ŞEHİT ARİF’İN AĞIDI
Keleşler diye bilinen sülaleden Mıçço (Mustafa) oğlu Arif, ailenin en büyük oğludur. Askerlik yaşı gelmiştir ve askere gidecektir. Günlerden bir gün sülüs kâğıdı gelir. Askerlik yeri olarak Burdur çıkar. Acemi birliğini Burdur’da tamamladıktan sonra usta birliğine Şırnak’a gönderilir. Şırnak, Burdur gibi değildir. Her gün çatışma ve operasyonlar olmaktadır. O çatışmalardan biri çok çetin geçmektedir, kurşunlar, bombalar yağmur gibi etrafa saçılmaktadır. Arif de teröristlere kurşun yağdırmaktadır; ama yanındaki arkadaşları bir bir vurulur. Arkadaşlarının vurulması onda şok etkisi uyandırır. Teröristlerden bunun intikamını sormak için cephaneden fırlar ve onların üstüne ateş açarak yürür. Ancak bu onun son yürüyüşü olur. Teröristlerin acımasızca sıktıkları kurşunlar Mehmetçik Arif’in bedenine tek tek saplanır. Yapılan bütün müdehaleler oradaki askerler ve Arif için boşunadır. Kaldırıldıkları Şırnak Devlet Hastanesi’nde bütün müdehalelere rağmen hayata döndürülemezler. Cenazesi Afşin’e getirilir. Kahrolası terör bir Afşin evladına daha kıymıştır. Bunu duyan aile yıkılır. Yüreği yanan şehit anne oğlunu geri getirmek istercesine şu ağıdı yakar:
Yürüyom yürüyom
Bulamadım izini
Duymadım Arif’imin
Bir kötü sözünü
Ağ köpeğimi daş eyledim
Kirmenimi kaş eyledim
Eğer Arif’im gelirse
Fadime’yi gardaş eyledim
Tüfeği takmış dalına
Çıkmış gâvurun dağına
Arif’imin babası yok
Kurbanım uzun boyuna
Sabahınan gül açıldı
Üstüme ateş saçıldı
On beş kişiyle gitti
Arif’im içlerinden seçildi
Bahçemizde kara erik
Yaprakları delik deşik
Dörk kat örtüyle tüm çeyiz
Gücük kardeşinin oluk
Oturum kayabaşına
Çağrım Dudu komşuna
Sana ölüm yakışır mı
Gurbanım gara gaşına
Firak deli gönlüm firak
Şırnak’ın da yolu ırak
Emmim dayım yok muydu
Beline de kurşun dâyik
Gak gak diye öter gazlar
Hayırsız seçilir yozlar
Asker gelir taburunan
Anası ağlar sabrınan
Yol üstünde bir çift mezer
Yağmur yağar gumu tozar
İkisi de şehit olmuş
O da birbirinden güzel