Prof. Dr. Fahameddin BAŞAR[1]
Özet
1900 yılında Elbistan’da doğmuş, kadı olan babasının mesleği dolayısıyla tahsilini Anadolu’nun değişik vilâyetlerinde tamamlamış olan Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç, 1933 yılında intisap ettiği İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı çalışmalarıyla İslâm tarihi ile Selçuklu dönemi Türk tarihinin duayenlerinden birisidir. Ortaçağ İslâm tarihi ile Anadolu Türk tarihine âşık bir ilim adamıdır. Bütün tarihçilerin başvuru kaynakları arasında olan eserlerinin birçoğu Selçuklular dönemine aittir. Bilhassa İslâm Ansiklopedisi ile çeşitli dergi ve mecmualarda Selçuklular’a dair birçok makale kaleme almış, Selçuklu siyasi tarihinin yanında, Selçuklular döneminde Türk-İslâm kimliğine bürünmüş olan Anadolu şehirlerinin tarihlerini, Selçuklu devlet adamlarını, dönemin tarihçileri ile eserlerini tanıtmıştır. Bu tebliğimizde, Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç’ın Selçuklulara dair neşriyatı ele alınıp değerlendirilecek, çalışmalarının tarih literatürüne katkıları ifade edilecektir.
GİRİŞ
Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç, Ortaçağ İslâm tarihi, ama bilhassa Büyük Selçuklu Devleti tarihi ile Selçuklu dönemi Türkiye tarihi alanında önemli çalışmalar yapmıştır. Özellikle Anadolu’nun Türk yurdu oluşunu gün gün araştırmış olan Yinanç’ın Selçuklular’a dair ilk neşriyatının, çok genç yaşlarında, liselerde tarih öğretmenliği yaptığı dönemde başladığını görüyoruz. 1924 yılında yayımlanan ilk yazıları, en çok sevdiği konunun da adını taşıyan bir mecmuada, Anadolu Mecmuası’nda çıkmıştır. Burada yer alan “Millî Tarihimizin İsmi”, “Milli Tarihimizin Mevzuu” ve “Anadolu’nun Fethi” başlıklı makalelerinde Oğuz Selçuklu Türkleri’nin Anadolu’yu yurt edinmeleri tarihi belge ve dönemin kaynaklarındaki bilgiler çerçevesinde incelenmiştir[2]. Bu üç makale daha sonra Hareket Yayınları tarafından Millî Tarihimizin Adı(İstanbul 1969) başlığı ile küçük bir kitap olarak da yayımlanmıştır.
Yinanç’ın Selçuklu tarihine dair müstakil kitap olan ilk ilmi çalışması ise yine en çok sevdiği konuya dair, yani Anadolu’nun fethi ve yurt tutulması hakkında kaleme almış olduğu, Türkiye Tarihi. Selçuklu Devri I Anadolu’nun Fethi adını taşıyan, belki hacmi küçük ama kıymeti çok büyük olan kitabıdır. İlk defa 1934 yılında Akşam Matbaası’nda yayımlanan, daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Zümresi (Bölümü) yayını olarak 1944 yılında yeniden neşredilen bu kitap, o zamana kadar sahasında yazılmış olan tek eserdir. Ancak Yinanç, Türkmenlerin Anadolu’ya gaza akınlarının başladığı 1015 yılından başlayıp 1085’e kadar Anadolu’nun Türkleşme tarihinin anlatıldığı bu eserinin devamını, defterlere yazmış olduğu halde belki de çok titiz olduğu ve kütüphanelerde bulunan daha pek çok yazma nüshayı görmesi gerektiğini düşünmüş olmasından dolayı neşredememiştir. Onun yazma halindeki bu notları, Prof. Dr. Refet Yinanç tarafından kısa bir süre önce yayına hazırlanarak ilk baskısıyla birlikte iki cilt halinde yayımlanmıştır[3].
Mükrimin Hoca’nın, neşretmiş olduğu bu eser, yayımlandığı tarihten itibaren Anadolu’nun fethi hakkında temel kaynak olma özelliğini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Mükrimin Hoca, eserinin birinci cildinde Oğuz Türkleri tarafından 11. yüzyılda Anadolu’nun fethi için Bizanslılarla yapılan mücadeleyi ve fetihten sonra bütün 12. yüzyıl boyunca süren olayları ve özellikle Haçlı Seferleri’nin Anadolu’da geçen safahatını kaydetmiştir. Eserin ikinci cildi ise Sultan I. Gıyâseddin Keyhüsrev’in ikinci saltanatı (1205-1211) ile başlamakta ve Sultan II. Gıyâseddin Mesud’un birinci saltanat dönemi sonuna kadar (1296) kadar gelmektedir. Bu ciltte özellikle Sultan I. İzzeddin Keykâvus (1211-1220) ve Sultan I. Alâaddin Keykubad (1220-1236) dönemlerindeki olaylar mufassal olarak anlatılmıştır. Bu ciltte komşu devletlerle olan ilişkiler ele alınmış, 13. yüzyıl ortalarında Anadolu’ya ulaşan Moğollar’ın yaptıkları tahribat ve bunun sonucunda devletin zayıflaması ve çöküşü incelenmiştir. Mükrimin Hoca, çalışmasını ancak 1296 yılına kadar getirebilmiş, Türkiye Selçukluları tarihini tamamlamaya ömrü vefa etmemiştir. Eseri yayına hazırlayan Refet Yinanç, Türkiye Selçuklu Devleti’nin yıkılış tarihi olan 1308 yılına kadar gelen olayları (III. Alâaddin Keykubad ile II. Gıyâseddin Mes’ud’un ikini saltanat dönemlerini) ilave etmiş ve böylece Selçuklu dönemi Anadolu’sunun kronolojisi tamamlanmıştır.
