Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji ve Kozmetoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgen Özer:”Kozmetikte, günümüzde doğala doğru bir eğilim var, daha çok bitkisel ürünler tercih ediliyor”
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji ve Kozmetoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgen Özer, kozmetikte doğal ve bitkisel ürünlerin daha çok tercih edildiğini söyledi.
Özer, Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneğince Belek Turizm Merkezi’nde düzenlenen 2. Uluslararası Kozmetik Kongresi’ne katılmak üzere geldiği Antalya’da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kozmetik sektörünün, kimyagerlerin, kimya mühendislerinin ve eczacıların ortak çalışması gereken bir alan olduğunu belirtti.
Kozmetiklerin, genellikle sentetik ham maddelerden üretildiğini ifade eden Özer, “Kozmetik ürün dediğimiz zaman; temizleme, bakım ve iyi durumda tutmak amacında olan, sentetik veya doğal ham maddelerden üretilen, formülasyon şekillerinden bahsediyoruz. Tüm cilt bakım ve saç bakım ürünleri, hepsi kozmetik ürünlerdir. Kozmetikte, günümüzde doğala doğru bir eğilim var, daha çok bitkisel ürünler tercih ediliyor.” dedi.
Doğal ürünler konusunda tüketicilerin dikkatli olması gerektiğini ifade eden Özer, bir sürü bitkisel içeriği bir arada tutarak, beklenen etkiyi elde etmek zor olduğu için mutlaka gerekli testlerin yapıldığından emin olmalarını istedi.
Son zamanlarda “Yeşil kozmetik” kavramının çok kullanıldığını, bunu söyleyince akla doğal ve organik ürünlerin geldiğini dile getiren Özer, şöyle konuştu:
“Aslında yeşil kozmetik dediğimizde doğayla geçimli olan her türlü sistem ifade ediliyor. Doğayla geçimli olan ham maddeler, analiz süreçleri, her bir analizin ya da üretim teknolojilerinin hepsinin doğaya olumsuz etkisinin en az olması beklenen ürünler. Sistemin tümünün yeşil teknolojiye uygun olarak tasarlanması gerekiyor. Doğal ve organik dediğimiz zaman bunu çok iyi ayrıt etmemiz gerekiyor. Tüketiciyi yanıltması açısından yüzde yüz organik, yüzde yüz doğal gibi birtakım ifadeler görüyoruz. Bunun gerçekten öyle olup olmadığını etiketine bakarak anlayabiliriz. Yüzde yüz doğal, yüzde yüz organik olan bir bileşiğin hiçbir şekilde sentetik içermemesi gerekiyor. Yüzde yüz organikse eğer tamamen organik tarım uygulamalarına göre üretilmiş hammaddelerden hareketle bir üretim yapılması gerekiyor. Organik bu demek. Her doğal ürün organik midir, değildir. Her organik doğaldır ama her doğal ürün organik olmayabilir.”
Özer, Türkiye’nin bitkiler açısından çok zengin bir ülke olmasına rağmen kozmetikte kullanılan bazı standart bitki ekstrelerinin ithal edilmesinin üzücü bir durum olduğunu vurguladı.
Bu durumun önüne geçilebilmesi için mutlaka iyi tarım uygulamalarına ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Özer, “Çünkü bu bitkisel ekstreler hem ilaç sektöründe hem de kozmetikte kullanılıyor. Kozmetikte kullandığımız bitkisel ekstrelerin mutlaka standart ekstreler olması gerekiyor. Yani içindeki etkili bileşenin ne olduğunun bilinmesi lazım.” dedi.
– “Uygun şartlarda üretilmesi gerek”
Ürün kullanımının tamamen tüketici tercihi olduğuna işaret eden Özer, “Sentetik ürün iyi değildir, yeşil ürünler daha iyidir.” anlayışına katılmadığını kaydetti.
Doğal ve organik üretilen bir ürünün rafa konulduğunda daha çabuk bozulabileceğini ifade eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:”Kozmetiklerde öngörülen raf ömrü 30 aydır. Bir ürünün 30 ay boyunca rafta stabil kalmasını bekleriz. Bu da nasıl olur, standart bitki ekstreleri kullanırsak, gerekli testleri yaparsak, analizleri uygun belirlersek, daha çok tüketiciye yararlı ürünler üretebiliriz. Sentetik veya doğal fark etmez, her ikisi için de mutlaka gerekli analizlerin, gerekli testlerin yapılması ve uygun kalite şartlarında üretilmesi gerekir. Çünkü insan sağlığına yönelik ürün üretiyoruz. Doğal ürünler bir tercih nedeni olabilir, ‘diğerleri zararlıdır, bunlar daha iyidir’ diye bir şey yok. Sentetikler de etkilidir. Bizim kastettiğimiz çevreye daha az zararı olan ürünler üretmek. Bizim için değerli olan bu.”
Kozmetik kullanımının tüm dünyada çok fazla olduğunu da vurgulayan Özer, 2013’te çıkan kozmetik kalite kontrol şartıyla Türkiye’deki firmaların standartlara uygun üretimde bulunduklarını kaydetti.
“Bakanlık, kozmetik çöplüğünü bitirdi”
Tüketici sağlığı açısından konunun önemli olduğunu ifade eden Özer, “Tüketicilerin ürünlerin güvenli olduğundan emin olmaları gerek. Firmaların da sentetik veya doğal olsun, insan sağlığına güvenli bir ürün ortaya çıkardıklarını ispatlamaları gerek. Bunun için de güvenlik değerlendirmelerini yapmak gerekiyor. Dolayısıyla ürünün güvenliğini kanıtlayan bütün verileri sunmasalar da ellerinde hazır tutmaları gerekiyor. Piyasada çok kozmetik var. Bir zamanlar ülkemiz kozmetik çöplüğü gibiydi ama son zamanlarda Bakanlıkça getirilen kılavuzlar, yönetmelikler ve kozmetik biriminin çok iyi çalışması, denetimin iyi yapılması, piyasadaki hatalı ürün iddialarını bulup çıkarmaları, tüketiciyi korumak adına atılan doğru adımlar.” değerlendirmesini yaptı.