Erdoğan AYDOĞAN
Bir armağandır oruç. Takva armağanı, kardeşlik armağanıdır. Sorumluluğumuzun bilincine erişelim diye geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi bize de farz kılınmıştır. Arınmanın, yaklaşmanın armağanı olmuştur bize.
Oruç, Allah’a doğru ve ancak, Allah’la çıkılabilecek bir yolculuktur. Samanyolu’nda/gök sofrasında bir şölene iştirak etmektir. Tam bir ay yıldızlar geçidinde yer almak, nazlı bir uçurtma gibi kanatlarını gererek, bir goncanın güle dönüşmesi benzeri adamlık’a dönüşmektir. Gözelerden kaynayan sular gibi için için kalplerde kaynamak ve bir ırmak olup salih amel şeklinde akmaktır.
Oruç günleri, yeryüzünün yağmurlarla kirlerden temizlendiği gibi, inananların da günahlardan temizlendiği müstesna vakitlerdir. Tövbe ve istiğfarın; kendini aramanın, yola koyulmanın, yolda olmanın zamanıdır. Aynı zamanda, mutlak surette durmanın: ‘İtikâf’ın zamanıdır. Bu vesilesiyle ifade etmeli ki gönüller gibi mescidler de itikâf’a hazırlanmalı, öze dönüşün bir imkânı, zemini olarak itikâf sünneti diri tutulmalıdır.
Orucun evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ateşten kurtuluştur. Oruç vakitleri, insanın ve toplumun yeniden inşa edildiği müstesna zamanlardır. Oruç, insanın bütün hayatını bir ibadet hayatına dönüştürmesinin kamp alanıdır. Bu bir aylık kampta en çok Kur’an okunur. Veya Kur’an en çok bu ayda okunur. Çünkü insanlara rahmet olarak gönderilen ilahi kelam bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Ramazan’da ruhun açlığı vahyin billur ırmaklarından giderilirken, bedenlerin açlığının giderilmesine de en çok bu ayda koşulur. Yoksulun soğuk ve yalnız yüzü bu ayda güler. Kimsesizliği bu ayda buharlaşır. Sofrasına sıcak çorbalar misafir gelir. Gözlerin ve gönüllerin sevinci olur.
Kardeşlik bağlarının en güçlü halkalarından birini oruç oluşturur. Ümmet olmayı, renklerin ve dillerin kardeşlik ikliminin zenginliği olduğunu oruçla bir kere daha biliriz. Sahurlarda aynı telaşı, iftarlarda aynı sevinci, teravihlerde aynı heyecanı duyarız. Kaygılarımızla umutlarımız aynı terazide tartılır. Mekke’ye ayarlı kalplerle minarelerden yükselen kutlu çağrıya hep birlikte yöneliriz. Kandillerin sevinci, İslam coğrafyasının her tarafına bir ışık sağanağı, nur sağanağı olarak aynı anda yayılır.
Oruç, vaktin çoğaldığı/bereketlendiği aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni -Ki Kur’an’ın indirilmeye başlandığı zamandır- barındırır. Ramazan rahmet sağanağının, iç içe sevinç sağanağının ayıdır. Bu ayda her vakit ayrı bir güzelliği taşır. Mü’min yüreklerde iftar vaktinin sevinci, Rabb’in katına varıldığında duyulacak sevince erişir. Çiçek çiçek bağış olur.
Şahit olmaktır oruç. Apaçık delillere, hak ve batılın kesin olarak ayrılışına, Furkan’a tutunmaktır. Çorak kalplere rahmetin nazil oluşuna bu tanıklık, gereğince eylem yüklenmektir. Yeryüzü mirasını omuzlamaya, adaletin ve iyiliğin söz sahibi olmasına irade beyan etmektir. Kesin bir inançla sabahın yakın olduğuna teslim olmaktır. Her zorlukla beraber bir kolaylığın bulunduğunu, güzel zamanların korunaklarda bizi beklediğini bilmektir.
Oruç, suyun sahibini bilerek suyu özlemektir. Nimetin hakkını teslim ederek nimetin sahibini bilmektir. Gözetleyenlerin olduğu şuuruyla sınırların, duvarların ötesine ulaşıp bir yüreğe paydaş olmaktır. Sabırla konulan tevekkülle kalkılan sofralar kadar, kahırla oturulan isyanla kalkılan sofralar bulunduğu bilincinden hareketle her haneyi bir emanet bilip yaklaşan ateşi kendi içinde duymaktır.
Ramazan’da –oruçta- evin, sokağın, çarşının yüzü bir başka güzeldir. Evlerde köşe bucak temizliği, erzak tedarikiyle başlayan hareketlilik, çarşıya, esnafın raflarına, oradan sıcak pidelerin gözlendiği fırınlara, direkler arası neşelere uzanır. Kuran ve hadis sohbetleriyle tatlandırılan birliktelikler, çocuklar için aynı zamanda sokak demek olan teravihler, yeniden keşfedilen mahalle camileri ve kim olduğunuz sorulmaksızın buyur edilen özenle hazırlanmış iftar sofraları hepsi; her birimiz için adeta mermere ‘işlenmiş hatıralar’ hükmündedir.
‘Şahsiyetin ve toplumun kurucu ögesi’ olarak oruç, Rahman’la başlanan, Rahman’la gidilebilen yolların azığıdır. Adamanın ve adanmanın örnekleri Hz. Zekeriya ve Hz. Meryem’in yürüyüşüne yol arkadaşı olmaktır. Susarak anlatmaktır. Her türlü sataşmaya, sövgüye, iftiraya ‘Ben oruçluyum.’ diyerek karşı durmaktır. Hakikatin ortaya çıkması için susma, teslimiyet ve… Ve yalnızca Rabb’in konuşmasıdır, oruç. Sonunda Hz. Yahya’nın ve Hz. İsa’nın gözümüz ve gönlümüz aydınlığı olarak müjdelenmesidir.
‘Oruç, bizi tutar; biz de, orucu bizi tutsun diye tutarız.’ Orucun başını dik tuttuğumuzda, oruç da bizim güdülerimizi, nefsimizin isteklerini tutacak, yalandan, zulümden, ahlaksızlığın her türlüsünden bizi koruyacaktır. Yalanı ve yalanla amel etmeyi bırakmadan yalnızca bedenin açlığa terk edilmesi oruçla hedeflenen arınmadan bizi uzak kılacaktır.
…
Göklerin sevincine ortak olarak, ne mutlu Ramazan’a erişenlere! Kur’an’la oruçla buluşarak cennet yolcusu olanlara ne mutlu! Ne güzel bağıştır o ki, yalnızca oruçluların girdiği bir kapıdan cennete kavuşulur.