Mükrimin Hoca’nın, bu kıymetli eserini telif ederken döneme ait Arap, İran, Süryani, Ermeni, Gürcü, Grek ve Latin kaynaklarından yararlanmış olduğu, coğrafi kitapları, vekayinameleri, kitabeleri, meskûkâtı, resmi vesikaları ve ikinci elden eserleri kullandığı görülmektedir. Yani Hoca, daha çok yerli kaynaklarla yetinen biz tarihçiler gibi değil, hemen her olay için bütün dillerdeki kaynak ve belgeleri görmeye çalışmıştır. Eserini yazdığı dönemde vekayinamelerin ekseriyetinin yazma halinde farklı şehir ve ülkelerdeki kütüphanelerde bulunduğu göz önüne alındığında Hoca’nın çalışmasının ne kadar meşakkatli bir iş olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Oysa günümüzde kaynak eserlerin pek çoğu ya tıpkıbasım, ya tenkitli metin neşri şeklinde yayımlanmış, bir kısmının ise tercümeleri yapılmıştır. Bunun yanında dijital teknolojinin sağladığı imkânları da düşünürsek, Mükrimin Hoca’nın 1930’lu, 1940’lı yıllarda yaptığı araştırmalarının değerini daha iyi anlamış oluruz sanıyorum.
Mükrimin Halil Yinanç’ın Türkiye Tarihi. Selçuklu Devri I Anadolu’nun Fethi başlıklı, alanındaki bu ilk çalışmasından sonra tarihçiler Selçuklular hakkında eserler yazmaya ve döneme ait vekayinameleri tercümeye başlamışlar, bilhassa merhum Osman Turan (1914-1978)[4], İbrahim Kafesoğlu (1914-1984)[5] ve Mehmet Altay Köymen (1916-1993)[6] alana dair kıymetli eserler vücuda getirmişlerdir. Selçuklu tarihine dair sonraki çalışmalar ise Ali Sevim(1928-2013)[7], Faruk Sümer (1924-1995)[8], Yaşar Yücel, Erdoğan Merçil ve onların yanında yetişmiş olan tarihçilere aittir.
Mükrimin Hoca Selçuklu dönemi kaynaklarının tanıtılması için de çalışmış, 1937’de yayımlamış olduğu bir makalesinde[9]12. yüzyıl tarihçileri ve özellikleAzîmî hakkında bilgiler vermiş, eserinin önemini açıklamıştır.
Halebli Ebu Abdullah Muhammed bin Ali el-Azîmî, 1090-1175 yılları arasında yaşamış olup, 1043 yılınakadar gelen kronolojik bir İslâm tarihi kitabı yazmıştır. Esasen müverrih, biri mufassal, biri muhtasar olmak üzere iki kitap yazmış, bunlardan muhtasar olanın telifinden bir asır sonra yapılmış istinsahı günümüze ulaşmıştır. Mükrimin Hoca çok muhtasar olmasına rağmen 11. yüzyılın sonları ile 12. yüzyılın ilk yarısındaki Haleb ve civarının tarihi bakımından oldukça önemli olan Azîmî’nin tek nüsha halinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Kütüphanesinde bulunan bu eserini ilim dünyasına tanıtmış vebu eserin telifinden sonra çok az tarihçi tarafından kaynak olarak kullanıldığını, 13. asır müelliflerindenyalnızca İbnü’l-Adim’in hem bu eseri, hem de Azîmî’nin günümüze ulaşmayan mufassal tarihini görüp faydalandığını, 14. yüzyılsonlarında İbn Dokmak adlı müellifin bu eseri okuduğunu, 15. yüzyıl tarihçilerinden ise Ayıntablı Bedrüddin Mahmud’un Ikdü’l-Cuman adlı eserinde buradaki bilgileri kullandığını, son dönemde ise Amasya Tarihi müellifi Hüseyin Hüsameddin’in bu muhtasar tarih eserinden yararlandığını tespit etmiştir. Yinanç, bu eseri tetkik ederek verilen bilgilerin çok kıymetli olduğunu ve başka tarih kitaplarında bulunmadığını görmüş ve Maraş Emirleri adlı çalışması ile Anadolu Selçuklularına dair yazdığı kitapta atıfta bulunmuştur. Yine bu çalışmada, Azîmî’nin verdiği bilgilerin tarihîolaylarla uyuşup uyuşmadığını da araştırmış ve verilen malûmatın, özellikle tarihlerin bir kısmının yanlış olduğunuortaya koymuştur. Yinanç bu çalışmasında, Azîmî’den yararlanan Bedrüddin Mahmud gibi büyük tarihçilerin de dikkatli olmadıklarını, Azîmî Tarihi’ndeki yanlışları aynen eserlerine aldıklarını tespit etmiştir.
Mükrimin Halil Yinanç, Selçuklu tarihinin önemli kaynaklarından olan Azîmîve eseri hakkındaki bu çalışmasını “Ehemmiyetini ve mahiyetini uzun uzadıya bildirdiğim bu eserin milli tarihimizin pek şerefli, fakat oldukça karışık ve kısmen meçhul bir devresinin en esaslı menbalarından biri olduğu nazar-ı itibara alınarak ya aynen bütün kitabın veyahut milli tarihimizi alakadar eden kısımlarının tab‘edilmesi lâzımdır. Bu eserin tab‘ı hem bizi ve hem de Garp ilim dünyasını alakadar edecektir. Tab‘ından sonra Türk diline çevrilmesi milli kütüphanemize büyük bir hizmet olacaktır.Her iki işi de Türk Tarih Kurumu’ndan bekliyoruz” sözleriyle bitiriyor.
Hoca’nın bu arzusunu, yıllar sonra, merhum Ali Sevimyerine getirmiş ve eseri, Selçuklular’a dair kısımlarının tercümesiyle birlikte neşretmiştir[10].
Mükrimin Halil Yinanç, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul ettiği Anadolu’nun fethi ve bu coğrafyada hüküm süren Türkiye Selçukluları’nın tarihi hakkında, o çağlarda yazılmış eserlerin çok az olduğunu ifade etmiş ve bunlardan biri olan İbn Bîbî’nin[11], Avrupa’da tab edilmiş olan ve bir nüshası Paris’te Milli Kütüphane’de bulunan Farsça Muhtasar Selçukname’sini, kendi ifadesine göre7 Mart – 26 Nisan 336 (1920) tarihleri arasında Türkçe’ye tercüme etmiştir. Ancak Hoca,çok genç yaşta, daha üniversitede talebe olduğu sırada yapmış olduğu bu tercüme çalışmasınıda belki de notlar ve açıklamalar yapmak istediği için neşredememiştir. Kütüphanesinde yazma halinde bulunan butercüme nüsha, yıllar sonra Refet Yinanç ve Ömer Özkan tarafından yayına hazırlanarak tarihçilerin hizmetine sunulmuştur[12]. Eser, Türkiye Selçuklu hükümdarı I. Gıyâseddin Keyhüsrev’in cülûsundan (1192) itibaren Sultan II. Mesud’un Kırım’dan Anadolu’ya döndüğü zamana (1280) kadar geçen olayları içermektedir.
