Teketek Haber

SELÇUKLU DÖNEMİNDE MARAŞ YÖRESİNDE YOLLAR

SELÇUKLU DÖNEMİNDE MARAŞ YÖRESİNDE YOLLAR
07 Şubat 2018 - 23:01

Doç. Dr. Emin TOROĞLU*

ÖZET

Çalışmada; Selçuklular döneminde Maraş ve çevresinden geçen askeri ve ticari yollar incelenmiştir. Çalışma bir tarihi coğrafya araştırması olup, bu amaçla geniş bir literatür taraması yapılmış, arşiv belgeleri kontrol edilmiş ve arazi çalışmaları yapılmıştır.

Genel anlamda yol; insanlar arasında çeşitli saha münasebetlerini temin eden, ihtiyaç maddelerinin bir yerden başka bir yere taşınmasına imkân veren, nakil vasıtalarının hareketine müsait arazi şeridi olarak tanımlanmaktadır. Farklı coğrafi özelliklere sahip bölge veya ülkeler arasındaki münasebetlerde, çok eski zamanlardan bugüne kadar belirli güzergâhlar takip edilmiştir. Tarih boyunca insanlar, coğrafyacıların doğal yollar adını verdikleri, insanların ve hayvanların kolayca yol alabildikleri alanlardan yararlanmışlardır. Dağların geçit veren yerleri, akarsu vadileri, bataklık olmayan kıyı ovaları, bitki örtüsünün engel oluşturmadığı stepler ve boğazlar, gerek hayvanlarla ve gerekse tekerlekli vasıtalarla yapılan ulaşımın yer aldığı sahalar olmuştur. Tarihsel yolların incelenmesi esnasında yeryüzü şekilleri ve iklim şartları başta olmak üzere, idari kuvvet merkezleri, şehir yerleşmelerin dağılışı, ticaretin tür ve istikametleri, ülke sınırları ve savaşlar gibi coğrafi faktörler önemli rol oynamışlardır.

Selçuklu döneminin tarihi şartlarında Maraş yöresinden geçtiği bilinen yollar askeri ve ticari amaçlı olarak kullanılmışlardır. Selçuklu hanları ve yol yapıları, dönemin ticari yollarının güzergâhlarını ortaya koymaktadır. Bu yolların bir kısmı bugünkü modern yollarla uyumluluk gösterirken, bir kısmı unutulup gitmiştir. Bu çalışmada arazi çalışmaları ve bunlardan elde edilen fotoğraflar ve yukarıda belirtilen coğrafi faktörler tarihi coğrafya perspektifinde değerlendirilerek Selçuklu dönemi Maraş yolları belirlenmiş ve haritalanmıştır.

ROADS IN MARAŞ REGION DURING THE SELJUKID PERIOD

ABSTRACT

This paper focuses on military and commercial roads in and around Maraş during the Seljukid period. This is a work of historical geography field, thus for this end a large literature was researched, archival sources were surveyed, and extensive field trips were done.

In general meaning, roads are terrain belts on which transport vehicles move, connections between peoples done and substances were carried from one place to another.  From ancient times to the present, similar directions have been used for relations between different regions and countries that had various geographic aspects.  Throughout history, peoples and animals have had advantages of what geographers called “natural roads”.  Mountain passes, river valleys, coastal plains without swamps, barren steppes, and straits have been places of transportation for peoples and animals alike.  During examination of historical roads, some factors, starting with landforms and climatic aspects, ruling centers, places of cities, types and direction of trade, and state boundaries and wars played important roles.

The Seljukids used Maraş roads for military and commercial purposes as the conditions of the time provided opportunities for them.  Seljukid caravanserais and road structures reveal directions of trade roads.  Some of these roads compatible with today’s modern roads, some other have been forgotten.  In this study, field studies and photos taken from these studies, as well as geographic factors mentioned earlier, were constructed from the hindsight of historical geography to determine and map Maraş roads during the Seljukid period.

Giriş

Bu çalışmada amaç Selçuklular döneminde Maraş yöresindeki yolları ortaya koymaktır. Özellikle askeri ve ticari (kervan) yolları üzerinde durulmuştur. Selçuklu döneminde Maraş yolları anlatılırken üzerinde durulması gereken, kuvvet merkezleri ve ticaretin yönüdür. Maraş yöresi bu dönem içerisinde Anadolu’da Selçuklu ile güneyde Memluklu ve batıda Kilikya Ermeni Baronlukları arasında bir mücadele alanı durumundadır. Konya, Kayseri, Yabanlu Pazarı, Sivas, Malatya, Halep, Antakya, Maraş’ta yolların uzanışını etkileyen önemli kuvvet merkezleri durumundadır. Bundan başka Halep ile Anadolu arasında ticaret kervanlarının geçtiği, ayrıca Kilikya Ermeni baronlukları elinde olan Ayas limanından başlayan ve Toprakkale, Bodrum Kale (Hieropolis), Geben, Göksun üzerinden Doğu Anadolu, Ermenistan ve İran’a kadar ulaşan ticaret yolu Maraş yöresinden geçmektedir. Ayrıca Maraş Yöresi; Selçuklu döneminde güneyden gelen Memluklu, kuzeyden gelen Selçuklu ve Haçlı, kuzeydoğudan gelen Moğol ordularının geçiş güzergâhında yer almıştır.

