Gaziantep’te yaşayan muhasebe ve finans öğretmeni Yusuf Çakmak, kuş tüyünden fasulyeye, kabak çekirdeğinden ağaç yaprağına kadar her türlü nesneyi, manzara resimleriyle güzelleştiriyor.
İlkokulda resim yeteneğini fark ettikten sonra sıra dışı olmanın peşine düşen Çakmak, çizim ve boyamalarında ise ketçap, çikolata, reçel gibi maddeleri de kullanıyor.
Ressam Yusuf Çakmak, yaptığı açıklamada, işten kalan zamanını resim yaparak geçirdiğini söyledi. İlkokuldan beri sanata ilgisi olduğunu anlatan Çakmak, okulda düzenlenen resim yarışmasında birinci olduktan sonra kendisini bu alanda geliştirmeye başladığını kaydetti.
Arkadaşlarının basit çizimler, kendisinin ise manzara resimleri yaptığını dile getiren Çakmak, “Ortaokulda arkadaşlarımın resmini yapmaya başladım. Lisede ressam olarak tanınıyordum. Üniversitede kara kalem beni tatmin etmemeye başladı. Tükenmez kalem, mürekkeple resim yapmaya başladım. Sonra ketçap, çikolata reçel gibi maddelerle eserler yapmaya başladım.” dedi.
“Sıradan değil sıra dışının peşindeydim”
Çakmak, yaptığı resimlerin ve kullandığı yöntemlerin kendisini tatmin etmemeye başladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:”Çınar yapraklarına üç boyutlu resimler yapıyorum. Sıradan değil sıra dışının peşindeydim. Bunu da başardığımı düşünüyorum. En küçüğünden başlayarak her türlü nesnenin üzerine resim yapıyorum. En küçük nesneler bile bana büyük geliyor. İncir çekirdeğine, soğan zarına, kibrit çöpüne bile resim yaptım. Sanatın yalnızca kağıt, tablo ve tuvalden ibaret olmadığını göstermeye çalışıyorum. Her nesne üzerinde bir sanat var. Bunu görebilmek, yansıtabilmek lazım. Bunu başardığıma inanıyorum. Akışkan nesnenin üzerine resim yapıyorum. Yumurta akına gün batımını yaptım. Kaymak, krema üzerine eser çıkarabiliyorum.”
Resim yaptıkça mutlu olduğunu dile getiren Çakmak, sanatını daha da ilerletmek istediğini ifade etti.
Minyatür resim konusunda Hasan Kara’dan sonra bayrağı devralmak istediğine dikkati çeken Çakmak, “Bu sanat keskin göz, hassas el gerektiriyor. Bu sanatı ben de başkasına devredersem mutlu olurum. Bu sanatın kaybolmaması lazım. Şiir, kitap gibi kuşaktan kuşağa aktarılarak devam ettirmek lazım.” diye konuştu.