Mükrimin Hoca, bir başka çalışmasında Paris’te Milli Kütüphane’de (Schefer kolleksiyonunda Farsça yazma eserler arasında 1553 numarada kayıtlı) bulunan anonim bir Selçuklu Tarihi’ni de tanıtmış ve bu eserde verilen bilgileri değerlendirmiştir[13].
Hilmi Ziya Ülken’in verdiği bilgiye göre[14], Mükrimin Hoca Selçuklular hakkında bilgi veren daha başka kaynaklar üzerinde de çalışmış, ancak neşredememiştir. Buna göre Hoca, Müneccimbaşı Ahmed Dede Efendi’nin Sahaifü’l-ahbâr (Câmiü’d-düvel) adlı eserindeki Türkiye Selçukluları ve Beylikler dönemine ait bölümleri tahlil etmiş, notlar ve ilavelerle yayına hazırlamıştır. Yine bu eserde Suriye’deki beylikler ile Azerbaycan ve civarındaki devletleri içine alan kısımları metinler karşılaştırması şekliyle hazırlamış, aynı şekilde Aksarayî’nin Müsâmeretü’l-ahbâr’ı üzerinde neşredilecek şekilde çalışmış, faksimile’si neşredilen Târih-i Âl-i Selçuk adlı eseri indeksli olarak neşre hazırlamış, İbnü’l-Ezrak’ın Târih-i Meyyafarikîn’ini de bütün nüshalarının karşılaştırılması suretiyle neşr edilecek hale getirmiştir.
Mükrimin Hoca’nınİslâm Ansiklopedisi’ne[15] yazmış olduğu maddelerde de Selçuklular’a dair önemli bilgiler verilmiştir. Bu ansiklopediye yazmış olduğu şehir tarihleri ve biyografi maddelerinde bilhassa Selçuklu dönemindeki olaylar ayrıntılarıyla işlenmiştir. Hoca’nın düzeltmeler yaparak ilavelerde bulunduğu “Alp Arslan” maddesi ile telif ettiği Irak Selçukluları’ndan “Arslan Şah”, “Bursa. Tarih”, “Caber”, “Cüneyd”, “Çağrı Bey”, “Dânişmendliler”, “Diyarbekir”, “Elbistan”, “Ertuğrul Gâzî” ve “Erzurum” maddeleri, bir ansiklopedi sınırlarını aşan ve büyük emek mahsulü olan çalışmalardır. Mükrimin Hoca’nın yıllar süren araştırmalarının sonucu olan buansiklopedi maddelerinin her biri küçük birer risale ya da kitap mahiyetindedir. Hoca’nın bu maddelerdeki bibliyografya listeleri bile tarih araştırmacılarına rehber olma özelliğini hâlâ korumaktadır. Çünkü Hoca, bir çalışma yaparken döneme ait yerli ve yabancı, her dildeki kaynakları incelemiş, birçoğu yazma halinde bulunan bu kaynakların verdiği bilgileri karşılaştırmak suretiyle sonuca ulaşmıştır. Meselâ“Danişmendliler” maddesinde faydalandığı bibliyografyayı kitabeler, meskûkât, vakfiyeler, vekayinâmeler gibi başlıklara ayırmış; vekayinâmeleri de kendi içinde Grek kaynakları, Süryani kaynakları, Arap kaynakları, İran kaynakları, Ermeni kaynakları, Latince kaynaklar ve Osmanlı devrinde yazılan eserler gibi gruplar altında vermis, bütün bu kaynakların nüshaları arasındaki farklara varıncaya kadar verilen bilgilerin doğru olup olmadığını tartışmıştır.
Mükrimin Hoca’nın ömrü yetseydi şüphesiz İslâm Ansiklopedisi’ndeki daha pek çok maddeyi, özellikle de Selçuklular dönemine ait konularıyazacaktı. Vefat ettiğinde ansiklopedi yayını “E” harfine ulaşmış ve hoca son olarak “Erzurum” maddesini teslim etmiş idi. Şayet ömrü vefa etseydi Selçuklu devlet ve şehirleri ile Selçuklu hükümdar maddelerinin birçoğu Mükrimin Hoca tarafından telif edilecek,“Diyarbekir”, “Elbistan” ve “Erzurum” gibi mesela Selçuklu payitahtı “Konya” maddesi ile “Maraş” maddesi de Hoca’nın kaleminden çıkmış olacaktı. Ancak Hoca, malûmunuz olduğu üzere “Maraş Emirleri” başlığıyla 1340-1341 (1924-1925)’de Türk Tarih Encümeni Mecmuası’nda tefrika halinde neşredilenmakalesinde Maraş’ınHz. Ömer devrindeki fethinden başlayarak 14.yüzyıl başlarına kadar gelen tarihini mufassal bir şekilde kaleme almıştır[16]. Makalede, Maraş’ta yöneticilik yapan şahıslar ile burada yapılan savaşlar, siyasî ve kısmen de iktisadî ve sosyal olaylar anlatılmaktadır. Esasen bu çalışma, yalnızca Maraş bölgesinin tarihi değil, Ortaçağın bütün kaynaklarına vakıf olan Hoca’nın engin bilgisi ve bakış açısıyla bütün Anadolu ve Ortadoğu bölgesinin tarihidir de diyebiliriz.
Mükrimin Hoca’nın Selçuklular’a dair bir diğer çalışması, yine çok erken çağında, 1923’te kaleme aldığı, Musul valisi Kürboğa hakkındaki makalesidir[17]. Kürboğa, Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ümerasından olup birçok emaretlerde istihdam edilmiş, Sultan Berkyaruk ise pederinin pek ziyade sevdiği bu emire daha büyük mevkiler ve rütbeler tevcih etmiş, en mamur vilayetlerden biri olan el-Cezire’yi ona vermişti. Bu makalede, Selçuklular zamanında Beylerbeyilik rütbesine ulaşıp Musul valiliğine getirilmiş olan Kürboğa’nın hayatı ve faaliyetleri, geniş bir şekilde incelenmiştir.