Bu çalışmada büyük oranda literatür taramasından elde edilen veriler ile arazi çalışmaları sonucu elde edilen veriler kullanılmıştır. Arazi resimleri ve modern haritalar hazırlanarak Maraş yöresinde Selçuklu yolları konusu izah edilmeye çalışılmıştır.

Selçuklu Dönemi yolları açısından Maraş Yöresi Coğrafyası

Maraş coğrafyasının önemli bir hususu; dağ sıralarının ufak tefek sapmalarla birlikte Torosların genel uzanışına uyarak doğu-batı yönünde uzanmasıdır. Bu durum güney- kuzey istikametinde geçişleri zorlaştırmakta ve belirli güzergâhların kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca Maraş yöresindeki dağlar, tek bir sıradan oluşmayıp, farklı yönlerde kollara ayrılan sıradağlar silsilesi halinde uzanmaktadır (şekil 1). Bu nedenle Maraş – Antakya yolunun geçtiği grabenin haricinde Maraş ve çevredeki büyük yerleşmelere giden yollar, hemen tümüyle dağlık alanlardan geçmek zorundadır. Dolayısıyla, dağ sıraları arasında uzanan vadiler ve bu vadilerin zirveye yaklaştıkları yerlerdeki geçitler ulaşım açısından önemli olmaktadır. Maraş ve çevreye yerleşmelere doğru giden yolların her biri bir veya birkaç “Bel”den geçmek zorunda kalmaktadır. Maraş – Adana yolu üzerinde Aslanlı Bel, Hacbel ve Hodu Beli, Maraş – Andırın Yolu üzerinde Hacı Beli, Andırın – Kadirli yolu üzerinde Akarca Beli, Andırın – Göksun yolu üzerinde Meryemçil ve Mazgaç belleri, Maraş – Göksun yolları üzerinde Seğ Beli, Saraycık Beli ve Eğer Beli, Maraş – Elbistan yolu üzerinde İncebel ve Belen Beli, Göksun – Kayseri yolları üzerinde Gezbel, Kurubel, Kuruçay Beli, Kabaktepe Beli bu konuda örnek olarak verilebilir.

Şekil 1: Kahramanmaraş arazisinin morfografik görünümü

Maraş yöresinin coğrafi şartları Selçuklu döneminde de ulaşım bakımından belirleyici olmuştur. Yörenin coğrafyası hem morfoloji, hem de iklim yönüyle ulaşımı sınırlandıracak özelliklere sahiptir. Tarihi kaynakları incelenirse; Maraş arazisindeki ordu geçişlerinin kış ve yağışlı dönemlerine rastlayanları (I. Haçlı seferinde ve Sultan Baybars’ın geçişlerinde olduğu gibi) ordulara büyük zayiatlar verdirmiştir. Bunun dışında kışın yapılan küçük grupların geçişlerinde kar ve soğuk yüzünden ölümlerin ve yol yitirmelerin mevcudiyetini Mark Sykes[1] ve diğer seyyahlar bolca anlatmaktadır. Ayrıca bu yollar üzerindeki dik ve dar yamaç yollarında kimi yerlerde yüklü hayvanların bile tutunamayarak yuvarlandıklarını Dr. Şerafettin Mağmunî’nin seyahat notlarından[2] öğrenmekteyiz. Maraş çevresindeki yollardan bu şekilde olanlarının en meşhuru Maraş – Elbistan yolunda Kısık geçidi ve Maraş – Andırın – Geben yolunda Körsulu vadisinden geçen yollardır.

Maraş yöresinde akarsuları ve açtıkları vadilerin yollar bakımından anlamı büyüktür. Maraş gibi engebeli bir bölgede yollar zorunlu olarak vadileri takip etmiştir. Maraş coğrafyası 3000 metreye ulaşan dağ sıralarının yanında 250 metreye kadar inen alçak vadilere sahiptir (şekil 2). Bu durum akarsuların sahada dik yamaçlı derin vadiler açmasına neden olmuştur. Çoğu yerde vadilerin yamaçlarını izleyen yollar geçilmesi güç eğimli arazi ve uçurumların kenarlarından geçmek zorunda kalmaktadır. Bu durum zaman zaman ticari ve askeri yollar üzerinde can ve mal kayıplarına neden olmuştur.

