Maraş’ın 30-35 kilometre güneydoğusunda bulunan Pazarcık Kazası’na bağlı Karahasan Köyü’nde bulunan Bozhöyük’ünde önemli bir yerleşim alanı olduğu dikkat çekmektedir. Bu höyük daha çok bir tümülüse benzemektedir. Resmi izinle yapılan bu höyükteki bir define kazısı 14 gün sürmüş ve bazı seramik ve çeşitli arkeolojik eşyalar çık- ması üzerine Maraş Müze müdürünün raporu üzerine kazı durdurul- muştur. Burada bulunan tarlalarda çanak çömlek kırıklarından, taşlardan burasının bir iskân yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu höyük ovadan 60-80 m. yükseklikte olup yaklaşık 400 m. uzunlukta bir sahayı işgal etmektedir. Burada 2,75 m. uzunluğunda ve 5,20 m. genişliğinde ve 10,60 m. derinliğinde açılan bir çukurdan 317 adet arkeolojik eşya bulunup Kahramanmaraş Müzesi’ne konmuştur. Burada yapılan kazıda üst tabakadan Osmanlı ve Roma devrine ait kalıntılar ele geçmiş, ikinci katta Hitit devrine, üçüncü ve dördüncü katlarda ise Bakır devrine, be- şinci katta da Neolitik çağa ait eşyalar bulunmuştur. Bozhöyük’te bu- lunan bazı seramik parçalarının, taştan yapılmış kapların bilhassa beyaz taşlardan işlenmiş çok zarif eşyaların ve tabaka motiflerinin İç Anadolu karakterinden tamamen ayrıldığı da tespit edildi. Görüldüğü gibi Kah- ramanmaraş hudutları dâhilinde bulunan yüzlerce höyüğün sadece bi- rinden çıkan arkeolojik buluntuların sayısı bile insanı hayrete düşürmektedir.
Antik yerleşmelerden biri olan mağaraların da Maraş bölge- sinde sayısının fazlalığı dikkat çekmektedir. 1940-1960 arası yapılan araştırmalar neticesinde Maraş ve çevresinde 14’ü tabii, 20’si de yapma olmak üzere 34 mağara tespit edildi. Bu mağaraların çoğunluğunun Göksun ile Alikayası çevrelerinde olduğu görüldü. Bunlardan bazıları şunlardır; Kömür ve Kavşut köyü mağaraları, Afşin Emir İlyas köyünde Mağaraözü, Afşin yakınlarında Gözmağarası, Huni köyü mağaraları, Elbistan Karamağara, Köpekören Mağara, Keçemağarası, Sarıyatak Mağarasıdır. Maraş’ın kuzeyinde Ahırdağ eteğinde Cancık Mağarası, Maraş Merkez köylerinden Dağdalı Köyü Mağarası, Türkoğlu İlçesi Orçan köyü Mağaraları, Hopur Köyü Mağarası, Yavuzlar köyünde iki mağara, buranın Çadırcı obasında bir Mağara (Delicek köyü) ve Şeke- roba köyünde bulunan ve yüzeylerinde resimler çizili olan mağaralar da ilim âlemince tanınmayan diğer yerlerdir.
Bilhassa Çadırcı Mağarası önünde taşa oyulmuş geometrik şe- killerde bir kaya mezarı da dikkat çekmektedir. Buraya yakın alanlarda Geç Hititlere ait olduğu tahmin edilen küçük bir öküz şeklinde hayvan ve üzerinde insan olan heykeller bulunmuştur. Yine Türkoğlu’nun Ye- nipınar köyünün güney tarafında ve halk arasında Yazılıtaş olarak bili- nen ve üzerinde bir takım şekil ve yazıların bulunduğu kaya parçası da dikkat çekici yerlerden biridir. Yine Pazarcık ve Çalayancerit İlçeleri hudutları dâhiline pek çok mağara vardır. Söz konusu bu mağaralar ve kayalarda tarih öncesi Maraş bölgesinde yaşayan insanların izlerini taşımaktadır.
