Namık ne yatarsın kalk yeter
Sen gibi zindana giren kalmadı
Arslanlar kendini riyaza çekti
Dağlar çakal doludur ceren kalmadı
Ben de şaştım şu alemin işine
Nazar ettim dağ ve sahra taşına
Kartal yuva yaptı gülün başına
Bülbülün gülünü deren kalmadı
Vatan vatan diye canını verdin
Nihayet bu zalim toprağa girdin
Bu habis dünyayı cennet mi gördün
Bağlar gazel döktü püren kalmadı
Namert meydan aldı bulunmaz kerem
Sızılar vicdanım derinler yarem
Garibim gurbette tükendi parem
Fakirin gönlünü gören kalmadı
Bir su ver ki serpem gönlüm başına
Bülbül kondu mezarının taşına
Aldandıysam bu dünyanın kaşına
Asıl visaline eren kalmadı
Hani o sekavet, hani o Ali
Zülfikar sallayan o çelik kolu
Hakk’ın niymetiyle dünya dopdolu
Sofrayı meydana seren kalmadı
Kalk sayalım bu dünyayı kaç köşe
Sen de şaşırırsın görsen bu işe
Kadınlar erkekler oynar döş döşe
Bu fecaat hali yeren kalmadı
Kamil Bozkurt sahar vakti söylenir
Seksen tümen bu diyarda eğlenir
Türk’ün yamacında cihan bağlanır
Karşımıza çıkıp duran kalmadı