Dik ve çıplak kayaların ortaya çıktığı yerlerde akarsular dar ve derin bir vadide akmaktadır. Maraş’ta böyle yerlere “Kısık” adı verilmektedir ki, Hades (Bozlar)’dan Elbistan’a giden yol üzerinde, Maraş – Bozlar dağ yolu üzerinde, Maraş – Elbistan yolunda, Maraş – Tekir – Göksun yolunda, Maraş – Çukurhisar – Göksun yolunda “kısık” isimli mevki adları mevcuttur.

Şekil 2: Maraş Yöresinin Fiziki Haritası

Maraş çevresindeki yollar amaca ve zamana göre değişiklik göstermektedir. Maraş – Haruniye ve Maraş – Seğ Beli – Göksun gibi kimi yollar kısa olduğu halde yüklü hayvan geçişlerine müsaade etmeyecek kadar dik ve eğimli yerlerden geçtiği için çoğunlukla ulak (haberleşme) yolu olarak kullanılmışlardır. Yörede iklim şartları nedeniyle bazı yolların yazlık ve kışlık olmak üzere iki ayrı güzergâhları bulunmaktadır. Bu yolların mevsime göre güzergâh değiştirmesinde kışın şiddetli soğuk ve yoğun kar örtüsü olması yanında, yazın bunaltıcı sıcaklık ve ovalarda bulunan bataklıkların ürettiği sivrisineğin etkisi de büyüktür. Maraş – Bahçe yolu,  Maraş – Gölbaşı – Malatya yolu ile Maraş- Antep yolunun yaz ve kış güzergâhları bulunmaktadır[3]. Ayrıca Maraş – Elbistan yolunun Ahır Dağı geçişi ile Kısık’tan sonra Elbistan’a giden yolun Hacınınoğlu ve İçme arasındaki kısmında yazlık ve kışlık yol geçişleri bulunmaktadır.

Maraş yöresi akarsularının yatakları eğimli olduğu gibi, rejimleri de düzensizdir. Kar erimeleri ve yağmurların birleştiği dönemlerde akarsuların seviyesi yükselmekte yapılmış olan köprüleri ve yolları kısa sürede harap etmektedir.

 

Foto 1: Ceyhan Vadisi ve vadi yamacında Maraş – Elbistan yolundan görünüm

Selçuklu döneminde Maraş Yöresi ve çevresindeki şehir yerleşmelerinin dağılış düzeni de yolların güzergâhı üzerinde belirleyici olmuştur. Tarih boyunca yolda giden büyük grupların ana hedefi kimi zamanlar bu yerleşmeleri ele geçirmek olmuştur. Şayet sahadaki tüm yerleşmeler aynı yönetim altındaysa bu defa güvenli geçiş bölgesi olarak kullanılmıştır. Kervanlar da zaten şehirlerarasında dolaşmaktadır. Şehirler idare merkezleri olduklarından ulaklar da şehirlerarasındaki en kısa yolları kullanmışlardır.

Selçuklu döneminde Maraş yöresi yolları genellikle sanat yapısı olmayan tabi yol, yani üzerinde yaya ve yüklü-yüksüz mekkârelerin (yük hayvanları) gidebileceği patika yol ve izlerden ibarettir (foto 1). Yöreden geçen uluslararası askeri ve ticari yollarda kaleler (foto 3) ve büyük kervansaraylar yer alırken, bu yolların üzerindeki nehirler taş köprülerle (foto 2) aşılmıştır. Türkler döneminde idari ara merkezlerini barındıran şehir ve kasaba yerleşmeleri arasındaki yollarda küçük hanlar bulunduğu gibi, bazen vakıf eserleri olan zaviyeler de yer almaktadır.

 

           Foto 2: Maraş yöresi ulaşımında önemli tarihi Ceyhan Köprüsü

        Foto 3: Çukurova’dan – İran’a kadar giden ticaret yolu üzerinde Geben Kalesi

Selçuklu Döneminde Maraş Yöresi Ticaret (Kervan) Yolları

Selçuklu döneminde Maraş yöresinde ticaret yollarının istikametini belirleyen iki önemli merkez vardır. Bunlardan birincisi; yörenin hemen kuzeydoğusunda kurulan uluslararası fuar niteliği taşıyan Yabanlu Pazarı’dır. Anadolu çevresindeki tüm sahalardan buraya taşınan mallar yine buradan dağıtılmaktadır (Sümer, 1989). Halep – Maraş – Elbistan güzergahı ile Suriye ve Mısır malları, Irak – Malatya – Elbistan güzergahı üzerinden Irak malları, Erzincan – Sivas – Kayseri güzergahı üzerinden tüm İran Kafkas malları, Çukurova – Geben – Göksun güzergahından Venedik, Ceneviz ve Ermeni malları Yabanlu Pazarı’na taşınmaktadır.