Mükrimin Hoca’nın Selçuklular’a dair bir başka çalışması “Türk Kavminin Muhtelif Milletlere Ayrılması ve Anadolu Vatan ve Milletinin Teşkekkülü-1” başlığı altında Anadolu Mecmuası’nda yayımlanmıştır[18]. Bu makalede, Büyük Selçuklu Devleti’nin tarihi coğrafyası incelenmiş ve Sultan Melikşah’ın ölümünden sonra ülkenin Horasan, Irak, Anadolu veya Rum ile Şam ve Suriye sultanlıklarına ayrılması incelenmiştir. Merkezi Merv olan Horasan Sultanlığı’nın Horasan, Harezm, Kirman, Maveraünnehir, Türkistan, Gazne ve Hindistan ülkelerinden; merkezi Isfahan olan Irak Sultanlığı’nın Irak-ı Arap, Irak-ı Acem, Faris, Deylem, Musul, Azerbaycan, Arran, Aras nehrinin kuzeyinde bulunan bugünkü Kuzey Azerbaycan ve Gürcistan bölgelerinden; merkezi Konya olan Anadolu veya Rum Sultanlığı’nın bütün Anadolu coğrafyasından; merkezi Dımaşk olan Şam ve Suriye Sultanlığı’nın ise bütün Suriye, Hicaz ve Yemen bölgesinden meydana geldiği belirtilmiştir.
Hoca’nın bir başka makalesinde ise Türkiye Selçukluları zamanında Erzurum’da Selçuklu kumandanı olan Sinaneddin Yakut’un Baycu Noyan idaresindeki Moğol ordularına karşı şehri savunması ve nihayet kale içindeki bir hainin kale kapılarını açması sonucunda şehrin Moğolların eline geçmesiyle birlikte Baycu Noyan’ın Sinaneddin Yakut’u kendi yaptırdığı bir kışlanın içerisinde ailesi ve çocuklarıyla birlikte feci bir şekilde şehit etmesi gibi olaylar anlatılmıştır[19].
Yinanç, Ülkü mecmuasında yayımlanan “Malazgirt” başlıklı makalesinde ise, yirminci asra kadar olan Türk tarihinin üç dönüm noktası bulunduğunu, bunlardan birincisinin 1040 yılında Selçuklu Devleti’nin kurucusu Tuğrul Bey’in Gazneliler ile yaptığı Dandanakan Savaşı olduğunu[20], ikincisinin 1071 Malazgirt Savaşı ve üçüncüsünün de 1453’te İstanbul’un Fethi olduğunu belirterek ikinci dönüm noktası olan Malazgirt Savaşı’nı öncesi ve sonrasıyla anlatmış, bu zaferin Anadolu Türk tarihinin gelişimindeki rolünü belirtmiştir[21]. Bu makalenin devamı olan “Malazgirt’e Doğru” çalışmasında ise Malazgirt Savaşı’ndan önce Türklerin ve Bizanslıların hazırlıklarını ve muharebeye yaklaşan günleri adım adım anlatılmaktadır[22].
Mükrimin Hoca, III. Türk Tarih Kongresi’nde sunduğu “Anadolu Selçukluları Tarihine Ait Bazı Kaynaklar” başlıklı tebliğinde ise, Fuad Köprülü’nün Anadolu tarihinin yerli kaynaklarından birçoğunu tanıttığı eserinde[23] onun görmediği, Hasan ibn Abdülmümin el-Hoyî tarafından yazılmış iki Selçuklu tarihini ilim dünyasına tanıtmıştır[24].
Hoca, Ortaçağ tarihçilerinden İbnü’l-Esir, İbnü’l-Kalanisi ve Urfalı Mateos’dan istifade ile hazırlamış olduğu bir başka makalesinde ise Musul’un Selçuklular dönemindeki valileri ve onların zamanlarında meydana gelen olayları incelemiştir. Hoca bu çalışmasında, el-Cezire vilayetinin iki büyük ordugâhından birinin merkezi olan Musul bölgesine Oğuz Türklerinin nasıl yerleştiklerini ve buradaki Selçuklu valilerini tespit etmiş ve faaliyetlerini anlatmıştır[25].
Son olarak Mükrimin Hoca’nın Sultan Alp Arslan hakkındaki monografisini zikrederek konuşmamızı bitirelim[26]. Hoca, Malazgirt Zaferi’nin 888. Yılı dolayısıyla kaleme almış olduğu “Dünya Tarihinin En Büyük İnsan ve Kumandanlarından Alp Arslan: Harpleri – Malazgirt Zaferi – Tarihteki Rolü – Ölümü” başlıklı makalesinde, Türk milletine yeni bir vatan kazandırmış olan Sultan Alp Arslan’ın mücadelelerle geçen hayatını, Suriye ve Irak’taki faaliyetlerini, Bizanslılarla yaptığı savaşları, Anadolu’nun yurt edinilmesini sağlayan Malazgirt Meydan Muharebesi’ni, bu savaşın Türk ve dünya tarihi bakımından önemini, Selçuklu ümerasını Anadolu’nun fethiyle görevlendirmesini ve ölümünü anlatılmıştır.
Mükrimin Hoca’nın bu makaledeki tespitlerine göre “Sultan Alp Arslan Orta Asya’nın fethi emelini tatbik mevkiine koyarken 1072 senesi sonlarında Ceyhun ırmağı kenarında acıklı bir ölümün kurbanı olmuştur. Yalnız Türk tarihinin değil, bütün dünya tarihinin yetiştirdiği en büyük adamlardan biri olan Alp Arslan’ın pek kısa süren hükümeti zamanı milli tarihimizin en mühim ve en şanlı sahifelerini teşkil etmiştir”. Yine Hoca’nın ifadesiyle Sultan Alp Arslan “Bizans imparatorluğunun müstahkem kale ve şehirlerinin çoğunu muhasaralarla alıp müdafaa hatlarını kırdıktan sonra Kızılırmak’la garbında bulunan Orta Anadolu vilayetlerine akınlar yaptırmış ve Bizans İmparatorluğu’nun istinatgâhı olan ve büyük yollar üzerinde olup bu imparatorluğun orduları için karargâh vazifesini gören şehirleri tahrip ettirmiş ve nihayet mütemadi akın ve taarruzları ile yıprattığı Bizans İmparatorluğu’nun en büyük ordusunu Malazgirt’te kat‘i darbesi ile ezerek Oğuz Türklerinin Anadolu’ya yayılmalarına ve yerleşmelerine sebep olmuştur. Bu itibarla müşarun-ileyhe ‘Anadolu’daki Müslümanlığın ve Türklüğün kurucusu’ adı verilebilir”.
