Teketek Haber

TÜRKİYE’NİN DÜNYA HEGOMANYASINA DAİR STRATEJİSİ

TÜRKİYE’NİN DÜNYA HEGOMANYASINA DAİR STRATEJİSİ
Tuncay GÜLÇİN( tuncay.gulcin@outlook.com.tr )
22 Nisan 2019 - 11:08

Dünya üzerinde her devletin kendi stratejisi vardır. Küçüklü büyüklü devletler kendi tarihi donelerini göz önünde bulundurarak çıkarları doğrultusunda strateji üretirler ve uygulamaya çalışırlar.

Peki Türkiye’nin bu strateji deryasında ki yelkenlisi gelişi güzel mi hareket ediyor? Bir plân doğrultusunda mı adımlar atılıyor? Gelmek istenilen bir nokta var ve adım adım oraya doğru mu hareket ediliyor?..

Evet sayın okurlar şu gerçeği kimse inkar edemez ve unutamaz ki Türkiye dünyaya 622 yıl bilfiil hükmetmiş bir imparatorluğun, Osmanlı İmparatorluğunun varisi, parçası, son kalanıdır. Durum bu iken elbette ki atılan adımlar gelişi güzel atılmıyor. Her adımı ayrı ayrı bağımsız bir şekilde incelerseniz hiçbir anlam ve gayeye ulaşamazsınız. Bir bütün olarak gelinen son noktaya bakıldığında çok net görebilirsiniz Türkiye’nin dünya stratejisini. Ülkemin yurt dışında bilinen bilinmeyen irili ufaklı 12 farklı ülkede askeri üssü bulunmaktadır. Keza bu üsler sadece varlık olarak kalmıyor bulunduğu devletlerin ve yakın komşu devletlerin askerini polisini yetiştiriyor eğitim veriyor. Ayrıca ekonomik olarak da gerekli adımlar atılarak bu strateji desteklenmekle kalmıyor okul, hastane, cami gibi yatırımlar ile bahsi geçen ülkelere maddi destek sağlanmış oluyor.

Askeri üslerimizin bulunduğu ülkeleri mercek altına aldığımızda ecdadım osmanoğullarının huzur refah ve demokrasi götürerek yüzyıllarca sahip çıktığı topraklar karşımıza çıkıyor.

Suriye, Irak, Lübnan, Katar gibi ülkeler ile Ortadoğu’ya, Bosnahersek, Kosova, Arnavutluk olmak üzere Balkanlar’a, Somali, Sudan gibi ülkeler ile afrika ki burada Sudan da kurulan askeri üssümüz ülkemizin en önemli yatırımlarındandı. ( Sudan dışişleri bakanı İbrahim Ghandour’un geçenlerde yaptığı  sevakin adasının Türk askerine tahsis edildiği  açıklaması bende ve zannediyorum her vatan sevdalısında büyük heyecan yaratmıştır) Azerbaycan başta olmak üzere Türki devletlerde ki varlığımız ile Kafkasya’ya, en büyük varlığımızın hissedildiği Afganistan ile Asya’ya kapı açmış bulunuyoruz.

Bu bilgiler doğrultusunda bir teori oluşturacak olursak bu bölgelerin tarihten gelen Türk bağı olduğu gerçeği ile şunu demek pek tabi mümkündür ki Türkiye geleceğe dair değişen-değişmeye başlayan yada değişecek olan otoriteye dair önemli mesajlar veriyor…

Sayın okurlar her zaman üzerine durduğum gibi yine belirteyim, dış ilişkilerde  atılan adımlara yapılacak yatırımlara göz ucu ile bakıp ülkemi hakir görmeyiniz, göstermeyiniz. Anlamak,  bilmek, yorumlayabilmek gerekir bu doğrultuda gereken ne gibi donanıma sahip olmanız gerekiyorsa gereğini yapınız. Bu vatan ilelebet bizim, sahip çıkmak başkadır, dil ucu ile seviyorum demek başkadır!

Unutmayınız ki iç siyaset ülkenin gününü dış siyaset ise ülkenin  yarınını belirler vesselam…