Maraş bölgesinde bulunan mağaraların en önemlisi Maraş- Göksun yolunun sağ tarafına düşen Döngel Mağaralarıdır. Sadece bu mağarada bazı araştırmalar yapılmıştır. Kısık, Süsü, Kızılburun, Dön- gel gibi isimli dört mahalleden ibaret olan Döngel mevkiinde en eski yerleşim birimi Döngel köyüdür. Bu mağaralar Döngel köyü ile Kızıl- burun Mahallesi arasında bulunmaktadır. Bunlar Kaleblik (Yörede bu- lunan güvercinlere halk arasında Kalleb denir), Develik, Örülü, Yağlık, Direkli ve Ortamağaralar gibi adlarla bilinen inlerdir. Yeni Döngel (Kı- zılburun) Köyü’nde; Yassıkarınca, Tütünlü mağaraları, Kısık; İsli Ma- ğarası da Süsü obalarındadır. Bunların içinde en büyüğü Kaleblik Mağarası’dır. Şelale ve Göl bu mağarada bulunmaktadır. Bu mağara bir vadi sayı (uçurum) yıkımında ve Tekir suyunun bu kısma batması ile oyulmasından meydana gelmiştir. Derin bir mağara olup içinde toprak dolgusu çok azdır. Bir tabiat harikası olan bu mağaranın içinden akan su korkunç bir gürültü oluşturarak adeta bir fabrikanın çalışmasına ben- zer. Bu mağaranın biraz yukarısında Develik mağarası bulunur. Burada en iyi ve aydınlatıcı bilgiler Yağlık ve Direkli mağaralarında bulunmuş- tur.
Bu iki mağara eski Döngel mahallesine yakın bulunmaktadır- lar. Yağlık mağarasında yapılan kazılarda ele geçen seramikler Bakır devrine aittir. Daha alt tabakalarda Neolitik devre ait seramik parçaları bulunmuştur. Burada insan yapımı küçük aletlere de rastlanmıştır. Di- rekli Mağarası’nda yapılan kazılarda ise daha aşağılara inilince seramik parçaları kesilip bir metreyi bulan karışık siyah, küllü, taşlı bir tabakaya rastlanmıştır. Buradan çıkan seramiklerin bir kısmı Bakır devrine bir kısmı da Neolitik devre aittir. Seramiklerin altında ateş yakılan ocaklık kısımları bulunmuştur. Buralarda çanak çömleksiz tabaka, çakılar, de- liciler, bürenler, kazıyıcılar, çekiç ve çekirdekler (nucleus) meydana çı- karılmıştır. Daha aşağıya doğru inen toprak parçasından Paleolitik kata ulaşılacağı tahmin edilmektedir. Tabakaların yatım surları, aletlerin şe- killer ve hayvanları bakımından Antalya’daki Karain ve Öküzin mağa- ralarına benzemektedir. Döngel Mağaralarının bulunduğu alanlar birer tabiat harikası olup, Eski Yontma Taş Devri insanları bu bölgelerde ma- ğaralara yerleşerek yaşamışlar, avlanmışlar ve zamanla bu bölgeden di- ğer yerlere de yayılmışlardır.
Direkli Mağarası’nda çıkan buluntuların en önemlilerinden bi- risi de Üst Paleolitik tabakalar içinde Pleistosen’e ait olacağı tahmin edilen et, ot yiyici ve ayrıca kemiricilerden mürekkep bir hayvan gru- bunun diş ve iskelet kalıntılarıdır. Üst Paleolitik katın altında Orta Pa- leolitikle ve daha gerisiyle ilgili seviyeler çıkacağı veya tabana ulaşılacağı kestirilemez. En önemli meselelerden biri Maraş Mağarala- rında Paleolitik yerleşiminin ve endüstrisinin varlığı ve vesikalarının çok uzakta bulunan Antalya Üst Paleolitiğine form ve işçilikleri bakı- mından tamamen uymuş olmasıdır.
