Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde, Suriye savaşında tanık olduğu dramlardan esinlenerek kısa filmler çeken yönetmen Altun, savaşın trajedisini filmleriyle dünyaya duyurmaya çalışıyor.
İç savaşın sürdüğü Suriye’ye sınır olan Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde tanık olduğu olayları kısa filme uyarlayarak birçok ulusal ve uluslararası ödül alan genç yönetmen Serdal Altun, dünyanın dikkatini, savaşın trajedisine çekmeye çalışıyor.
Çocukluk hayali olan yönetmenlik için Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesini 8 yıl önce bitiren 27 yaşındaki Serdal Altun, okulun ardından kısıtlı imkanlarla kısa filmler çekmeye başladı.
Sınırın sıfır noktasında yaşadığı için Suriye’deki iç savaşın canlı tanığı olan Altun, savaşın en masum kurbanları çocuklardan etkilenerek, neden olduğu dramları anlatan filmler çekmeye karar verdi.
Uçurtmalar savaş uçaklarını durduruyor
Suriye’nin Rasulayn kentinin savaş uçaklarıyla bombalanmasından etkilenerek “Uçurtma” adlı ilk filmini çeken Serdal Altun, bu filminde, sınır kentlerinde yaşayan çocukların, sınırın diğer yakasındaki savaşa ve ölümlere son vermek için uçurtmalarını uçurarak savaş uçaklarını durdurmaya çalışmalarını konu aldı.
Herhangi bir ülke bayrağı, ülke ismi, bir taraf veya herhangi bir siyasi mesaj içermeyen, sadece yalın bir şekilde savaş olgusuna çocukların naif dünyasından bakan film, kısa sürede ulusal ve uluslararası çaptaki başta Antalya ve Adana film festivalleri olmak üzere farklı organizasyonlarda 15 ödüle layık görüldü.
Genç yönetmen Altun için ise en anlamlı ödüllerin başında Çekmeköy Belediyesi tarafından düzenlenen “Merhamet ve Adalet” konulu kısa film yarışmasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldığı ikincilik ödülü oldu.
Aldığı ödüllerle cesareti ve öz güveni artan Serdal Altun, bu yıl ise Ceylanpınar Belediyesinin de desteğiyle “The Doll” (Oyuncak Bebek) adlı filmi çekti.
Bu filminde, oyuncak bebeğine kurşun isabet etmiş Suriyeli bir çocuğun yaşadığı travma ile oyuncak bebeğine mezar yapma hikayesini konu alan Altun, 110 ülkeden 4 bini aşkın başvuru yapılan TRT World Citizen Kısa Film Yarışması’nda ikinciliğe layık görüldü.
Altun, yeni gösterime giren bu filmiyle ulusal ve uluslararası çapta bir çok yarışmaya başvuru yaptı.
“Savaşın çocuklarının dramına değinmek istiyorum”
Genç yönetmen Serdal Altun, yaptığı açıklamada, bir sanatçı için en büyük başarının, toplum gerçeğini eserlerine yansıtabilmek olduğunu söyledi.
Her sanatçı gibi kendisinin de çevresinde gelişen olaylara duyarsız kalamayacağını anlatan Altun, sınırın sıfır noktasında yaşadığı için 8 yıldır devam eden Suriye savaşına ilişkin çok sayıda insanlık dramına tanıklık ettiğini vurguladı.
Sınırdaki trajedilerden yola çıkarak 2 kısa film yazdığını belirten Altun, şöyle konuştu:”Çocuk sineması üzerinde biraz çalışıyorum, ilgi alanım çocukların masum dünyasına yöneliktir. Savaş çocuk üçlemesi filmi projem var. Uçurtma filmim dünya genelinde yaklaşık olarak yurt içinde ve Amerika, Almanya, Hindistan gibi ülkelerden 15 ödül aldı, 50 civarında festivalde gösterildi. Uçurtma filminde sınırda yaşayan küçük çocukların savaş uçaklarına karşı olan mücadelesini anlatıyordum, uçurtmalarıyla savaş uçaklarını durdurmaya çalıştıklarına yönelik bir hikayeyi işlemiştim. Aldığım ödüllerden birisi de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldığım ödüldü, bu benim için çok ayrı bir anlam ve önem arz ediyor. 50 festivale de gösterim buldu. Bunların arasında Antalya ve Adana Film festivali gibi çok önemli organizasyonlar yer alıyor.”
Bebeğine sarılmış Suriyeli bir çocuğun fotoğrafından etkilendim
İkinci filmi olan Oyuncak Bebek (The Doll) adlı filminin de kısa sürede yoğun ilgi gördüğünü belirten Altun, yeni filminin de branşında ciddi yankılar uyandıracağına inandığını dile getirdi.
Altun, bu filmin “savaş- çocuk” üçlemesinin ikinci filmi olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:”Suriyeli bir çocuğun evlerine düzenlenen terör saldırısında oyuncak bebeğini kaybetmesini anlatıyor. Burada çocuğun oyuncak bebeğine bir kurşun isabet ediyor. Ceylanpınar’a göç etmek zorunda kalıyorlar. Geldiği Ceylanpınar’da oyuncağının öldüğünü düşündüğü için, ona bir mezar yapmak istiyor. Bu şekilde o çocuğun yaşamı üzerinden esinlenilen bir film oldu. Oyuncak bebeğine sarılmış bir Suriyeli çocuğun fotoğrafından etkilenerek bu filmi yazdım. Savaş-çocuk konusuyla ilgili bir film daha çekeceğim.
Burada Suriye bir özne olarak kalıyor, asıl amaç bütün savaş mağduru çocukların dramına dikkat çekmektir. İnsanlara bir farkındalık oluşturmak istiyorum. Oyuncak bebek, kısa süre önce Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festivalinde birincilik ödülü ile TRT World Citizen Kısa Film Yarışması’nda ise ikincilik ödülü aldı. Bir şekilde Suriyelilerin dramını değil savaşın yaşandığı bütün ülkelerdeki çocukların dramına filmler aracılığıyla değinmek istiyorum.”