Teketek Haber

SAVAŞIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ: KİMYASAL SİLAHLAR

SAVAŞIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ: KİMYASAL SİLAHLAR
29 Kasım 2018 - 12:18

Dünyada kimyasal silah kullanımının yasaklanması amacıyla pek çok kez uluslararası girişimde bulunulmasına rağmen yüzyıllardır savaş ve çatışmalarda toplu katliamlar için kullanılan bu silahlar halen can almaya devam ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM), kimyasal silah tehdidine karşı farkındalık uyandırmak ve mağdurları anmak amacıyla her yıl 30 Kasım gününü “Kimyasal Savaş Kurbanlarını Anma Günü” ilan etti.

Tarih boyunca pek çok savaş ve saldırıda kullanılan kimyasal silahlar, basit laboratuvarlarda yüzlerce farklı türde üretilebiliyor. Konvansiyonel silahlara göre üretimi daha ucuz ve kolay olan kimyasal silahlar, günümüzde halen çok sayıda cana mal oluyor.

İlk kez milattan önce 600’de Atina ordusu tarafından Kirra şehrinin kuşatılmasında kullanılan kimyasal ve biyolojik silahlar, asırlar sonra yine birçok ülke tarafından savaşlarda kullanıldı. Etkileri son derece zararlı olan bu silahlar, çok sayıda canlının yaralanmasına ve yaşamını yitirmesine neden oldu.

Birinci Dünya Savaşı boyunca Almanya, Fransa ve İngiltere tarafından kullanılan zehirli gazlar, 1 milyondan fazla kişinin ölümüne ya da yaralanmasına sebep oldu. İkinci Dünya Savaşı’nda yaklaşık 3 milyon Yahudi, Naziler tarafından Auschwitz ve Chelmno gibi toplama kamplarında öldürüldü.

ABD’nin, uzun yıllar süren Vietnam Savaşı sırasında kullandığı yanıcı bir kimyasal olan Napalm, kullanıldığı bölgede başta insanlar olmak üzere çok sayıda canlıya zarar verdi ve büyük yangınlara neden oldu.

Suriye’deki kimyasal silahlar BMGK’de görüşüldü

Yakın tarihte Irak ve Suriye’de de kullanılan kimyasal silahlar, binlerce masum insanın hayatına mal oldu.

Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in, 16 Mart 1988’de düzenlediği, tarihe kara bir leke olarak düşen Halepçe katliamında kullanılan kimyasal gaz saldırısında çoğunluğu kadın ve çocuk en az 5 bin kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı.

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin, Doğu Guta bölgesinde Ağustos 2013’te düzenlendiği kimyasal saldırıda, bin 400’ün üzerinde sivil hayatını kaybetti. Bu korkunç saldırının ardından kimyasal silah kullanımından vazgeçmeyen ve tekrarlayan Esed rejimi, 2013’teki saldırısından sonra gelen uluslararası baskılar neticesinde kimyasal silah stoklarının imha edilmesini kabul etti. Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ) gözetiminde kimyasal silahların bir kısmı açık denizde imha edildi fakat bir yıldan fazla süren imha işleminin ardından rejim güçleri, kimyasal saldırılara devam etti. BM ve KSYÖ silah stokların hepsinin teslim edilmediğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Suriye’de kimyasal silah kullanımını ve bu silahların bölgeden çıkarılması konusunda alınan yolu masaya yatırmak için 5 Kasım’da Orta Doğu gündemi ile toplandı.

ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Jonathan Cohen, toplantıda yaptığı konuşmada, Suriye’de Esed rejiminin kendi halkına karşı kimyasal silah kullandığını kaydetti. Cohen, “Bu nedenle BM liderliğinde bir siyasi süreç yürütülmeli, ilerleme kaydedilmeli ve daha fazla geciktirilmeden bir sonuca varılmalıdır.” dedi.

Birkaç dakika içinde öldürebiliyor

Çok sayıda çeşidi olan zehirli kimyasallar, türlerine göre merkezi sinir ile solunum sistemi ve kan hücrelerine zarar veriyor. Solunum sistemini tahrip ederek nefes almayı zorlaştıran kimyasal silahlar, zehirlenmelere ve kalp krizlerine neden oluyor.

Sinir gazları olarak bilinen sarin ve tabun, merkezi sinir sistemini etkileyerek bilinç kaybı, körlük ve felce yol açıyor. Solunum yolları salgılarında, salya ve tükürükte artışa yol açan sarin gazı, aşırı terleme bulantı ve kusmaya da neden oluyor.

1938’de Alman kimyager Gerhad Schrader tarafından bulunan sarin gazı, Nazi Almanyası’nda katliamlarda da kullanıldı. Renksiz ve kokusuz olan sarin gazı, güçlü, geniş ve çabuk etki yaptığı için en çok tercih edilen kimyasal silah.

Kimyasal silahların kullanımı tam olarak engellenebilmiş değil

Kimyasal silahların kullanılmasının yasaklanması amacıyla çok sayıda uluslararası girişime rağmen bu silahların kullanılması halen tam olarak engellenebilmiş değil.

Son olarak 29 Nisan 1997’de yürürlüğe giren Kimyasal Silah Sözleşmesine, 192 ülke taraf oldu. İsrail, Mısır, Kuzey Kore ve Güney Sudan ise anlaşmaya dahil olmayı kabul etmedi.

Sözleşmeyle kimyasal silahların üretimi, depolanması ve kullanımı yasaklanıyor. Ayrıca ülkeler, kimyasal silah stoklarını ve bunların nerede üretilebileceğini bildirmek zorunda.