Sonuç olarak, Türkiye’de Selçuklu dönemi Türk tarihi çalışan ilim adamlarının başında gelen Mükrimin Halil Yinanç, burada ana hatlarıyla tanıtmaya çalıştığımız kitap, monografi ve makalelerinde Selçuklu tarihine dair çok kıymetli bilgiler vermiş, kendisinden sonraki tarihçilere rehber olmuştur. Burada Hoca’nın Mükrimin yalnız bize bırakmış olduğu eserleriyle değil, aynı zamanda bütün hayatı boyunca üniversitelerde ve kahvehanelerde verdiği konferans ve sohbetlerinde de hep İslâm ve Selçuklu tarihini anlatmış olduğunu zikretmeden geçmeyelim. O, Anadolu’nun her köşesini dolaşarak İslâm tarihi, Selçuklu tarihi, Türkiye tarihi hakkında konferanslar vermiş ve sohbetlerde bulunmuş, akıcı üslûbuyla olayları yaşamış gibi anlatması sayesinde tarihçi olmayanlara bile tarihi sevdirmiş bir ilim adamıdır. Mükrimin Hoca’nın bu özelliğini, genç yaşlarından itibaren yakın dostu olan Hilmi Ziya Ülken’in vefatından (5.6.1974) sonra eşi Hatice Ülken tarafından yazılan “Eşim Hilmi Ziya’nın Özel Hayatı” başlıklı yazısındaki “Hilmi Ziya, misafirlerini evde ağırlamayı çok severdi. İlmi konuşmalar daha rahat olurdu, evde… Senelerce evimiz, böyle kültür hayatı içinde devam etti. Her günü ayrı bir renk taşırdı… Bu meşhur toplantılar şahıslar değişerek senelerce devam etti. Yalnız Mükrimin Halil Yinanç müstesna idi. Ölünceye kadar Mükrimin Halil, haftanın bir kaç gecesi bize gelir, Selçuk tarihini, kendine has lisanla, tatlı tatlı anlatırdı. Meclisi, hakikaten değişikti.” ifadelerinden anlıyoruz.
Sözlerime son verirken, Selçuklular hakkında ilk ilmi çalışmaları yapan, Türkiye’de yetişmiş olan büyük tarihçi, hocaların hocası Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç’ı ve konuşmamız sırasında adı geçen duayen tarihçilerimizi rahmetle anıyor, sabırla dinlediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
BİBYİYOGRAFYA
Abû Bakr İbn al-Zekî, Ravzatü’l Küttâb ve Haditatü’l-Albâb, yay. Ali Sevim, Ankara, 1972, 2011.
Azîmî, Ebu Abdullah Muhammed, Tarih, Selçuklularla ilgili bölümlerin Türkçe çevirisi ile yayınlayan: Ali Sevim, Ankara 1988; Azimi Tarihi Selçuklularla İlgili Bölümler, yay. Ali Sevim, Ankara 2006.
İbn Bîbî, el-Evâmir el-Alâiyye fi Umuri’l-Alâiyye, Tıpkı Basım, Önsöz ve fihristi hazırlayan Adnan S. Erzi, Ankara 1956; İbn Bîbî, el-Evâmirü’l-Alâiyye fi Umuri’l-Alâiyye, trc. Mürsel Öztürk, I-II, Ankara 1996; İbn Bîbî, Selçuknâme, terc. Mükrimin Halil Yinanç, Hazırlayanlar: Refet Yinanç – Ömer Özkan, Kitabevi, İstanbul 2007.
İbnü’l-Adim, Kemaleddin Ebu’l-Kasım Ömer, Bugyat e-Taleb fi Tarih Haleb, Selçuklularla ilgili hal tercümelerini yay. A. Sevim, Ankara 1976; Biyografilerle Selçuklular Tarihi, yay. Ali Sevim, Ankara 1989.
Kafesoğlu, İbrahim, Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953, 1973.
——, Selçuklu Ailesinin Menşei Hakkında, İstanbul 1955.
——, Türkler ve Medeniyet, İstanbul 1957.
——, Malazgirt Meydan Muharebesi, Erzurum 1959.
——, Selçuklu Tarihi, Ankara 1972.
Kemâlüddîn İbnü’l-Adim, Bugyetü’t-taleb fî Tarih-i Haleb, yay. Ali Sevim, Ankara 1976, 2011.
Kerimüddin Mahmud Aksarayî, Müsameretü’l-ahbâr ve Müsayeretü’l-ahyâr, yay. Osman Turan, TTK Yay., Ankara 1944.
Köprülü, Mehmed Fuad, Anadolu Selçukluları Tarihi’nin Yerli Kaynakları, TTK Yay., Ankara 1966.
Köymen, Mehmet Altay,Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c. II. İkinci İmparatorluk Devri, Ankara 1954, TTK Yay., Ankara 1984, 1991.
——, Selçuklu Devri Türk Tarihi, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yay., Ankara 1962, TTK Yay., Ankara 1989, 1993.
——, Alp Arslan ve Zamanı, c. I, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı Yay., İstanbul 1972, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yay., Ankara 1983, Milli Eğitim Bakanlığı Yay., İstanbul 1995.
——, Tuğrul Bey ve Zamanı, Kültür Bakanlığı Yay., İstanbul 1976.
——,Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c. I. Kuruluş Devri, Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü Yay., Ankara 1979, TTK Yay., Ankara 1989.
——, Alp Arslan ve Zamanı, c.II, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yay., Ankara 1983.
——,Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c.III, Alp Arslan ve Zamanı, TTK Yay.,Ankara 1992.
Nizamü’l-Mülk (Ebu Ali Hasan Tı1sı), Siyerü’l-Mülfik veya Siyaset-Nâme, c.I. Farsça metin, Önsöz ve Giriş’le Birlikte Neşreden: Prof. Dr. M.A. Köymen, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yay., Ankara 1976; Nizamü’l-Mülk, Siyaset-Nâme, Çev. M.A. Köymen, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., Ankara 1982, 1992, 1993.
