Seher iki yaşındayken annesi babası birer hafta arayla vefat eder. Kardeşlerinin en küçüğü olan Seher’i abisinin hanımı büyütür. Seher hem ana hem baba sevgisinden yoksun büyür. Genç bir kız olup evlenme yaşına gelince ailesinin rızasıyla kendi köyünden biriyle evlenir. Evliliğinin altıncı yılında eşi hastalanır ve felç olur. Asıl çile şimdi başlamıştır. On üç yıl felçli olan kocasına bakar. Aynı zamanda yedi çocuğunun geçimini sağlamak için tarlalara çalışmaya gider. Devletten yardım umar ama her gittiği yerden geri çevirilir. On üç sene sonra kocası vefat eder. Çektiği çilelerin yüreğinde açtığı yaralar onu dile getirmiş ve bu ağıtları yalkmıştır:
Ana günü görmedim
Ben anamı bulamadım
Eller ana dedikçe
Ben anamı göremedim
Gala benim durağım
Ben anama yırağım
Eller ana dedikçe
Sızılar benim yüreğim
İnce dağları gezmedim
Ben anamı üzmedim
Anam gomuş getmiş
Ben anama küsmedim
Anam diye ağlarım
Anlıma gara bağlarım
Anam beni gomuş getmiş
Ben kime ne söyleyim
Üce dağlar derin olur
Anası olmayan deli olur
Eller amir mamir olur
Ben mektep bile görmedim
Ana acısına dayandım
Ben Allah’a güvendim
Yedi tane guzu galmış
Ben bu kadere n’eyleyim