Gökoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ısınma, Nil Nehri’ne baraj yapılması, Akdeniz’in yüzey sularının ısınması, Süveyş Kanalı’nın derinleştirilmesi gibi nedenlerle tropik balıkların Türk sularına gelmeye başladığını söyledi.
Türkiye’deki tropik balık çeşidinin 100’e yaklaştığını aktaran Gökoğlu, ekonomik değeri olan balıkların yanı sıra balon balığı gibi zehirli türlerin de popülasyonunun hızla yayıldığını dile getirdi.
Türkiye’de ilk balon balığının 19 yıl önce görüldüğünü vurgulayan Gökoğlu, Türkiye’de şu an 7 tür balon balığı bulunduğunu bildirdi.
Gökoğlu, bu balığın kilosunun 7 kilograma kadar ulaşabildiğini, boyunun ise 110 santimetreye erişebildiğini kaydetti.
“BALIĞIN BÜTÜN ORGANLARINDA VE ETİNDE ZEHRİ BULUNUYOR”
Balon balıklarının zehir içerdiğini belirten Gökoğlu, şöyle konuştu:
“Zehir balığın vücudundaki bakteriler tarafından mı üretiliyor yoksa beslendiği gıdalardan mı kaynaklanıyor, belli değil, bu araştırılıyor. Sularımızdaki diğer zehirli balıklar trakonya ve aslan balığının zehri pişirilince yok oluyor. Balon balıklarının zehrinde böyle bir durum söz konusu değil. Balon balığı yiyen bir kişinin sinirsel iletişimi kesiliyor. Felç oluyor, solunum duruyor. Balığın bütün organlarında ve etinde zehri bulunuyor. Özellikle karaciğer ve yumurtalıklarındaki toksin yüksek miktarda. Etinde ve bütün dokularında da bu zehir mevcut. Pişirilse de bu balık zehirliyor.”
“YANLIŞ BİLGİLER KULAKTAN KULAĞA YAYILIYOR VE MAALESEF ZEHİRLENMELER OLUYOR”
Gökoğlu, balık hakkında şehir efsanelerinin dolaştığına işaret ederek, “Yanlış bilgiler kulaktan kulağa yayılıyor ve maalesef zehirlenmeler oluyor. Bazı kişiler, ‘Balon balığını mevsiminde yerseniz bir şey olmaz. Güzel temizlerseniz bir şey olmaz’ gibi yanlış bilgiye sahip. Bu nedenle maalesef tüketilmeye devam ediyor. Balık fileto şeklinde çıkartıldığında diğer balıklardan ayrılmıyor. Bu da bir tehlike. Buna da dikkat etmek gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.