İkincisi ise; Selçuklu döneminde Kilikya (Çukurova) yöresine hakim Tâbi Ermenli Baronlukları kontrolünde Akdeniz’deki Ayas (Layazzo/Laias) uluslararası ticaret limanıdır. Bu dönemde Ayas, Anadolu’da ticaret yolunun Akdeniz’e ulaştığı kenttir. Bu ticaret yolu Anadolu’dan İran’a, Orta Asya’ya ve Çin’e kadar uzanıyordu. Kargarlı’ya göre[4]; “Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu Asya ticaretinin batıya açılan kilit noktası olmuştur. Özellikle Ermeni – Moğol anlaşması sonrasında Çin, Orta Asya, İran üzerinden gelen İpek va baharat yolu Kilikya’ya muazzam bie servet akıtmıştır. Uzakdoğu’dan gelen mallar Cenevizli, Venedikli, Pisalı, Floransalı, Marsilyalı, Katalonyalı tacirler tarafından kapışılıyordu. Baharat, Hint okyanusu incileri, Dehkan Elmasları, santal (kokulu kök), Uzakdoğu ipekleri, Anadoludan ve İslam ülkelerinden gelen halı, kilim, pamuklu dokuma kumaşları, tafta, altın işlemeli brokar kumaşlar Kilikya’ya yağıyordu. Ermeniler ise aracılık yaparak bu malları altın fiyatına satarak zenginleşiyorlardı.”

Selçuklu dönemindeki bu iki uluslararası ticaret merkezi Maraş yöresinden geçen ticaret yollarının istikametini belirlemiştir ki; bunlardan birincisi Halep’ten başlayıp, Dülük, Hades, Akçaderbent, Elbistan, Hurman, Kabaktepe Beli ve Kuruçay Beli üzerinden Yabanlu Pazarı’na giden kervan yoludur. İkincisi ise; Ayas iskelesinden başlayıp, Toprakkale, Bodrum Kale, Geben, Göksun, Yabanlu Pazarı, Sivas üzerinden doğuya doğru giden yol güzergâhıdır.

1- Halep – Yabanlu Pazarı Kervan Yolu; Halep’ten başlayıp, Haleparkı suyunu takiple Heylan, Dabık, Tilhabeş’ten sonra Sunpas suyunu takiple Ayntab, Dülük, Hades, Altınlıköprü’den geçerek Kamereddin Hanı, Çevirme Hanı, Nurhak Hanı Akçaderbent, Zillihan, Elbistan Çavlı Han, Kuru Han, Hurman Kale (şekil 3), Sarız, Komana, Kabaktepe Beli veya Kuruçay Beli’nden geçerek Yabanlu Pazarı’na ulaşmaktadır. Buradan Karatay Hanı üzerinden Kayseri’ye, Sultan Hanı üzerinden Sivas’a gidilmektedir. Bu yol güzergâhı Maraş yöresinde Selçuklu dönemi han ve köprüleri ile iyi takip edilebilmektedir. Bu yolun Göynük (Hades) geçişinin Bac-ı Rah vergisi 16 yüzyılda yılında 40000 akça[5] olarak belirlenmiştir.

2 – Ayas Limanı – Geben – Göksun’a Ulaşan ve Buradan Dağılan Kervan Yolları; Bu yol Ayas (Yumurtalık) Limanı’ndan başlar. Toprakkale üzerinden Hemite Kalesi önünden Ceyhan nehrini geçer. Bodrum Kale’den sonra Andırın suyu vadisini takiple bir dizi kaleler zinciri dizisini geçtikten sonra Gaben Kalesi önünden Meryemçil belini aşıp, Çinçin boğazından Göksun’a ulaşır. Göksun’dan sonra Malatya istikametine gidecekler doğuya dönerek Kanlıkavak, Afşin, Izgın, Elbistan, Gavuröreni, Sevdili hanı üzerinden Doğanşehir ve Akçadağ (Subadra) üzerinden Malatya istikametine geçmektedir. Göksun’dan Kayseri ve Sivas üzerine gidecekler Yalak düzlüğünden Kemer köyünden Şar’a ve oradan Kabaktepe veya Kuruçay Beli’ni aşarak Yabanlu Pazarı’na ulaşmaktadır. Maraş yöresinde Selçuklu dönemine ait bu ticaret yolu kaleler zinciri ile arazide iyi takip edilebilmektedir. Geben den geçen yolun 16. yüzyılda bac-ı râh vergisi 8950 akça[6] olarak belirlenmiştir.

Şekil 3: Selçuklu Döneminde Maraş Çevresi Ticaret Yolları

Selçuklu Döneminde Maraş Yöresi Askeri Yolları

Askeri yollar bazı özellikleri ile ticaret yollarından ayrılırlar. Burada üzerinde durulması gereken konu bir yeri fetih için yapılan seferlerin yolları ile bir yeri savunma için hareket eden orduların yolları bazen bir birinden farklı olmaktadır. Ordu kuvvetinin hangi merkezden hareket ettiği de önemlidir.

