Serde avcılık var. 9 Nisan 1982 günü Salavan dağında kardan uçuruma yuvarlanıp vefat eden arkadaşımız Hasan UZUN’un hatırasına bu şiir yazılmıştır.
Yedin genç yaşında Hasan Uzun’u
Daha sana ava çıkmam Salavan
Kan eyledim kayaların buzunu
Dönüpte yüzüne bakmam Salavan
Arayan dostların varmadan çaya
Karalı haberin yayılmış köye
Kökünden devrilsin Deliklikaya
Kekliğine tüfek sıkmam Salavan
Yukarı uçurum aşağı kuyu
Kurumuş dudaklar veren yok suyu
Öksüz-yetim koydun altı yavruyu
Toprağına tohum ekmem Salavan
Dört arkadaş sırtımızda götürdük
Sarp kayadan engin yere yetirdik
Yarı canlı arabaya yatırdık
Boş yere gözyaşı dökmem Salavan
Mor menekşe olsam çevrende açmam
Alageyik olsam suyundan içmem
Yavru kartal olsam üstünden uçmam
Sel olsam sinenden akmam Salavan
Mor yamaçlar görüldükçe gözüne
Hüzün çöker avcıların yüzüne
Döşek yaptık Aktoprak’ın düzüne
Ondan öte ağaç dikmem Salavan
Toprağın çürüsün, boyun kurusun
Otların sararsın, suyun kurusun
Âdetin devrilsin, huyun kurusun
Odunundan ateşi yakmam Salavan
Ahde vefa avcılığın töresi
Yeğin olur ayrılığın yarası
Armutçuk sırtından sulak arası
Av avlayıp, tetik çekmem Salavan
Yayla vakti çıkıp sende yaylamam
“Arkam, kalam sensiz” diye söylemem
Yedi yılda bir ziyaret eylemem
Koyağından çiğdem sökmem Salavan
Sis salınca Küfküfü’nün salını
Diyorduk, dağların tüllü gelini
Bundan sonra sümbülünü gülünü
Söz olsun yakama takmam Salavan
Ölüm Allah emri, ona karışmam
Sebep senden oldu, küstüm barışmam
Bin bir minnet etsen gelip görüşmem
Muhannetsiz boyun bükmem Salavan
Hangi gündür, hangimizin matemi,
Bilemeyiz yakın mıdır, öte mi?
Hoş görüle Karakoç’un sitemi
Gönül kırmam hatır yıkmam Salavan