Musa, Büyüktatlar kasabasında yaşayan ve henüz hayatının baharında olan genç bir delikanlıdır. Bir gün aniden rahatsızlanır ve nefes darlığı yaşar. Bunun sonucunda Elbistan Devlet Hastanesi’ne giderek burada tedavi olur. Oradaki doktorlar üşütmüş olabileceğini düşünerek, kendisine grip olduğunu söylerler ve eve gönderirler. Fakat bu ağrılar geçmek bilmez ve daha da çoğalır. Musa, hastalığının arttığını görünce, birkaç gün sonra tekrar Elbistan Devlet Hastanesi’nin yolunu tutar. Burada yapılan muayene sonucunda doktorlar şüphelenir ve daha iyi bir tedavi için kendisini Malatya’ya sevk ederler. Eve uğramadan Musa doğrudan Malatya’ya götürülür. Burada yapılan testler sonucunda acı gerçek tam olarak ortaya çıkar. Yirmi iki yaşındaki bu genç adam akciğer kanserine yakalanmış ve hastalık sinsice ilerleyip bütün vücudu sarmıştır. Artık geri dönüş yoktur. Sonun başlangıcı burada başlamış ve saatler artık genç adamı yavaş yavaş ölüme doğru götürmektedir. Büyüktatlar’da yaşayan ailesi bu durumdan habersizdir ve geçici bir süre onun Malatya’da hastanede yatıp geleceğini düşünmektedir. Musa, ailesinden habersiz; onları göremeden gittiği hastanede, soğuk bir kış gecesi Azrail’in ince kılıcına teslim oluyor. O günün sabahında ise köye cenaze nakil aracı ile cenazesi geliyor. Bütün kasaba mateme boğuluyor. Bugün bile bu olay anıldığında kasabada iç geçiren pek çok insan bulunmaktadır. Bu ağıt Büyüktatlar kasabasında yaşayan ve genç yaşta acımasız bir hastalığın pençesine düşerek ölen Musa için kasabada yaşayan Ayşe Hanım tarafından yakılmıştır.

Malatya’nın sekileri
Ezan verir fakıları
Yusam yusam gider mi ola
Şu yiğidin kokuları

Öte geçe ok muydu
Beri geçe bük müydü
Azrail de gelirkene
Yiğit eşin yok muydu

Alışlının yokuşunu
Çıktım dizleyi dizleyi
Gelin eşini yitirmiş
Yolun gözleyi gözleyi

Benim sefil garip eşim
Öküz almış koşamamış
Ne ağlıyon Sultan gelin
Eşin seni boşamamış

k maraş hava durumu 15 günlük

Alışlı’nın suyu akar
Yosunu yüzüne çıkar
Azrail de gelirkene
Yiğit de eşine bakar

Üce kaldırın salını
Gitsin görünü görünü
Eğer kendini sorarsan
Ahmet Ağa’nın torunu