(Baba İlyas Horasanî’nin Şeyhlikten Şahlığa Yükselme Düşünce ve
Planının Tarihî Macerası)
Salim KOCA*
Eski Türk devletlerinde, hanedan üyeleri arasında zaman zaman iktidarı değiştirme teşebbüsleri olmuş ve bu teşebbüslerden bazıları da amacına ulaşmıştır (Meselâ Hunlarda Mete (Boğatır) babası Tuman’ı (M.Ö: 209), Göktürklerde Bilge Kağan İnel Kağanı (716), Uygurlarda Tun Baga Tarkan üvey babası Böğü Kağanı (779), Büyük Selçuklu Devletinde Alp Arslan kardeşi Süleyman’ı (1063), Türkiye Selçuklularında II. Süleymanşâh kardeşi I. Gıyâseddîn Keyhüsrev’i (1196), Gıyâseddîn Keyhüsrev yeğeni III. Kılıç Arslan’ı (1205), Osmanlılarda da Yavuz Selim babası II. Bayezid’i (1512) tahtan indirerek hükümdar olmuştur). Türk devlet anlayışına göre, bu teşebbüsler, genellikle hanedan üyelerinin hakkı ve hukuku içinde değerlendirildiği için meşru ve normal birer olay olarak kabul edilmiştir. Fakat Türkiye Selçuklu Devletinin on ikinci hükümdarı olan II. Gıyâseddîn Keyhüsrev’in saltanatı zamanında (1237-1246), Türk devlet anlayışına aykırı olarak, hanedan üyeleri dışında farklı iki kişi tarafından Selçuklu iktidarını değiştirme teşebbüsünde bulunulmuştur. Bu teşebbüslerden biri, devlet teşkilâtının içinde bulunan Emîr Sadeddîn Köpek tarafından, diğeri de halkın içinden çıkan Baba İlyas Horasanî tarafından yapılmıştır. Bunlardan Sadeddîn Köpek, teşebbüsünü “hanedan üyesi olma” gibi sahte bir iddiaya dayandırırken, Baba İlyas Horasanî de “peygamberlik” gibi yine sahte bir iddia ve gerekçeyle ortaya çıkmıştır. Her ikisinin teşebbüsü amaçlarına ulaşmak üzere iken başarısızlığa uğratılmışsa da, bu olaylar devlet ve toplum hayatında etkisini asırlarca sürdürecek olan maddî ve manevî bir tahribata yol açmıştır.
* Prof. Dr. Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, e-posta: skoca@gazi.edu.tr