Tarih Öncesi (Prehistorya) bakımından Maraş’ın yeryüzü bu- luntularına ait vesikalar Elbistan’ın kuzeyinde bulunan Sarıyatak ve Köyceviran arasındaki çakmaktaşlı düzlükleriyle, Pazarcık Kazası’nda Gani Dağ eteklerinde ve Malatya Yolu çevresindeki düzlüklerde tespit edilmiştir. Buralarda Üst Yontma Taş devrine ait buluntular tespit edil- miştir. Bu aletlerin Adıyaman ve Malatya tarafında bulunanlara ben- zerlik gösterdiği görülmektedir. Direkli Mağaralarında bulunan eşyalarda diğer yerlerde bulunanlara nazaran daha iyi işçilik göze çarp maktadır.
İ. Kılıç Kökten’in 1958’de araştırmalar yaptığı Pazarcık Ka- zası’nın Gani Dağı çevrelerinde, Sarıl ve Ardıl köyleri arasında tarih öncesi devirlere ait buluntulara rastlanmıştı. Bunlar Alt ve Orta Paleo- litik endüstrilerin bulunduğu yerlerdi. Ardıl Çayı boğazının kalkerli sayları yüzünde bulunan kalkerli mağaralardan İkizin isimli sığınakta Kökten’in yaptığı incelemelerde çakmak taşından yapılmış Üst ve Orta Paleolitik tipte yonga aletler çıkarılmıştır. Ardıl köyünün kıyısında se- ramiksiz, kaba çamurlarla örük taş duvar kalıntıları, ocak yerleri bulu- nan ince, uzun ve rötuşsuz sileks çakılar tespit edilmiştir. Burada yine ikiye bölünmüş Yamaçtepe denilen bir tümsü dikkat çekmiştir. Bura- larda insan yerleşim yerleri vardır. Ancak gerekli kazılar yapılmadığın- dan daha fazla bir şey söylemek mümkün olmamaktadır.
İ.Kılıç Kökten’in araştırmalarından 50 yıl sonra Cevdet Merih Erek başkanlığında bir grup araştırmacı Pazarcık İlçesi sınırlarında yü- zey araştırmaları yapmıştır. Bu araştırmalar Pazarcık-Aksu karayolu üzerinde bulunan Kırk Mağaralar ve çevresinde gerçekleşmiştir. Araş- tırma ekibi burada Paleolitik kültürlerin varlığını ortay koyan Yontma Taş devrine ait buluntulara rastladı. Burada bulunan Atatan Tepesi mevkiinde çok sayıda Yontma Taş ürünü toplanıldı. Ayrıca bölgede ya- şayanlarca Çeto Mağarası adı verilen bir mağara önünde Paleolitik dö- nemle ilgili Yontma Taş devri ürünleri görülmüştür. Atatan Tepesinin Kartalkaya Baraj gölüne bakan yüzündeki say yüzü mağaralarında in- celemeler yapılmış ve Yusuf’un Kayası ve Atmaca Mağaralarında Üst ve Epi-Paleolitik kültürleri temsil eden arkeolojik materyaller toplan- mıştır. Kartalkaya Baraj gölü gövdesi altında bulunan Kartalkaya Ma- ğarasında yine Yontma Taş devri materyalleri ile geç dönem seramik parçaları ele geçirildi. Araştırma ekibi daha sonra Pazarcık’ın kuzeydo- ğusuna düşen Araban istikametinde incelemelerine devam etmiş olup, Pazarcık-Araban karayolunun Gani Dağı-Ketiler yol ayrımında az sonra başlayan Çetindere Vadisi içerisinde çok sayıda Paleolitik yerle- şim yeri saptamıştır. Bu saptanan yerler arasında Zafer 1, Zafer 2 Ma- ğaraları, Tıknaz ve Çiftgöz Mağaraları da bulunmaktadır.
Bu mağaralarda Üst ve Epi-Paleolitik Yontma taş aletleriyle birlikte Geç Dönem bulguları ele geçmiştir. Burada bir metal mızrak ucu da bulunmuştur. Vadinin bitiminde Aşağı ve Yukarı Mülk köyleri yer almaktadır. Yukarı Mülk köyü içinde yoğun çakmak taşı yatakları bulunmuştur. Araştırma ekibi daha sonra Botaş İstasyonu ve Sarıl isti- kametine yönelmiştir. Sarıl köyü sınırlarında bir geç dönem kaya mezarı, Akeramik Neolitik Höyük ve bir mağaranın yeri belirlenmiştir.
