Anlatıldığına göre Behlül Ali, Burtu köyünde görev yaptığı yıllardan birinde, bir gece gönlüne ölen eşi ve sevdiği Güllü Fadime’nin özlemi düşer. Kalkıp Izgın köyü mezarlığındaki kabrine gelir ve sabaha kadar mezarda yatar. Sabah namazını orada kılar ve köyden işçiler tarlaya giderken bu şiiri söyler:
Uyan nazlım
Sakalım ağardı saçım döküldü
Yaşım yetmiş oldu belim büküldü
Yolmacılar tarlalara çekildi
Uyan nazlım uyan güneş değiyor
Yatsı abdestini Burtu’da aldım
Sabah namazını başında kıldım
Göresim geldi de yanına geldim
Uyan nazlım uyan güneş değiyor
Ağardı sakalım saçımı döktü
Senden ayrılmamız belimi büktü
Şimdi kuzuların yataktan kalktı
Uyan nazlım uyan güneş değiyor
Behlül Ali’m ne gezersin burada
Hallerim perişan kaldım arada
Ben de geleceğim belki sırada
Uyan nazlım uyan güneş değiyor