1- I. Haçlı Ordusunun Maraş Üzerinden Antakya’ya Geçtiği Yol; 10 Eylül 1097’de Tangred ve Baudouin ayrı ayrı yollardan Toros geçitlerine doğru yürürken, ordunun ana kütlesi Kayseri’ye doğru yola çıkmıştı. Eylül ayının sonuna doğru Haçlılar Kayseri’ye vardılar (Gökhan, 2005). Kayseri’den ilerleyen Haçlı ordusu Ermenilerin yaşadığı ve Danişmentli Türklerinin kuşatma altında tuttukları Komana (Placentia/Şar) şehrine yöneldiler. Bu haçlı ordusunun Kayseri’den Komana’ya geçişleri Roma ve Bizanslılar tarafından iyi bilinen Kuruçay beli üzerinden olmuştur. Danişmentli Türklerinin çekilmesi ile Komana’yı alan Haçlı ordusu Komana bölgesinden Maraş sınırına girerek bugünkü Yeşilkent (Yalak) üzerinden Göksun’a doğru ilerlemiştir (şekil 6). Üç gün Göksun’da kalan Haçlılar, Maraş’a kadar gidecekleri yol hazırlıkları için Ermenilerden bolca yiyecek ve erzak satın almışlardır. Bugün bile geçilmesi zor yollardan biri sayılan ve yaklaşık 100 kilometreyi bulan Göksun- Maraş arasını kat etmek için hareket eden Haçlı ordusu büyük engellerle karşılaşmışlardır. I. Haçlı ordusunun bu engellerle karşılaşmasının temel sebebi her nedense bilinen yolu kullanmamış olmasındandır. Onların, bir yandan engebeli araziyle diğer yandan da bölgede üslenen Türklerle mücadele etmeleri gerekiyordu. Göksun-Maraş arası Haçlıların Anadolu geçişi boyunca karşılaştıkları en zor yol olmuştur.

Haçlıların buradan geçişini tasvir eden Haçlı kaynaklarından alıntı yapan Runciman ve Gökhan[7] şu bilgileri aktarmaktadır; “Ekim ayı başlamış ve son bahar yağmurları yağıyordu. Anti-Toroslar olarak adlandırılan buradaki dağları aşmak zordu. Bölgeden geçen yol yılların ihmali yüzünden bozulmuştu. Yol kilometrelerce dik bayırlara tırmanan ve derin uçurumlar yanından geçen çamurlu bir patikadan ibaretti. Atlar birbiri ardından uçuruma yuvarlanıyor, birbirine bağlı yüklü hayvanlardan müteşekkil diziler olduğu gibi derinliklere gömülüyordu. Hiç kimse ata binmeye cesaret edemiyordu. Teçhizatlarının ağırlığı altında ezilerek sürüklenen şövalyeler silahlarını daha hafif mücehhez olanlara satmaya çalışıyorlar, çoğu zamanda güçsüz düşüp onları fırlatıp atıyorlardı. Bu dağlar Haçlılara Türklerin verdiği kayıplardan daha fazlasını verdirdiler. Anonim Haçlı Tarihi’ne göre[8]; Göksun’da konaklayan ana ordu oradan ayrıldıktan sonra öyle sarp ve yüksek lanetli bir dağ geçmeye çalıştı ki, ordudan hiç kimse dağ yolundan gitmeye cesaret edemedi. Atlar uçuruma ve yük hayvanları birbirleri üzerine düştüler. Şövalyeler korkularından ve talihsizliklerinden dolayı derin bir üzüntü ve ümitsizliğe kapıldılar ve kalkan, zırh, miğfer gibi değerli teçhizatlarını üç beş dinara satmaya çalıştılar. Silahları için alıcı bulamayanlar ise, silahlarını fırlatıp öyle devam ettiler. Ordu bu lanetli dağı geçerken Maraş adında bir şehre geldi. Halk haçlı ordusunu tanımak üzere şehirden çıkıp geldiklerinde çok sevinip, bir miktar yiyeceklerle bazı mallar getirdiler ve Ordu Maraş’ta Bohemund’u bekledi. Sonunda haçlı şövalyeleri, Suriye’nin başkenti, kraliyet şehri Antakya’nın bulunduğu vadiye girdi.