Sevim, Ali, Malazgirt Meydan Savaşı, TTK Yay., Ankara 1971.
——, İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı, Metinler ve Çevirileri, Faruk Sümer ile, TTK Yay.,Ankara 1971.
——, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, TTK Yay., Ankara 1983.
——, Genel Çizgileriyle Selçuklu-Ermeni İlişkileri, TTK Yay., 1983.
——, Anadolu’nun Fethi Selçuklular Dönemi (Başlangıcından 1086 Sonuna Kadar), TTK Yay., 1988.
——, Anadolu Fatihi Kutalmışoğlu Süleymanşah, TTK Yay.,Ankara 1990.
——, Büyük Selçuklu Komutanları Afşin, Atsız Artuk ve Aksungur, TTK Yay.,Ankara 1990.
——, Selçuklu Devletleri Tarihi, Siyaset, Teşkilât ve Kültür, Erdoğan Merçil ile, TTK Yay., Ankara 1995.
Sıbt İbn ül-Cevzî, Şemsü’d-Din Ebu’l-Muzaffer Yusuf (ö. 1257), Mir’âtü’z-zemân fî Târîhi’l-âyan, Selçuklularla ilgili bölümlerini yay. Ali Sevim, A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınları, Ankara 1968, TTK Yay., Ankara 2011.
Sümer, Faruk, İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı (Metinler ve Çeviriler), Ali Sevim ile, TTK Yay., Ankara 1971.
——, Oğuzlar (Türkmenler), Tarihleri – Boy Teşkilatı – Destanları, Ankara 1967.
——, Selçuklular Devrinde Doğu Anadolu’da Türk Beylikleri, Ankara 1990.
——, Yabanlu Pazarı – Selçuklular Devrinde Milletlerarası Büyük Bir Fuar, İstanbul 1985.
Turan, Osman, Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar, Metin, Tercüme ve Araştırmalar, TTK Yay., Ankara 1958.
——, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, TKA Yay., Ankara 1965.
——, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefküresi Tarihi, I-II, İstanbul 1969, 1971.
——, Selçuklular ve İslâmiyet, İstanbul 1971.
——, Selçuklular Zamanında Türkiye, Turan Neşriyat Yurdu Yay.,İstanbul 1971.
——, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Turan Neşriyat Yurdu Yay.,İstanbul 1973.
Ülken, Hilmi Ziya, “Kaybettiğimiz Büyük İlim Adamı: Mükrimin Halil Yinanç”, Hür Vatan, 26 Aralık 1961.
[Yinanç], Mükrimin, Halil, “Musul’da Selçukî Vâlileri 1: Kürboğa”, Mihrab, sayı: 1, 15 Teşrin-i Sani 1339 (1923), s. 20-27.
——, “Maraş Emirleri (1)”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, nr. 5 (82), 1 Eylül 1340, s. 283-299.
——, “Maraş Emirleri (2)”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, nr. 6 (83), 1 Teşrin-i Sânî 1340, s. 340-352.
——, “Maraş Emirleri (3)”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, nr. 8 (85), 1 Mart 1341, s. 85-100.
——, “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (1)”, Anadolu Mecmuası, sayı 4, İstanbul 1340, s. 144-150.
——, “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (2)”, Anadolu Mecmuası, sayı 5, İstanbul 1340, s.200-205.
——–,“Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (3)”, Anadolu Mecmuası, sayı 6, İstanbul 1340, s.212-215.
——, “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (4)”, Anadolu Mecmuası, sayı 7, İstanbul 1340, s.265-268.
——, “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (5)”, Anadolu Mecmuası, sayı 8, İstanbul 1340, s.300-303.
——, “Milli Tarihimizin İsmi”, AnadoluMecmuası, sayı 1, sene: 1, 1 Nisan 1340, s. 1-6.
——, “Milli Tarihimizin Mevzuu (1)”, Anadolu Mecmuası, sayı:2, 1 Nisan 1340, sayfa 53-59.
——, “Milli Tarihimizin Mevzuu (2)”, Anadolu Mecmuası, sayı: 2, 1 Nisan 1340, sayfa 85-92.
——, “Türk Kavminin Muhtelif Milletlere Ayrılması ve Anadolu Vatan ve Milletinin Teşkekkülü-1”, Anadolu Mecmuası, sayı: 9-10-11, Mayıs 1341, s. 328-337.
——, “Tarihimizde Meçhul Sahifeler: Sinâneddin Yakut”, Muallimler Birliği, sene: 1, sayı: 10, Mayıs 1341, s. 3-5; İkdam, sayı: 10127, 15 Haziran 1341/1925, s. 3.
——, Müslümanlar Tarafından Fethinden XIII. Yüzyıl Sonuna Kadar Maraş Beyleri (Maraş Emirleri), haz. Selim Kaya, Kahramanmaraş 2004.
——, “On İkinci Asır Tarihçileri ve Muhammed bin Ali el-Azîmî”, II. Türk Tarih Kongresi, Bildiriler, Devlet Basımevi, İstanbul 1937, s. 673-690.
——, “Anonim Tarih-i Âl-i Selçuk”, Tarih Semineri Dergisi, Sayı 1, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Yay., İstanbul 1937, s. 39-50.
——, “Malazgirt’e Doğru”, Ülkü, c. II, sayı: 24, 16 Eylül 1942, s. 3-6.
——, “Malazgirt”, Ülkü, c. 2, sayı: 23, 1 Eylül 1942, s. 3-4.
——, “Anadolu Selçukluları Tarihine Ait Bazı Kaynaklar”, III. Türk Tarih Kongresi Ankara 15-20 Kasım 1943 Kongreye Sunulan Tebliğler, TTK Yay., Ankara, 1948, s. 95-103.
——, “Musul ve el-Cezire’de Oğuz Türkleri”, Türk Tarihinin Ana Hatları” Eserinin Müsveddeleri, no. 51, Başvekâlet Müdevvenat Matbaası.
