Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde Yörüklerin elde dokudukları Yağcıbedir halısına ilgi giderek artarken dokuyucu sayısı her geçen gün azalıyor. İlçede, dokuyucu sayısı 3 binlerden 150’ye kadar düştü.
Orta Asya’dan göç eden Yörüklerin Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde elde dokudukları Yağcıbedir halısına ilgi giderek artarken, dokuyucu sayısındaki azalma nedeniyle taleplere yetişmekte güçlük çekiliyor.
Dokuma tekniği anneden kıza geçerek çeyizlere konulan Yağcıbedir halısı, her deseninde barındırdığı hikayesiyle Yörüklerin örf ve adetlerini yansıtan bir sanat eseri niteliğini taşıyor.
Yurt içi ve yurt dışından yoğun ilgi gören el emeği göz nuru halıların dokuyucu sayısı ise her geçen gün azalıyor. Yaklaşık 15 yıl önce 3 binlerle ifade edilen dokuyucu sayısı günümüzde 150’ye kadar düştü.
Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yağcıbedir halısının dünyanın en eski halısı olarak bilinen 3 bin yıllık geçmişe sahip Pazırık halısı ile aynı tekniğe sahip olduğunu söyledi.
Aynı zamanda Sındırgı Yağcıbedir Halıcılar Derneği Başkan Yardımcısı olan Yavaş, yüzlerce yıllık tarihe sahip Yağcıbedir halısını gelecek kuşaklara aktarmaya çalıştıklarını, bunun bir sanat eseri olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.
Yavaş, halılara yurt içi ve yurt dışından çok fazla ilginin olduğuna dikkati çekerek, “Yurt dışından ABD’ye kadar talep söz konusu ama maalesef dokuyucu bulmakta güçlük çekiyoruz. İşçiliği az, getirisi yüksek işlerle uğraşan halkımız halıyı az üretir hale geldi. Yaklaşık 15 yıl önce 3 bin tezgaha çıkan üretim son yıllarda 100-150 tezgaha kadar düştü.” bilgisini verdi.
“Hikayesini saatlerce anlatsak bitmez”
Bu halıların her deseninde bir hikayenin olduğuna işaret eden Yavaş, şöyle konuştu:
“Yağcıbedir halısı yüzde 100 koyun yününden yapılıyor. Yün ipler el emeğiyle sağlanıyor. İpinin boyaması doğal yöntemlerle yapılıyor. Her aşamasında el emeği var. Her deseninde bir hikaye gizli. Hikayesini saatlerce anlatsak bitmez. Halının ‘Eminedelirten’ modeli var. Bakıyorsunuz ki eşi erken vefat etmiş, evladından çile çekmiş. Bundan dolayı bu durum halıya nakşedilmiş.”
“İnşallah bunun değeri kaybolmadan gelecek nesillere taşıyabiliriz”
Yavaş, halıların rengini doğal yöntemlerle yapılan boyalardan aldığını dile getirerek, yaklaşık 200 yıllık halılarda bile renk solmasının yaşanmadığını ifade etti.
Yağcıbedir halısına coğrafi işaret almak için girişimlerde bulunduklarını hatırlatan Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu işi oğlumuza kızımıza devredecek durumda değiliz. Bizler belki son nesiliz. Kalaycılık, semercilik nasıl yok olduysa bu da yok olma yolunda gidiyor. Şu an en genç dokuyucu 50 yaşında ama inşallah devletimiz tarafından destek verildiği takdirde belki bir nebze daha bu işin devamını sağlamış olacağız. Özellikle ip desteği sağlanırsa çok iyi olur. Bizler bu işin sanat boyutuyla büyütülmesi, geliştirilmesi ve müzayedelerle satılacak kadar değerli olduğunu düşünüyoruz. İnşallah bunun değeri kaybolmadan gelecek nesillere taşıyabiliriz.”
Yavaş, belediye ve dernek olarak Yağcıbedir halısının gelecek kuşaklara aktarılması için kurslar düzenlediklerini, ayrıca dokunan halıların pazarlanması konusunda destek sağladıklarını sözlerine ekledi.