Şekil 4: Selçuklu döneminde Maraş çevresinde askeri amaçlı kullanılan yollar

 

Haçlıların Göksun ile Maraş arasındaki bu geçişi hangi güzergâh üzerinden yaptıklarına gelince; bu dönemde bilinen yol, Maraş – Eyerbel ve Tekir üzerinden geçen yoldur. Ancak haçlılar bilinen yoldan geçmediler. Ermeni kılavuzların güvenli olarak belirteceği güzergâhın Ermenilerin elinde olması gerekir ki; Geben, bu dönemde Ermenilerin elinde bulunmaktadır. Dolayısıyla ordunun bölgeden geçeceği güzergâh; Çinçin boğazı, Geben, Sisne’den sonra Köşürge (Dolaman) Dağını Körsulu Çayı’nın Karasu boğazındaki yamacından geçerek Körsulu vadisine girer (şekil 4). Wilson[9] tarafından 1895 yılında tanımlanan yolun, buradaki güzergâhı dik yamaçlar ve uçurumlar üzerinden geçmektedir. Bu yoldan yük hayvanları ile dahi geçişin güç olduğu, sadece yaya olarak geçilebileceği belirtilmiştir. Hele yağmurlu bir havada bu vadiden geçiş o zamanın şartlarında anlatılanları gösterecek şekilde zahmetli olmaktadır.

Haçlı ordusu Maraş ovasını görünce rahatlamış ve Maraş’ta birkaç gün dinlenmişlerdir. Haçlı ordusu 15 Ekim 1097 yılında Maraş’tan hareket ederek Antakya’ya doğru yol almıştır. Burada tüm dönemler için alternatifsiz olan Maraş – Türkoğlu – Nurdağı – İslâhiye – Hassa ve Kırıkhan istikametindeki Amik çukurunu takip ederek ilerlemiş ve 20 Ekim’de Demirköprü üzerinden Antakya’ya ulaşmıştır.

2- Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus’un Haçin – Geben – Maraş Askeri Sefer Yolu; Anadolu Selçuklu Sultanı İzzeddin 612 (1215) senesinde kendi aleyhine çalışan Ermeni kralından öç almak üzere Kayseri’ye gelerek bütün orduyu Yabanlupazarı (Pazerören) yaylağında topladı. Sultan Köstere (Tomarza) tarikiyle Gökri’ye gelerek ordugah kurdu. 612 senesi nihayetlerine doğru Ermeni memalikine dahil oldu. Sonra ovalar ve dağlar arasından bil mürur Haçin (Saimbeyli) kalesi önüne muvasalat eyledi. Şehr-i mezkûr üç gün mancılıklarla dövüldü. Mahsurlar aman talep ettiler ve kaleye Türk sancağı çekildi. Divan-ı bala naipleri kaleye girerek nüfus ve emlakı tahrir ettiler. Kaleye dizdar ve muhafız askerler ikame olundu. Badehu sultan Kanicin (Kâncin) (Çukurhisar kalesi) kalesi önüne gelerek muhasaraya başladı. Mancılıklar kuruldu. Bir müddet muhasaracan sonra ani bir taarruz ile kale zabt olundu. Buraya da naib nasb, dizdar ve asâkir ikame edildi. Sultan daha sonra Maraş’a gitti. Buradan tekrar ermeni memleketlerine giren Sultan İzzeddin birçok yerleri zabt ve yağma ederek 1216 (613) yılında Ermenilerle bir anlaşma yaparak Anadolu’ya döndü[10]. Anadolu Selçuklu sulatı bu askeri seferinde Yabanlu Pazarı’nda topladığı ordusunu Tomarza (Gökri)’de topladıktan sonra Kurubel veya Gökbel geçidini kullanarak önce Sis (Kozan) yolu üzerindeki Haçin’i almış buradan sonra Göksun’a gelip Çinçin Boğazından geçerek Geben ve Çukurhisar kalelerini almış ve buradan Maraş’a geçmiştir. Maraş’tan sonra Ceyhan Vadisi kullanılarak Çukurova’ya geçtiği bildirilmekte ise de; tarihin hiçbir döneminde Maraş’tan Ceyhan Vadisini takip ederek Çukurova’ya giren bir yol olmamıştır. Burada en iyi bilinen yol Maraş – Deliçay vadisi – Hodu beli – Hacbel – Bahçe yoludur (şekil 4).