Sarıl köyü içinde bulunan Sarıl-Tıkalı Mağara önünde Akeramik Neo- litik dilgi ele geçirilmiştir. Akeramik Neolitik höyük üzerinde bir taş mama kabı, bir taş kap parçası ve çok sayıda Yontma Taş devri meter- yalleri ile geç dönem seramik parçaları bulunmuştur. Daha sonra Botaş Boru Hattı üzerinde yer alan Mezere (Mezra) köyü civarında devam eden araştırmalarda Paşa Mağarası adı verilen bir mağara belirlenmiş- tir. Bu mağaranın önünde bir duvar bulunmaktadır. Daha sonra Ufacıklı köyüne varılıp buranın kuzeyinde çok sayıda Roma dönemi mezarları görülmüş ve belgeleme çalışmaları yapılmıştır. Bölgede kaya içerisine oyulmuş mezarlar bulunmakla birlikte bazı yapı kalıntılarına da rast- lanmıştır. Bu araştırma ekibinin tespitleri daha önce Pazarcık yöresinde yüzey araştırmaları yapan İ. Kılıç Kökten’in tespitlerini desteklemek- tedir. Neticede Pazarcık İlçesi dâhilinde Hitit ve Asurlara ait yerleşim merkezleri vardır. Yine Bağdınısagir denilen köyde büyük bir eski şehir kalıntısı ile Hititlere ait olduğu zannedilen mağaralar vardır.
İ.Kılıç Kökten’in ön araştırmalarından 35 yıl sonra 1993’te Domuztepe höyüğünde ciddi kazılar başlatılmış ve 1996’da sona ermiş- tir. Domuztepe Höyüğü kazıları, Kahramanmaraş bölgesinde Karahö- yük, Bozhöyük, Hopaz Höyük ve Döngel Mağaraları araştırmalarından sonra tarih öncesi devirlere ait beşinci önemli araştırma alanıdır. Ma- raş’ın 35 km. güneydoğusunda Köprüağızı istasyonu yakınında Pazar- cık İlçesi sınırları dahilinde Tut Dağı’nın bir kilometre güneydoğusunda Kelibişler köyü yakınında bulunan Domuztepe Höyü- ğü’nde yapılan kazı çalışmalarında bölgenin M.Ö. 5500-4500 yılına ka- dar giden tarih öncesi devrine ait arkeolojik buluntulara rastlanıldı. Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü Başkanlığında ve Amerika Birleşik Devleti uyruklu Elizabeth Carter’ın bilimsel danışmanlığında Domuz- tepe Höyüğü’nde başlatılan kazı çalışmalarında Halaf kültürü ile aynı tarihlere denk gelen bir kültürün kalıntılarına ulaşıldı. Domuztepe Hö- yüğü’nün Halaf Çağı boyunca yerleşme yeri olduğu, Geç Roma ve İslâm dönemlerinde belirli yerlerde iskân gördüğü tespit edilmiştir. Bu- rada Geç Halaf ve Obeid (Kuzey Suriye’de bulunan ve kazı yapılan iki höyüğün adı) özellikte kemikler, taş kaplar, çakmak taşı, obsidyen, boncuk, mühür, tohum, hayvan kemikleri, bakır iğne vesaire eşyalar bulunmuştur. Bu eşyalardan bazıları gerekli bilimsel araştırmaları yap- mak amacıyla Elizabeth Carter’ın tarafından izinle Amerika Birleşik Devletlerine götürülmüştür.