——, “Dünya Tarihinin En Büyük İnsan ve Kumandanlarından Alp Arslan: Harpleri – Malazgirt Zaferi – Tarihteki Rolü – Ölümü”, Tarih-Coğrafya Dünyası, c. I, sayı: 6, 30 Ağustos 1959, s.401-408.
——, Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, Yay. Haz. Prof. Dr. Refet Yinanç, TTK Yay., I. Cilt, Ankara 2013, II. Cilt, Ankara 2016.
[1] Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi.
[2]Mükrimin Halil, “Milli Tarihimizin İsmi”, AnadoluMecmuası, Sayı 1, Sene: 1, 1 Nisan 1340, s. 1-6; “Milli Tarihimizin Mevzuu (1)”, Anadolu Mecmuası, sayı: 2, 1 Nisan 1340, sayfa 53-59; “Milli Tarihimizin Mevzuu (2)”, Anadolu Mecmuası, sayı: 2, 1 Nisan 1340, sayfa 85-92; “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (1)”, Anadolu Mecmuası, sayı 4, İstanbul 1340, s. 144-150; “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (2)”, Anadolu Mecmuası, sayı 5, İstanbul 1340, s. 200-205; “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (3)”, Anadolu Mecmuası, sayı 6, İstanbul 1340, s. 212-215; “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (4)”, Anadolu Mecmuası, sayı 7, İstanbul 1340, s. 265-268; “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi (5)”, Anadolu Mecmuası, sayı 8, İstanbul 1340, s. 300-303.
[3]Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç, Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, I. Cilt, Yayına Hazırlayan Prof. Dr. Refet Yinanç, Türk Tarih Kurumu (TTK) Yay., Ankara 2013; Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, II. Cilt, Yayına Hazırlayan Prof. Dr. Refet Yinanç, TTK Yay., Ankara 2014.
[4] Osman Turan’ın neşrettiği eserler: Aksaraylı Mehmed oğlu Kerîmüddin Mahmud, Müsâmeretü’l-ahbâr ve Müsayeretü’-ahyâr, Moğollar Zamanında Türkiye Selçukluları Tarihi, Mukaddime ve haşiyelerle tashih ve neşreden: Dr. Osman Turan, TTK Yay., Ankara 1944, 2. Baskı, Ankara 1999; Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar, Metin, Tercüme ve Araştırmalar, TTK Yay., Ankara 1958; Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, İstanbul 1965; Türk Cihan Hâkimiyeti Mefküresi Tarihi, I-II, İstanbul 1969, 1971; Selçuklular ve İslâmiyet, İstanbul 1971; Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1971; Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, İstanbul 1973.
[5] İbrahim Kafesoğlu’nun Selçuklular’a dair çalışmaları: Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953, 1973; Selçuklu Ailesinin Menşei Hakkında, İstanbul 1955; Türkler ve Medeniyet, İstanbul 1957; Malazgirt Meydan Muharebesi, Erzurum 1959:Selçuklu Tarihi, Ankara 1972.
[6]Mehmet Altay Köymen’in Selçuklular’a dair telif ve tercüme eserleri: Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c. II. İkinci İmparatorluk Devri, Ankara 1954; Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ankara 1962; Alp Arslan ve Zamanı, c. I, İstanbul 1972; Tuğrul Bey ve Zamanı, İstanbul 1976;Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c. I. Kuruluş Devri, Ankara 1979; Alp Arslan ve Zamanı, c.II, Ankara 1983; Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c.III. Alp Arslan ve Zamanı, Ankara 1992; Nizamü’l-Mülk (Ebu Ali Hasan Tı1sı), Siyerü’l-Mülfik veya Siyaset-Name, c.I. Farsça metin (Önsöz ve Giriş’le Birlikte Neşreden: Prof.Dr.M.A. Köymen), A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yay.,Ankara 1976; Nizamü’l-Mülk, Siyaset-Name, (Çev. M.A. Köymen), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., Ankara 1982.
[7]Ali Sevim’in Selçuklular’a dair telif ve tercüme eserleri: Abû Bakr İbn al-Zakî, Ravzat al-Kuttâb va Hadikat al-Albâb, Yay.: Ali Sevim, TTK Yay., Ankara 1972, 2011; Kamâl al-Dîn İbn al-‘Adîm, Bugyat at-talab fî Târih Halab, Selçuklularla İlgili Haltercümeleri, Yay. Ali Sevim, TTK Yay., Ankara 1976, 2011; İbnü’l-Adîm, Bugyetü’t-taleb fî Tarihi Haleb (Seçmeler), Biyografilerle Selçuklular Tarihi, Çeviri, notlar ve açıklamalar: Ali Sevim, TTK Yay., Ankara 1982; Sıbt İbnu’l-Cevzî, Miratü’z-Zamân fî Târîhi’l-Âyân’da Selçuklular, Seçme, Tercüme ve Değerlendirme: Ali Sevim, TTK Yay., Ankara 2011; Malazgirt Meydan Savaşı, TTK Yay., Ankara 1971; İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı, Metinler ve Çevirileri, Faruk Sümer ile, TTK Yay., 1971; Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, TTK Yay., Ankara 1983; Genel Çizgileriyle Selçuklu-Ermeni İlişkileri, TTK Yay., 1983; Anadolu’nun Fethi: Selçuklular Dönemi (Başlangıcından 1086 Sonuna Kadar), TTK Yay., 1988; Anadolu Fatihi Kutalmışoğlu Süleymanşah, TTK Yay., 1990; Büyük Selçuklu Komutanları Afşin, Atsız, Artuk ve Aksungur, TTK Yay., 1990; Selçuklu Devletleri Tarihi, Erdoğan Merçil ile, TTK Yay., Ankara 1995.
[8] Faruk Sümer’in Selçuklular’a dair eserleri şunlardır: Oğuzlar (Türkmenler), Tarihleri – Boy Teşkilatı – Destanları, Ankara 1967; İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı (Metinler ve Çeviriler), Ali Sevim ile,Ankara 1967; Yabanlu Pazarı – Selçuklular Devrinde Milletlerarası Büyük Bir Fuar, İstanbul 1985; Selçuklular Devrinde Doğu Anadolu’da Türk Beylikleri, Ankara 1990.
[9]Mükrimin Halil Yınanç, “On İkinci Asır Tarihçileri ve Muhammed bin Ali el-Azîmî”, II. Türk Tarih Kongresi, Bildiriler, Devlet Basımevi, İstanbul 1937, s. 673-690.