3- Sultan Baybars’ın geçtiği Askeri Yol; Memluklu Sultanı Baybars’ın Anadolu seferi, Türk araştırmacılar[11] tarafından farklı kişilerce çalışılmıştır. Kaynaklara göre Sultan Baybars; Kahire’den hareketle Şam’a ve sonra Halep’e geldi. Buradan Haylan’a ve Ayıntab’a (Dülük) ulaştı. Buradan Antep-Pazarcık yolunu kullanarak Aksu çayını geçen Göynük – Hades yolunu kullandı. Hades Boğazı’ndan girerek Helete üzerinden Kanlıgeçit – Göksu – Tatarderesi yolunu kullanarak Akçaderbent’e geldi. Buradan sonra Elbistan-Afşin- Hunu yolunu kullandı. Hunu’da yapılan savaştan sonra Hurman üzerinden Sarız yolunu geçti. Dönemin şartlarında Sultan Baybars’ın Sarız’dan sonra kullandığı yol Kuruçay geçidi ya da Kurubel geçidi olmalıdır. Şayet Baybars bu seferinde Yedioluk ya da Kabaktepe geçidini kullansaydı, Zamantı kalesi yöneticisine haber göndermeye ihtiyaç hissetmezdi. Çünkü her iki geçidin Kayseri çıkışı Zamantı Kalesi’nin önünden geçmektedir. Diğer bir husus da Yabanlu Pazarı’ndan gidişte değil dönüşte geçilmiştir. Yani Sarız’ı bahsedilen geçitlerden geçip, Karatay Hanı’na ulaşsaydı, Yabanlu Pazarı’ndan gidişte bahsedilirdi. Sarız tarafından Kayseri’ye doğru geçen ve Karatay Hanı’na ulaşan yol Kuruçay Geçidi’ni aşmaktadır. Bu geçitten giden yol Yabanlu Pazarı’na uğramadığı gibi, Roma döneminden beri kullanıldığı için üzerinde seferde bahsedilen köprüler ve hanlar da bulunmaktadır. Kayseri’den dönüş yolunda Yabanlu Pazarı’na uğramış olmaları ve geçtikleri süreyi de gözönünde bulundurursak geçtikleri geçit Kabaktepe – Sarız – Hurman – Hunu güzergâhı olmalıdır. Buradan sonraki yolu Hades’e kadar gidiş yolu ile aynıdır. Hades’ten sonra Harim’e Antakya yakınlarından girmiş olduğu tüm araştırmacıların ortak fikri olduğuna göre, ordusunu Maraş yakınlarından geçirerek Aksu Köprüsü’nden sonra Maraş – Antakya yol güzergâhını kullanarak Harim’e ulaştırmıştır (şekil 4).

 

Sonuç

Selçuklu Döneminde Maraş yöresi önemli askeri ve ticari yolların geçtiği bir saha olmuştur. Gerçekte Maraş yöresi coğrafyası yol geçişleri bakımından sıkıntılı bir sahadır. Ancak bahsedilen güzergâhlar Sulçuklu dönemi güç ve ticaret merkezi dağılımı bakımından zorunlu ve çoğunlukla güvenli ticaret ve askeri geçişler için alternatifsizdir. Gerek askeri seferler ve gerekse ticari kervanlar sıkıntısız, kısa ve güvenli yolları tercih etmişlerdir.

 

 

KAYNAKLAR

ALPARSLAN, Y., YAKAR, S., 2009, Seyahatname, Şehir Tarihi ve Coğrafya Kitaplarına Göre Maraş. Ukde Yayınları, Kahramanmaraş.

AYAN, E., 2013, Anonim Haçlı Tarihi. Selenge Yayınları, İstanbul.

B.O.A., 1999, 998 Numaralı Muhesebe-i Vialyet-i Diyar-ı Bekr ve Arab ve Zü’l-kadriye Defteri (937/1530). Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın No:40, Ankara.

BAYKARA, T., 1990, Anadolu’nun Selçuklular Devrindeki Sosyal ve İktisadi Tarihi Üzerinde Araştırmalar. Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir.

BAYKARA, Y., 1988, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyasına Giriş. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları No:86, Ankara.

ÇETİN, C., 2013, Ulak, Yol, Durak: Anadolu Yollarında Padişah Postaları (Menzilhaneler). Hikmetevi Yayınları No:6, İstanbul.

DEMİRKENT, I., 1997, Haçlı Seferleri. Dünya Yayıncılık, İstanbul.

DEMİRKENT, I., 2014, Türkiye Selçuklu Hükümdarı Sultan I. Kılıçarslan. Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

EL-BELÂZURİ, 1987, Fütûhu’l-Büldân (Çev: Mustafa FAYDA). Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları No:707, Ankara.

ESKİKURT, A., 2014, Ortaçağ Anadolu Ticaret Yolları. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 33:15-40.

GÖKHAN, İ., 2005, XIII. Yüzyılda Maraş. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 13:191-222.

GÖKHAN, İ., 2011, Başlangıçtan Kurtuluş Harbine Kadar Maraş Tarihi. Ukde Yayınları, Kahramanmaraş.

GÖKHAN, İ., 2013, Selçuklular Zamanında Maraş. Halim Ofset Marbaacılık, Kahramanmaraş.

GÜNEL, G., 2010, Anadolu Selçuklu döneminde Anadolu’da İpek Yolu Kervansaraylar – Köprüler.  Kebikeç Dergisi, 29:133-146.

İLTER, İ., 1969, Tarihi Türk Hanları. Karayolları Genel Müdürlüğü Matbaası, Ankara.