Yaklaşık 20 hektarlık bir alana yayılan Domuztepe Höyü- ğü’nün bu genişliğe ulaşması ilginçtir. Günümüzden 7000-7500 yıl önce bu kadar büyüklükte bir yerleşim merkezinin bulunması, buranın ticarî bir koloni olduğunu göstermektedir. Belki de burası Türkiye’deki en eski yerleşme alanlarından birisidir. Buranın Irak, Kuzey Suriye, Anadolu ve Akdeniz’i birbirine bağlayan ticaret yolunun kesiştiği bir nokta olduğu da anlaşılmıştır. Kuzey Suriye’de Tell-Halaf Höyüğü’nde çıkan arkeolojik bulgularla Domuztepe Höyüğü’ndeki bulguların birbi- rine benzerliğinden dolayı “Halaf Çağı” olarak adlandırılan bir mede- niyetin burada yaşadığı kabul edilmektedir. Domuztepe Höyüğü’ndeki kazıda tarih öncesi döneme ait bulunan eşyalar üzerinde çeşitli resimler bulunmaktadır. Bu çizimler arasında bitki, hayvan ve insan sembolleri vardır. Açılan bir mezarda ise birçok insan iskeleti görüldü. Bu örnek- lerle insanların ölü gömme törenleri hakkında bilgi sahibi olunmakta- dır. Domuztepe Höyüğü kazısı ve daha sonra yapılacak kazılarla Maraş bölgesinin yazı öncesi tarihi hakkında daha ayrıntılı bilgilere ulaşılması mümkün olabilecektir. Son yapılan kazılarda Domuztepe höyüğünde Şanlıurfa Göbeklitepe’de bulunan büyük heykellerini küçük maketle- rine rastlanmıştır.
Domuztepe Höyüğü’nden başka İ.Kılıç Kökten’in Pazarcık çevresindeki Gani ve Boz dağlarının (Sarıl ve Ardıl köylerinin bulun- duğu yer) güney yamaçları ile Maraş-Göksun yolunun sağına rastlayan Delihübek Dağı’nın eteğindeki Döngel Mağaralarında tarih öncesi de- virlere ait bulguları ele geçirmesi, insanların binlerce yıldan beri bura- lara gelip yerleştiklerini göstermektedir. Döngel Mağaraları’nda bulunan kaya resimlerinde buranın tarihinin M.Ö. 40.000 ile 10.000 yıl- ları arasına gittiği anlaşılmıştır. Ayrıca buranın Maraş bölgesinde en eski yerleşim merkezi olduğu da tespit edilmiştir. Yine Maraş’ta bir as- keri depo yapımı sırasında çıkan eşyalardan Üst Pleistosen dönemine ait et ve ot obur ile kemiricilerden çeşitli hayvanların diş ve iskeletle- rine rastlanmıştır. Afşin-Elbistan bölgesinde Tanır köyü yakınında Yassı Höyük, Maltepe ve Bozhöyük gibi yerler de bu bölgenin en eski yerleşim yerleridir. Gerekli arkeolojik kazıların yapılamamasına rağ- men yüzey araştırmaları bu höyüklerin tarihlerini M.Ö. 4.000 yıllarına kadar götürmektedir. Maraş’ın Orta Tunç Çağı’nda önemli bir konumda Mezopotamya ve Kuzey Suriye’yi Orta Anadolu’ya bağlayan yol gü- zergâhında olduğu görülmektedir. Mezopotamya’dan yola çıkan tüccar- lar Birecik’ten Fırat’ı geçtikten sonra Maraş-Göksun yoluyla Kaniş’e gitmekteydiler.
Maraş, Türkoğlu ve Pazarcık arasında kalan bölgede 200 den fazla höyüğün bulunduğu tahmin edilmektedir. Ancak bunların 50 ka- darının yeri tespit edilmiştir. Bunlardan Maraş’ın merkez ilçesi sınırları içinde bulunan höyükler şunlardır: Köftül, Halikoca, Çamurlu, Gellez, Yılgın, Kilipsir, Kaybelli, Cincin, Topaloğlu, Göllü, Gelizoğlu, Dede Paşa, Sivrice, Pelit, Yağmalar, Beyazhöyüktepe, Köprü, Postalcı, Kö- tkızın, Kil, Yarbaş, Küllüce, Yorgan, Önsen, Leblebici ve Hopaz hö- yükleridir. Şehir yakınlarında Üngüt Köyü Höyüğü de önemli bir yerleşim yeridir. Burada ve Eloğlu (Türkoğlu) höyüklerinde yapılan yüzey araştırmalarında Kalkalotik dönemin yaşandığı tespit edilmiştir.