[10]Azîmî, Ebu Abdullah Muhammed, Tarih, Selçuklularla ilgili bölümlerin Türkçe çevirisi ile yayınlayan: Ali Sevim, Ankara 1988; İkinci Baskı: Azîmî Tarihi Selçuklular Dönemiyle İlgili Bölümler (H.430-538 = 1038/39-1143/44), Metin, Çeviri, Notlar ve Açıklamalar: Prof. Dr. Ali Sevim, TTK Yay.,Ankara 2006.
[11] İbn Bîbî’nin asıl eserinin ismi el-Evâmirü’l-Alâiyye fi Umuri’l-Alâiyye adını taşır. Türkiye Selçuklu Devleti tarihinin en önemli kaynaklarından olan bu eser evvela F. N. Uzluk tarafından tercüme edilmiş (Anadolu Selçukî Devleti Tarihi, İbni Bibi’nin Farsça Muhtasar Selçuknâmesinden, Türkçeye çeviren M. Nuri Gençosman, Notlar ilâve eden F. N. Uzluk, Ankara 1941), daha sonra Adnan Sadık Erzi tarafından yayınlanmıştır. Bkz. İbn Bîbî, el-Evâmirü’l-Alâiyye fi Umuri’l-Alâiyye, Tıpkı Basım, Önsöz ve fihristi hazırlayan Adnan S. Erzi, Ankara 1956. Bu tarihten bir yıl sonra I. cildi neşredilmiş, eserin tam tercümesi ise yakın zamanda yapılmıştır: İbn Bîbî (el-Hüseyin b. Muhammed b. Ali el-Ca’feri er-Rugadi), el-Evamirü’l-Ala’iye fi’l-Umuri’l-Ala’iye (Selçuk Nâme), I-II, Çeviren: Mürsel Öztürk, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 1996.
[12]İbn Bîbî, Selçuknâme, terc. Mükrimin Halil Yinanç, Hazırlayanlar: Refet Yinanç – Ömer Özkan, Kitabevi, İstanbul 2007.
[13]Mükrimin Halil Yinanç, “Anonim Tarih-i Âl-i Selçuk”, Tarih Semineri Dergisi, Sayı 1, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Yay.,İstanbul 1937, s. 39-50.
[14] Bkz. Hilmi Ziya Ülken, “Kaybettiğimiz Büyük İlim Adamı: Mükrimin Halil Yinanç”, Hür Vatan, 26 Aralık 1961.
[15]İslâm Ansiklopedisi, evvela 1913-1936 yılları arasında Hollanda’nın Leiden şehrinde İngilizce olarak basılmış, sonra Almanca ve Fransızca’ya da tercüme edilmiştir. 1940-1988 yılları arasında ise Türkiye’de tercüme, ikmal, tadil ve yeni telif maddeler şeklinde 13 cilt (15 kitap) halinde yayımlanmıştır.
[16]Mükrimin Halil, “Maraş Emirleri (1)”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, nr. 5 (82), 1 Eylül 1340, s. 283-299; “Maraş Emirleri (2)”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, nr. 6 (83), 1 Teşrin-i Sânî 1340, s. 340-352; “Maraş Emirleri (3)”, Türk Tarih Encümeni Mecmuası, nr. 8 (85), 1 Mart 1341, s. 85-100. Hoca’nın bu makalesi yeni harflerle de yayımlanmıştır: Müslümanlar Tarafından Fethinden XIII. Yüzyıl Sonuna Kadar Maraş Beyleri (Maraş Emirleri), haz. Selim Kaya, Kahramanmaraş 2004.
[17]Mükrimin Halil, “Musul’da Selçukî Vâlileri 1: Kürboğa”, Mihrab, sayı: 1, 15 Teşrin-i Sani 1339 (1923), s. 20-27.
[18]Mükrimin Halil, “Türk Kavminin Muhtelif Milletlere Ayrılması ve Anadolu Vatan ve Milletinin Teşkekkülü-1”, Anadolu Mecmuası, sayı: 9-10-11, Mayıs 1341, s. 328-337.
[19]Mükrimin Halil, “Tarihimizde Meçhul Sahifeler: Sinâneddin Yakut”, Muallimler Birliği, sene: 1, sayı: 10, Mayıs 1341, s. 3-5, Erzurum Vilâyet Matbaası; İkdam, sayı: 10127, 15 Haziran 1341/1925, s. 3.
[20] Mükrimin Halil Yinanç, Serahs, Merv şehirleri arasındaki bir mevkide kazanılan bu zaferin, Türkmenlerin İran’a, Irak’a, Kafkasya’ya ve daha sonra Suriye’ye yayılmalarını sağladığını ve bu Türkmenlerin bir taraftan da Bizans’ı, yani Anadolu’yu hem şarktan, hem cenuptan tehdide başladıklarını belirtmiştir.
[21]Mükrimin Halil Yinanç, “Malazgirt”, Ülkü, c. 2, sayı: 23, 1 Eylül 1942, s. 3-4.
[22]Mükrimin Halil Yinanç, “Malazgirt’e Doğru”, Ülkü, c. II, sayı: 24, 16 Eylül 1942, s. 3-6.
[23]Bkz. Mehmed Fuad Köprülü, Anadolu Selçukluları Tarihi’nin Yerli Kaynakları, TTK Yay., Ankara 1966.
[24]Mükrimin Halil Yinanç, “Anadolu Selçukluları Tarihine Ait Bazı Kaynaklar”, III. Türk Tarih Kongresi Ankara 15-20 Kasım 1943 Kongreye Sunulan Tebliğler, TTK Yay., Ankara, 1948, s. 95-103.
[25]Mükrimin Halil Yinanç, “Musul ve el-Cezire’de Oğuz Türkleri”, Türk Tarihinin Ana Hatları” Eserinin Müsveddeleri, no. 51, Başvekâlet Müdevvenat Matbaası.
[26]Mükrimin Halil Yinanç, “Dünya Tarihinin En Büyük İnsan ve Kumandanlarından Alp Arslan: Harpleri – Malazgirt Zaferi – Tarihteki Rolü – Ölümü”, Tarih – Coğrafya Dünyası, c. I, sayı: 6, 30 Ağustos 1959, s. 401-408.