sosi Dolanoğlu, İstanbul, 2006, s. 246, Ersan, Selçuklular Zamanında, s.7,8

[4] Ersan, Selçuklular Zamanında, s. 12,14

[5] Ernest Honigmann, Bizans Devleti’nin Doğu Sınırı, çev., Fikret Işıltan, İstanbul, 1970, s. 166, Ersan, Selçuklular Zamanında, 2007, s. 14

[6] Honigmann, Bizans Devleti’nin Doğu Sınırı, s.171,  Ersan, Selçuklular Zamanında, s. 25

[7] Urfalı Mateos, s.3, Grouuset, 564,565,567, Ersan, Selçuklular Zamanında, s. 17,18,

[8] Ersan, Selçuklular Zamanında, 2007, s.15, Honigmann, Bizans Devleti’nin Doğu Sınırı, s. 166-171

[9] Grousset, Başlangıcından 1971’e,  s. 568

[10] Ersan, Selçuklular Zamanında, s. 8

[11] Turan, Selçuklular Zamanında, s. 68

[12] Urfalı Mateos,s. 48, Grousset, Başlangıcından 1071’e, s. 539, Mehmet Altay Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi Cilt I, Ankara, 2000, s. 109

[13] Grousset, Başlangıcından, s.59, İbrahim Kafesoğlu, “Doğu Anadolu’ya İlk Selçuklu Akını (1015-1021) ve Tarihi Ehemmiyeti”, Fuad Köprülü Armağanı, İstanbul, 1953, s. 271,272

[14] Kafesoğlu, Doğu Anadolu’ya, 1953, s. 274

[15] Ayrıntılı bilgi için bk: Sevim, Anadolu’nun Fethi, s.45vd, Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul,  2002, s. 17vd, Koca, 2003, s.3vd,  Ersan, Selçuklular Zamanında, s.23-34

[16] Ersan, Selçuklular Zamanında, 2007, s. 34