KAŞGARLI, M. A., 1990, Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu Tarihi, Kök Yayınları, Ankara.

KİEPERT, R., 1908, Karte von Klaeinasien, Maβstab:1:400 000. Dietrich Reimer Verlag, Berlin.

KURT, Y., 2011, Çukurova Tarihinin Kaynakları V: 1563 Tarihli Kars-ı Maraş Sancağı Mufassal Tahrir Defteri. Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

MÜDERRİSOĞLU, F., 1999, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Menzil Yolları ve Menzil Külliyeleri”, Osmanlı Ansiklopedisi, 10. Cilt, s.376-383, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara.

ÖZKARCI, M., 2007, Türk Kültür Varlıkları Envanteri: Kahramanmaraş. Cilt I – II. Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

RAMSAY, W.M., 1960, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası. (Çev. Mihri Pektaş), MEB Yayınları, İstanbul.

RUNCİMAN, S., 1998, Haçlı Seferleri Tarihi I. Cilt (Çev. Fikret Işıltan). Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

SOLAK, İ., 2004, XVI. Asırda Maraş Kazâsı 1526-1563, Akçağ Yayınları, Ankara.

SÜMER, F., 1989, Yabanlu Pazarı. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul.

ŞEŞEN, R., 2009, Sultan Baybars ve Devri (1260-1277). İslam Tarih, Sanat ve Kültürünü Araştırma Vakfı Yayınları No:26, İstanbul.

TAESCHNER, F., 2010, Osmanlı Kaynaklarına Göre Anadolu Yol Ağı. (Çev: Nilüfer EPÇELİ), Bilge Kültür Sanat Yayın No:414, İstanbul.

TOROĞLU, E.; ALPARSLAN, Y., 2016, Kahramanmaraş’ın Tarihi Coğrafyasında Yollar. Dulkadiroğlu Belediyesi, Maraş Kültür Tarih Yayınları Serisi No:6, Kahramanmaraş.

TUNCER, O.C., 2007, Anadolu Kervan Yolları. Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara.

WİLSON, C., 1895, Handbook For Travellers in Asia Minor, Transcaucasia, Persia. John Murray, London.

YINANÇ, M. H., 2013. Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri I. Cilt (Haz: Refet Yinanç), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

YINANÇ, M. H., 2014. Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri II. Cilt (Haz: Refet Yinanç), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

YİNANÇ, R., ELİBÜYÜK, M., 1988, Maraş Tahrir Defteri (1563), Cilt I-II. Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi yayın No: 1, Ankara.

 

* Adres:  Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Avşar Kampusu      Onikişubat/KAHRAMANMARAŞ, e-mail: etoroglu@ksu.edu.tr.

[1] Mark Sykes, Darü’l-İslam (Çev: Y. Tezkan). 21. Yüzyıl Yayınları, İstanbul -2000. s:80 ve s:90.

[2] Dr. Şerafettin Mağmunî, Anadolu ve Suriye’de Seyahat Hatıraları. Kahire, 1909’dan aktaran Y. Alparslan ve S.  Yakar, Seyahatname, Şehir Tarihi ve Coğrafya Kitaplarına Göre Maraş. Ukde Yayınları, Kahramanmaraş-2009. s:65.

[3] Emin Toroğlu & Yaşar Alparslan, Kahramanmaraş’ın Tarihi Coğrafyasında Yollar, Dulkadiroğlu Belediyesi Yayınları, Kahramanmaraş-2016. s: 14

[4] M. A. Kaşgarlı, Kilikya Tâbi Ermeni Baronluğu Tarihi, Kök Yayınları, Ankara-1990. s:115

[5] Refet Yinanç & Mesut Elibüyük, Maraş Tahrir Defteri (1563), Cilt I-II. Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi yayın No: 1, Ankara-1988.

[6] İbrahim Solak,  XVI. Asırda Maraş Kazâsı 1526-1563, Akçağ Yayınları, Ankara-2004.

[7] S. Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi I. Cilt (Çev. Fikret Işıltan). Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankar-1998. s:147, İlyas Gökhan, XIII. Yüzyılda Maraş. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2005, 13:191-222.

[8] Ergin Ayan, Anonim Haçlı Tarihi. Selenge Yayınları, İstanbul. 2013. s:81

[9] Charles Wilson, Handbook For Travellers İn Asia Minor, Transcaucasia, Persia, London-1895. s:271.

[10] Mükrimin Halil Yinanç, Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri II. Cilt (Haz: Refet Yinanç), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara-2014. s:32-33.

[11] Faruk Sümer, Yabanlu Pazarı. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul-1989. Ramazan Şeşen, Sultan Baybars ve Devri (1260-1277). İslam Tarih, Sanat ve Kültürünü Araştırma Vakfı Yayınları No:26, İstanbul-2009.